PARTİ-Part 1

13 1 0
                                    


(Multimedia'daki Sarah.)

*PARTİ-Part 1*

-Scarlett'ın Gözünden-
(Scarlett, odasında Christopher'ın partisi için hazırlanıyordu. Hafif dar kırmızı elbisesinin üstüne dökülen koyu kahverengi, hatta siyaha yakın, saçları bukle bukleydi. Çillerini kapatmak için her şeyi denemiş, fakat yine de saklayamamıştı. Böyle partilere genelde "ezik inek öğrenci" olduğu için çağrılmazdı. Bu yüzden bu onun için aslında çok önemliydi. Kötü görünmek istemiyordu. Kalın siyah çerçeveli gözlüğünü gözünden çıkarıp masaya koydu. Yaklaşık 10 saniye aynaya baktı ve "belki de bu kadar abartmamalıyım" diye düşünüp gözlüğünü geri taktı. Siyah renk el çantasını masadan alıp odanın kapısına doğru yürüdü. Kapıdan tam çıkmak üzereyken tekrar masanın yanına döndü ve gözlüğünü çıkarıp aynaya baktı. Bu gözlük ona doğduğu andan beri dert olmuştu.
"Hey Scarlett! Gözlüklerini taşımakta zorlanmıyor musun?"
Gözlüğü takmadığı zamanlarda da dalga geçerlerdi.
"Hey Scarlett! Vücudundan bir kaç parça unutmuşsun sanki!"
Gözlüğünü alıp çantasına koydu. Takmayacaktı. Çok gerekirse çantasından çıkarır takardı. Aynaya son bir kez bakıp odasından çıktı.
---
"Hadi Rose! Geç kalıyoruz."
(Mike kapının önünde Rose'u bekliyordu. Rose koridorun ucundan harika, dümdüz kumral, sarıya kaçan saçları ve bembeyaz elbisesiyle göründü.)
Mike: Aman Tanrım!
(Rose gülümsedi.)
Rose: Abartılacak bir şey yok. Ayrıca sen de çok yakışıklı görünüyorsun.
(Mike yüzünü ukela bir şekle bürüdü.)
Mike: Yok canım. Her zaman ki hâlim.
(Rose Mike'a hafifçe vurdu.)
Rose: Hadi çıkalım mı artık?
Mike: Tamam, hadi. Bu arada bu Chris denen adamla aynı ortamda bulunacağım için çok gerginim söyleyeyim.
Rose: Bir şey olmayacağından eminim. Burada hepimiz ciddi bir sorunu çözmeye çalışıyoruz.
Mike: Umarım dediğin gibi olur.
---
(Daniel otobüsten indi. "Sanırım adres burası" diye mırıldandı. Evin kapısına doğru yürüdü. Kocaman siyah bir kapıydı. Ve yaya geçişi yoktu. Daniel kapıyı tıklattı. Hiç ses gelmedi. Daha sonra kapının sağ üst tarafındaki kamera Daniel'a döndü. Daniel elini hafifçe kaldırdı. "Parti için mi gelmiştiniz?" diye bir kadın sesi geldi hoparlörden.
"Evet, garsonluk için burdayım."
"Peki, içeri girin."
Siyah demir kapı yavaş yavaş açıldı. İçeride kocaman bir bahçe görünüyordu. Daniel bahçede yürümeye başladı. Biraz yürüdekten sonra karşısına 4 katlı, havuzu ve spor sahaları olan kocaman beyaz bir ev çıktı. "Burada bir başkan falan oturuyor olmalı." diye düşündü Daniel. Evin etrafında dolaşıp kapıyı aradı. Kapıyı bulduğunda gitti ve zili çaldı. Yaklaşık 5-10 saniye sonra, kapıyı siyah beyaz önlüklü bir kız açtı.
"Merhaba, adım Daniel. Garsonluk için buradayım." dedi Daniel. Ama derken sesi kısık ve çatallı çıkmıştı.
"Buyrun, hoşgeldiniz. İçeri girin." dedi önlüklü kız. Daniel zorla gülümseye çalışarak içeri bir adım attı. Gerçekten olağanüstü büyüklükteydi. Parti için salona masalar konmuştu. Duvarlar camla kaplı olduğu için dışarıdaki çimler ve çiçekler görünüyordu. Yüzme havuzu da. Salonun kenarında uzun bir masa vardı ve üstünde Daniel'ın daha önce görmediği rengi aşağıdan yukarı değişen garip sıvılar vardı.
"Bunlar ne?" diye sordu Daniel, içecekleri işaret ederek.
"Onlar kokteyl."
Daniel arkasını döndüğünde pahalı kıyafetler giymiş ve büyük bir saat takan bir genç gördü. Biraz önceki hizmetçi kız genci işaret ederek, "Partiyi veren o işte. Senin patronun oluyor. Adı Christopher Down."
Daniel yine kısık sesle;
"Me-merhaba efendim." dedi.
Chris başını eğmekle yetindi.
Chris: Linda, ona diğer garsonların giyindiği odayı göster. Kıyafetlerini de ver.
Kız "peki efendim" dedi, ve Daniel'ı merdivenlerden aşağı indirdi. Onu bir odaya götürdü, ve "Hangi beden olursa onu giy. Daha sonra da diğer garsonların yanına git." dedi. Daniel kafasını salladı. Odaya girip siyah beyaz kıyafetlere baktı. Askıların arasından bir tanesini seçip baktı. Üstüne olacak gibi görünüyordu. Üstünü değiştirip odadan çıktı. Bir odanın kapısında "Personel Odası" yazısını gördü. Her halde burası olmalıydı. İçeri girdiğinde onun gibi giyinmiş yaklaşık 20 kişi gördü. Duvara bir tabela asılmıştı. Tabelada garsonların neye dikkat etmeleri, partiye gelenlere nasıl davranmaları gerektiği yazıyordu. "Bu Christopher denen adam eğlencesini önemsiyor gibi" diye düşündü Daniel. Yaklaşık 20 dakika o odada oturduktan sonra Linda, hizmetçi kız, gelip garsonlara yukarı çıkmalarını söyledi. Garsonlar hep beraber yukarı çıkıp mutfağa girdiler. Orada da telaşlı bir çalışma vardı. Linda onlara taşıyacakları, ikram edecekleri şeyleri gösterdi. Daniel ilk başta bu kadar bardağı aynı anda taşımanın zor olacağını düşünse de, bir süre sonra kendini rahatlattı. Linda, "Parti başladı. Herkese kolay gelsin." dedikten sonra mutfaktan çıktı. Garsonlar birer birer sıralanıp tezgahtan tepsilerini aldılar. Daniel onları taklit etti. İçinde suda duran salatalıkların ve havuçların olduğu tabakları alıp salona yöneldi. Salonda bir sürü insan vardı. Hepsi kıyafetine özen göstermiş, süslenip gelmişlerdi. Hafif bir müzik çalıyordu ve insanlar eğleniyordu. Daniel diğer garsonların yaptığı gibi masalara gidip insanlara bu havuç ve salatalık dolu tabaklardan isteyip istemediklerini sordu. Aslında yaptığı şey o kadar da zor değildi. En azından bir şey yapıyordu.
---
-Chris'in Gözünden-
Chris, bir yandan gelen misafirleriyle ilgileniyor, bir yandan da Rose, ya da Scarlett geldi mi diye kapıyı kontrol ediyordu. Daha fazla kontrol etmesine gerek kalmadan, Scarlett içeri girdi. Etrafına bakınıyordu. Chris onu uzaktan gördü, ve yanına gitti.
Scarlett: Hey, merhaba Chris.
Chris: Merhaba Scarlett.
Scarlett: Güzel parti.
Chris: Güzel elbise.
(Scarlett gözlerini devirdi.)
Chris: Rose'la konuştum. O da seçilenler arasındaymış. Elektrikle ilgili bir gücü varmış. Ve sanırım sevgilisi Mike'ın da fiziksel bir gücü varmış.
Scarlett: Oh, tabi. Takımda güçlü biri de lazım.
Chris: Sarah'a gelince, onu da davet ettim. Bu gece onu sıkıştırıp gücünün farkında mı değil mi öğrenelim.
Scarlett: Tamam.
Chris: Ah, işte. Rose ve Mike'da geldi.
Rose ve Mike kol kola salona girdiler. Onlar girince bir kaç kişi konuşmasını bırakıp onları süzdü. Birlikte kesinlikle o salondaki en tatlı çifttiler.
Chris yanlarına gitti. Rose'da Chris'i görünce onun yanına yürümeye başladı. Mike'da arkasından geldi. Rose onların birbirlerine çok kötü baktıklarını görünce, ortamı yumuşatmak için;
Rose: Hey, birbirinizi hatırlarsınız.
Chris: Tabi hatırlarız. Kaybeden çocuk.
(Mike Chris'e doğru bir adım attı.)
Mike: Hey, gücün olmasa hiç şansın yoktu.
(Rose Mike'ı geriye çekti.)
Rose: Hadi ama. Gerçekten ciddi bir şeyle uğraşıyoruz.
(Chris arkasını dönüp "Scarlett" diye bağırdı. Scarlett onu duyup bu tarafa doğru geldi.)
Chris: Bunlar Rose ve Mike.
Scarlett: Memnun oldum. Duyduğuma göre ikinizin de çok güçlü yetenekleriniz varmış.
Mike: Peki ya sen?
(Daha Scarlett ağzını açmadan Rose araya girdi.)
Rose: Scarlett bir hacker'mış. Hepimiz çoğu şeyi onun sayesinde biliyoruz.
(Scarlett gülümsedi.)
Scarlett: Eee? Siz hukuk okuyordunuz sanırım.
Mike: Evet, Rose'da ben de hukuk fakültesindeyiz. Sen?
Scarlett: Ben yazılım mühendisliği okuyorum. Malum, bilgisayarlarla aram iyi olunca.
(Rose ve Mike gülümsedi. Bu sırada salonda bir sessizlik oldu. Herkes kafasını çevirmiş bir yere bakıyordu. Rose, Mike ve Scarlett'da dönüp baktıklarında gelen kişinin Sarah olduğunu gördüler. Açık pudra rengi giydiği dar elbisesi, önüne düşen kızıl dalgalı saçları ve bordo rujuyla, dönüp bakılmayacak gibi değildi zaten. Önce biraz durdu. Sanki insanların ona daha çok bakmasını istiyormuş gibi. Sonra salona girdi. Hala herkes ona bakıyordu. Bir kaç kişi yanına gidip onunla konuşmaya çalıştılar.
Chris: İşte. Nam-ı diğer Sarah Black.
Scarlett: Hadi. Yanına git. Sıcak davran. Barışmak istediğini düşündür. Ona ihtiyacımız var.
(Chris yapacağı şeyden o kadar da memnun değildi. Sarah'nın yanına gitti. Sarah Chris'in ona doğru gittiğini anlamış olsa da ilgilenmiyormuş gibi yapıp yanındakilerle konuşmaya devam etti. Chris Sarah'nın yanına vardığında, diğerlerini kovdu. Ve Sarah'la komuşmaya başladı. Bu sırada Rose, Mike ve Scarlett onları izliyorlardı.
Mike: Size içecek bişeyler alıp geliyim. Siz burda durun.
Mike mutfağa girdi. Garson bir çocuk ağzı açık bir şekilde elindeki içeceğe bakıyordu. Mike "hey, sen iyi misin?" dedi. Garson çocuk Mike'a dönüp baktı.
"Evet, evet iyiyim. Sadece garip bi olay oldu. Bir şey mi istemiştiniz?"
"Evet, 3 kokteyl lütfen."
"Siz gidebilirsiniz ben getiririm."
Mike kafasını sallayıp mutfaktan çıktı.
-Daniel'ın Gözünden-
Daniel bir mutfağa, bir salona gidiyor, insanlara içecek servisi yapıyordu. Mutfaktan tepsiye içecek yerleştirdi ve salona döndü. Masaların arasında gezerken bir adam "Hey, ben alabilir miyim?" diye sordu. Daniel adama tepsiden bir bardak verdi. Adam bardağa bakıp "Ben buzsuz içemem." dedi. Daniel biraz bozulmuştu. Bardağı alıp mutfağa gitti. "Ben sokaktan bulduğum bir yemekle 3 gün beslenirken insanlar içeceklerini buzsuz içemiyorlar." İçeceği tezgaha koydu. Sakinleşmek için gözlerini 2 saniye kapadı. Gözlerini açtığında içeceğin tamamı buz olmuş, donmuştu. Bunun nasıl olduğunu anlayamamıştı. Ağzı açık donmuş içeceğe bakarken, içeri biri girdi. "Hey,sen iyi misin?" dedi genç.
Daniel dönüp gence baktı.
"Evet, evet iyiyim. Sadece garip bi olay oldu. Bir şey mi istemiştiniz?"
"Evet, 3 kokteyl lütfen."
"Siz gidebilirsiniz ben getiririm."
Genç kafasını sallayıp mutfaktan çıktı.
---
Bu sırada Scarlett ve Rose, Chris ve Sarah'ın konuşmasını izliyordu. Chris, kızlara "bizi takip edin" anlamında bir işaret yaptı. Daha sonra da Sarah ve Chris bir yere yürümeye başladılar. Bu sırada Mike, Rose ve Scarlett'ın yanına gitti. Üçü birlikte Chris ve Sarah'yı takip ettiler. Chris ve Sarah bir odaya girdi. Arkasından diğer üçü de odaya girdi. Sarah onları karşısında görünce şaşırdı.
Sarah: Sizin burda ne işiniz var?
Chris: Sarah, bildiğini biliyoruz.
Sarah: Neyi?
Chris: İyi oynuyorsun. Ama oyun vakti bitti. Bu ciddi bir iş.
(Sarah sinirlenmişe benziyordu.)
Sarah: Bir şey bilmiyorum. Sadece daha önce üçünü de görmüş olduğum bu insanların burada ne yaptıklarını anlamaya çalışıyorum.
Rose: Chris, sanırım gerçekten bilmiyor.
(Sarah, Rose'a "neyi bilmiyorum" der gibi bir bakış attı. Scarlett bir adım öne çıktı.)
Scarlett: Delphi'yi.
(Sarah anlamsızca Scarlett'ın yüzüne bakıyordu.)
Sarah: Delphi. Daha önce de gelip bana bununla ilgili bir şeyler saçmalamıştın.
Scarlett: Evet, ve hepsi doğruydu.
(Sarah'nın yüz ifadesi daha da anlamsızlaştı.)
Sarah: Benim bu Delphi'yle ne alakam var?
Scarlett: Bak, beni o gün erkek arkadaşına yönlendirmiştin.
(Chris boğazını temizledi. Scarlett gözlerini devirdi.)
Scarlett: Eski erkek arkadaşına. Ama aslında ilk seni bulmuştum. Ben bir hackerim. Şifreyi kırmayı başardığımda senin adına ulaştım. Ama sen inanmadın. Ben de Christopher'la konuştum. O da Rose'u bulmuş..
(Bu sefer Rose boğazını temizledi.)
Rose: Ben onu buldum.
Scarlett: Neyiniz var sizin? Bir şey yapmaya çalışıyorum.
(Sarah şaşırmış bir şekilde odadaki insanlara bakıyordu. En sonunda Mike'a döndü.)
Sarah: Peki ya sen?
Mike: Ben de seçilenlerdenim. Beni de Rose keşfetti. İzin verirsen, biz de seni keşfetmek istiyoruz.
Chris: Hepimizin güçleri var. Ben optik yanılsama yapabiliyorum.
(Sarah şaşırmış görünüyordu. Sessizce "filmin sonu" dedi.)
Chris: Evet. Ben yapmıştım.
Rose: Ben elektrikle oynayabiliyorum. Mike'ın da ileri düzeyde bir fiziksel gücü var. Ama daha tam keşfedemedik.
(Sarah, Scarlett'a "peki ya sen?" der gibi baktı. Scarlett gülümsedi.)
Scarlett: Benim özel gücüm yok. Sadece biraz zekam ve bilgisayar yeteneğim var. Ben sizin başınıza bunları açan kızım.
(Scarlett gülümsedi. Sarah ise hala duyduklarını sindirmeye çalışıyordu.)
Rose: Peki senin fark ettiğin bir özelliğin var mı? Bir gücün? Bir yeteneğin?
Sarah: Yani... Yok herhalde.
(Rose ve Chris birbirlerine baktılar.)
Scarlett: Tamam şimdi bana bir bilgisayar lazım. Artık dördünüzün de adını bildiğimize göre şifreyi daha çabuk kırabilirim. Yaklaşık 20 saniyemi alır. Chris MacBook'u alıp Scarlett'a verdi. Rose ve Mike koltuğa oturdu. Chris ise masaya dayandı. Scarlett'ı beklemeye başladılar. Yaklaşık 2 dakika sonra Scarlett "işteeee..." dedi mutlu bir sesle. Rose ve Mike gülümsedi. Chris merakla Scarlett'ın diyeceği şeyi bekliyordu. Ama Scarlett'ın birden yüzü değişti. Chris ne olduğunu anlamak için Scarlett'ın yanına gelip ekrana baktı.
Chris: Bu ne demek oluyor?
Scarlett ekrana bakmaya devam ediyordu.
Chris, daha yüksek bir sesle;
"Bu ne demek oluyor?" diye tekrarladı.
Scarlett: Çocuklar..
Mike, Rose ve Sarah meraklı bakışlarla ne diyecek diye bekliyorlardı.
Scarlett: Biri daha var.
Chris: Bu 5'in anlamı o mu?
(Ekrandaki bir şeyi gösterdi.)
Scarlett: Evet. Bu 5 kişilik bir takım olarak hazırlanmış.
(Sarah ve Rose birbirlerine baktılar.)
Rose: Öyleyse 5.kişiyi bulmaya çalışalım. Aklınıza gelen biri var mı?
(Diğerleri kafasını salladı.)
Mike: Hey, Scarlett. Sarah'ın adını bulabildiğini söylemiştin. Belki bunun da adını bulursun.
Chris: Mantıklı. Hadi Scarlett. Bunu yapmaya çalış.
(Scarlett kafasını salladı.)
"Bana 1 saat verin."
Rose: Seni yalnız bırakalım.
(Mike,Rose,Chris ve Sarah odadan çıktılar. Ve insanların dans edip eğlendiği alana doğru ilerlediler. Hiçbiri konuşmuyordu. Sessizliği Rose bozdu.)
Rose: Hey, fark ettiniz mi? Eğer bu insanlar bizi bir yere tıkıp asker yapacaksa, bu bizim normal bireyler olarak son eğlenme şansımız.
(Hepsi birbirine baktı. Rose haklıydı. Hiçbiri Delphi'nin onlara ne yapacağını bilmiyordu. Hepsi, seçilmiş özel çocuklardı. Eğer bundan sonra hayatları değişecekse, yaptıkları şeyler onların son şeyleri olabilirdi. Hepsi aslında biraz korkuyor, ama hiçbiri diğerine bir şey söylemiyordu. Şu an tek yapacakları, biraz eğlenmek olacaktı.)
---
•1 SAAT SONRA•
Scarlett odadan fırlayıp salona koştu. Uzun bir süre etrafına bakındı. Orda birini göremeyince, dans pistinin olduğu kısma yöneldi. Mike ve Rose dans ediyordu. Az arkalarında da Chris ve Sarah vardı.
"Hey çocuklar!" diye bağırdı Scarlett.
Birden hepsi dönüp Scarlett'a baktılar. Daha sonra da hemen dansı bırakıp Scarlett'ın yanına geldiler.
Scarlett: Buldum!
Hepsi meraklı gözlerle Scarlett'a bakıyorlardı.
Scarlett: Daniel Bunch!
(Hepsi dönüp birbirine baktı.)
Chris: Bir dakika. Bu ismi bir yerde görmüştüm.
(Çalışma odasına koştu. Diğerleri ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Yaklaşık 30 saniye sonra döndü. Elinde bir A4 kağıdı vardı. Bakmaya başladı.)
Chris: Burda bir yerde olacaktıı... İşte! Buldum! O şu an burada bir garson.
Mike: O zaman dağılıp aramalıyız.
Chris: Gördüğünüz her garsona ismini sorun.
Scarlett: Aslında, bence buna pek gerek yok.
(Hepsi, Scarlett ne demek istiyor diye onun yüzüne baktı. Scarlett bir yere bakıyordu. Hepsi dönüp baktığında, içecek tepsisini devirmiş, isim etiketinde "Daniel" yazan çocuğu gördüler.
---
-Daniel'ın Gözünden-
Daniel, biraz önce olan garip buzlaşma olayını unutmaya çalışarak, bir tepsi içecek doldurdu. Ve hepsine buz attı. Tepsiyi alıp, yavaş yavaş ilerledi. Orada çalışanlar ona yürürken dik durması gerektiğini, gülümsemesi gerektiğini söylemişlerdi. Yapmaya çalıştı. Karşısına bakarken ve gülümserken, yürüdüğü yerde basamak olduğunu fark etmedi ve yere çakıldı. Elindeki tepsi düşmüş, bardaklar paramparça olmuştu. Üstelik kolu acımıştı. Ama sokak yaşamından alışkındı böyle şeylere. Kalkmaya çalıştı. Tam bu sırada, ona yürüyen patronunu gördü. Bu sabah gördüğü gençti. Yanına kadar geldi, ve "Beni takip et." dedi. Bu sırada başka bir garsona da "şurayı temizle" işareti yaptı. Daniel "ayvayı yedim" diye düşünüyordu. İlk defa kimsenin parasını çalmadan bir şey yapacaktı, onu da becerememişti. Patronun arkasından yürümeye başladı. Bir odaya girdiler. Onlar odaya girer girmez, arkalarından 3 kız ve 1 erkek daha girdi. Daniel nolduğunu anlamadı. Daha sonra Mike konuşmaya başladı;
Mike: Merhaba Daniel. Benim adım Mike. Onlar da Scarlett, Sarah, Rose ve Chris. Şu an nolduğunu anlamıyorsundur. Sana özetleyelim. Biz 5'imiz, seçilmiş kişileriz.
(Daniel odada kaç kişi olduğunu tekrar saydı. Mike ne düşündüğünü anlamış olacak ki, "Scarlett bir hacker. Hepimizi o bilgilendirdi." dedi. Daniel yine anlamsız bakışlar atıyordu. Bu sefer de ne düşündüğünü Rose anlamış olmalıydı.
Rose: Hacker; bilgisayar konusunda çok üstün olan insanlara deniyor. Bir sürü şifreyi kırabiliyor, ve çoğu istediklerine ulaşabiliyorlar.
(Daniel kafasını salladı. Mike konuşmasına devam etti.)
Mike: 5'imiz seçildik. Hepimize güçler verildi. Hepimizin bir diğerinden ayrı bir gücü var. Ve Delphi bizim yeteneklerimizi geliştirecek.
Daniel: Delphi kim?
Mike: Kim değil, doğru soru "ne?" olmalıydı.
(Daniel, gözlerini bir Rose'a, bir Mike'a çeviriyor, birinden anlamlı bir cevap bekliyordu.)
Chris: Delphi bir örgüt. Bu örgüt, bazı yetenekli insanları seçiyor, ve onları yetiştiriyor.
Mike: Onları birer asker yapıyor.
Scarlett: Birer kahraman.
Rose: Birer yenilmez.
(Daniel, hepsinin söylediklerine şaşırmıştı ama, Rose dediğinde şoka girmiş görünüyordu.)
Scarlett: Siz de Delphi'ye seçildiniz. Sen de seçildin.
Rose: Benim gücüm elektrik. Mike'ın gücü fiziksel. Chris'in gücü optik yanılsama. Yani insanlara istediğini gördürtebiliyor. Sarah'nınkini daha keşfetmedik. Senin düşündüğün bir şey var mı? Her hangi bir şey? Başına gelmiş garip bir olay?
Daniel: Aslında...
Scarlett: Aslında ne? Söyleyeceğin her şey bizim için çok önemli.
Daniel: Daha biraz önce, yaklaşık iki saat önce, garip bir olay oldu. Sen mutfağa girmeden hemen önceydi.
(Mike'a baktı.)
Daniel: Adamın biri benden içeceğini buzlu istemişti. Mutfağa gidip içeceği tezgaha koydum. Yorulmuştum. 2 saniye sonra gözlerimi açtığımda içecek donmuş, tamamı buz olmuştu. Sanki ben onun öyle olmasını istemişim, ve biri dileğimi gerçekleştirmiş gibi.
(Scarlett, Daniel'ın yanına gidip sırtını sıvazladı.)
Scarlett: Tamam. Bunu hep birlikte çözeriz.
(Daniel gülümsedi. Galiba hayatında ilk defa birileri ona koşulsuz şekilde iyi davranıyordu. Daniel hepsine teker teker baktı. Hepsinin üzerinde bir korku, bir huzursuzluk vardı. Odadaki 6 gençte yaşamlarının bir daha asla eskisi gibi olamayacağının farkındaydı.)

Devam edecek...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DELPHİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin