Sinema

255 22 10
                                    

Bruno Mars-Grenade

"Lütfen bak yalvarmaya başlıyorum artık!"diye bagırdım. Zilin çalmasıyla ikimizde kapıya döndük. Yine aynı konuydu. Ben şirkete gitmek istemiyordum. Babam zorluyordu.
İçeriye Kerem girmesiyle. Ne? Ben Kerem derim. Yani,konuşurken Kerem bey derim. "Kızım,o şirket'e gidilecek!"sakin başlayan cümlesi bagırarak bitmişti,babam'ın."Tamam,Selim bey.Biz-" "Siz karışmayın Kerem bey!"diye bagırarak Kerem'in sözünü kesti,babam."Selim bey! Biz Dolunay hanımla şirket'e geçelim."dedi Kerem,bagırarak başlayan cümlesini sakince bitirerek. "Kerem!"dedi babam uyarıcı bir ses tonuyla. "Selim bey."dedi zorla onay istercesine. "Tamam."dedi,babam. "Ben şirket'e gitmeyeyim. Ben yarın gideyim en iyi."dedim ve merdivenlere yöneldim. "Hadi hadi şirket'e."diyerek kolumdan tuttu,Kerem. "Olmaz!"diye bagırdım. Ben bu bacagım'ın 1 karış üstüde biten elbiseyle gitmem. "Neden?"dedi. "Ben bu elbiseyle gitmem."dedim. "E o neden?"dedi. "Ben elbiseyle dışarıya çıkamam."dedim. "Hadi hadi. Bak elbiseyle çok güzelsin."dedi ve çekiştimeye başladı. O bana güzelsin mi dedi? "I-ı olmaz."dedim kaşlarımı kaldırıp indirerek. "Boşver gel."dedi. "Ol-" beni omzuna atması agızımdan çıglık kaçarak sözümün kesilmesine neden oldu. "Bak tamam. İndir beni,baba şu adama bir şey söyle."dedim. Babama baktıgımda ise,..gülüyordu..
Babam.
Gülüyordu.
"Baba,kızı'nın böyle taşınması çok komik heralde."dedim. "Evet."dedi babam gülmesine devam ederken. "Al ayakkabılarını giy."dedi,Kerem beyaz conversemi elime verirken. Ama hala omzundaydım. Araba'nın kilidini açtıgını kilit sesinden anladım. Araba'nın kapısını açtı ve yolcu koltuguna otutturdu. Kapıyı kapattı.Ayakkabılarımı giydim.Kapı'nın koluna uzanacakken kilit sesi geldi. Arabayı kilitlemişti. Gözlerimi kısarak yavaşca ona doğru döndüm. O ise bana sırıtarak bakıyordu."Ya ben şirket'e gitmek istemiyorum. Neden zorluyorsunuz?"dedim. "Neden şirket'e gitmek istemiyorsun?"dedi soruma soruyla cevap vererek. "Çünkü...çünkü ben ciddi olamam bana göre değil şirket işleri. Dosyalar,toplantılar,etekler,elbiseler ve topuklu ayakkabılar.Şirket'e başlarsam bir süre sonra babam ciddi giyinmemi isteyecek. Sportif giyinmeme engel olacak. Ve tabiki bunlarla kalınmayacak. Ben erkek arkadaşımla kafede otursam fotograflarımı çekip,yanlış yanlış şeyler yazıp yayınlacaklar. Paparaziler durmadan bir şeyler çekecekler. Rahat bırakmayacaklar."dedim uzun konuşmamın ardından derin bir nefes alıp vererek. Kaşları çatıldı,"Erkek arkadaş?"dedi soru sorar gibi. Hâlâ kaşları çatılmış bir şekilde. "Tek bu söylediğime mi takıldın?"dedim onun gibi sorusuna soruyla cevap vererek. "Erkek arkadaşın olduğuna şaşırdım."dedi,sesi sinirli çıkmıştı. "Yok zaten."dedim. "Erkek arkadaşım,deyince. Hem zaten insanlar seni bilmiyor mu? Selim Uysal'ın kızı olduğunu?"dedi. "Ama,şirket'e girince daha çok göze batacağım ve ben böyle bir şey olsun istemiyorum."dedim. Araba durunca şirket'e geldiğimizi anladım. Sohbet'e dalınca araba'nın çalıştığını bile anlamamıştım. Kafamı kaldırınca ufak bir şok geçirdim. E biz şirket'e gelmemişiz?
"Biz neden şirket'e gitmedik?"dedim. "Şirket'e mi gitmeyi tercih ederdin?"dedi ve arabadan indi. Bende indim ve kafe'ye girdik. Cam kenarında deniz'e bakan bir masaya doğru ilerledik. Sandalye'ye oturduktan sonra yanımıza garson geldi. İkimizde latte söyleyerek garson'u gönderdik. "En sevdiğin kahve ne?"diye sordu. "Latte. Senin?"dedim. "Aynen."dedi. Bir kaç dakika sonra garson geldi ve lattelerimizi masaya koyup gitti. "Kendinden biraz bahsetsene?"dedi. "Sen sor ben cevaplayayım."dedim gülümseyerek. Oda gülümsedi ve,"En sevdiğin renk?"dedi. "Siyah ve kırmızı."dememle şaşırdı. Ve soru sorar gibi baktı. "Ne oldu?"dedim. "Diğer kızlar gibi pembe dersin zannettim."dedi. "Adı üstünde. Diğer kızlar."dedim omuz silkerek. "Annen?"dedi düz bir şekilde. Yüzümdeki tebessüm silindi ve yerini düz bir ifade aldı.
Annem...Ne çok hatırlıyorum seni bu günlerde. Bir ara yanına gelsem iyi olur. Kafamı kaldırdı ve Kerem'e baktım. Kahvemdeki son yudumu da içtikten sonra,"Annem..annem sizlere ömür."dedim. Boğazımdaki yumruyu zorla göndererek.
"Ben..özür dilerim."dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve,"Bir gün annemle alışverişe gidiyorduk. Çok mutluyduk."dedim burukça gülümseyerek.

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin