Aman Tanrım! O aptal kızı gerçekten öpecek olamazsın değil mi? Ve gözlerime bu şekilde bakıp dudaklarını yalama diye sana bin kere söyledim sanırım, beni çileden çıkaracak şeyleri yapmak konusunda neden bu kadar ısrarcısın Kıvırcık Aptal? İç sesimle bu kadar sık ve uzun iletişime geçmem hiç sağlıklı deği- tamam şaka dozunu aştı ve inat bile olsa bu kadar yakın olmaları hiç hoşuma gitmiyor. Harold ne zaman duracaksın çünkü kafamı şu aptal şişeye sokmak üzereyim. Anladım, durmayacaksın. "Sandra! Patilerini hemen sevgilimin üzerinden çekip araya beş metre koymazsan ona uzattığın boyalı dudaklarına kezzap basarım ve gözümü bile kırpmam Tatlım!" neden aptal gibi bana bakıyor bu? Söylediğimi neden yapmıyor? "Ciddiyim Sarı Kafa!" diye kükrerken ne ara kızın tepesine dikildiğim hakkında derin düşüncelerimi başımdan savmaya çalışıyordum. Sonunda kız kalktı ve Harold'ın yanına oturdum. Çatık kaşlarımı yüzüne diktim. "Bir daha böyle bişeye kalkışacak olursan Antik Mısır'da yaptıkları gibi beynini burnundan çıkarır ve güzel yüzünü nesiller boyu ölümlerine engel olunamayacağı konusunda ders olsun diye balmumuna batırıp bütün o güzel suratlı aptal ve çapkın oğlan çocuklarına gösteririm Nalet Olası! Sana yemin ederim, yaparım!" diye fısıldadım kulağına. Etraftakiler kıskançlığım konusunda olumlu olumsuz yorumlar yaparken ben bunu planladım. Onu nasıl parçalarım işini yani. O aptalsa hala bana sırıtıyordu. "Beni kıskanmana bayılıyorum Eliane. Seni kendime aşık etme konusunda doğru yoldan yürüdüğümü hatırlıyorum bu sayede..." bu kadar kendinden emin olması beni çıldırtıyordu. Ve tehditlerimin hiç bir etkisi olmadı mı yani? Yaratıcılığım takdir toplasaydı bari! Sanatçıya saygı kalmamış...
Tabi neredeyiz merak ediyorsunuz. Ben kısa bir özet geçeyim. O iddia üzerinden 1 ay geçti. O gün ilişkimizi (!) açıkladıktan sonra kahvaltıya gittik. Saatlerce çemkirdim ve bağırdım. O ise sadece yemeğini yedi. Sırasıyla çocuklar ve kızlar arayıp ilişkimizi açıkladığımız için tebrik ettiler. Sonra Alain aradı ve önce bol miktarda tavır yaptı ve sonra bir anda anlayışlı olacağı tuttu, en kısa zamanda tanışmak için söz aldı. Fransa'daki Orva Teyzem bile aramıştı ki, haber ne ara oraya ulaştı bilmiyordum. Herkese yapmaya çalıştığım açıklamalar sırasında resmen karnıma ağrılar girerken birileri ise halime gülüyordu. Röportaj için arayan dergi ve TV programları beni iyice sinir etmeye başlamıştı. Adıma açılan sahte sayfalardan yapılan yalan yanlış açıklamalar, fan ve anti sayfalar derken bilgisayar açmaya korkar olmuştum. Ancak göz ardı edilemeyecek bir Heliane çılgınlığı vardı. Beni seviyorlardı ve grubun onaylanan tek ilişkisi bizimkiydi. Fanlarla mükemmel bir ilişkim olmasının yanında gruptaki herkesle gerçekten yakın arkadaş olmuştuk. Onlara bayılıyordum. Öte yandan Harold gece hayatı, alkol ve kızlardan uzaklaşmış, konser performansları artmış, hayranlara karşı çok daha yakın davranmaya başlamıştı. Anlayacağınız her şey muhteşem gidiyordu. İki şey dışında...
Birincisi herkesi içine alan bu çılgınlık aslında sahteydi.
İkincisi ise kendime günde yedi milyar kez bunun bir iddia olduğunu hatırlatsam bile Harold'a çoktan aşık olmuştum.
Geçen ay süresince neredeyse her sabah beni okula bırakıp okuldan almıştı. Ağzımdan keşke diye çıkan hiçbir şeyi unutmamış ve hemen bir şekilde karşıma getirmişti. Sürekli minik, gösterişsiz ama muhteşem hediyeler almıştı. Romantik ve centilmen bir Lord gibi davranıyordu. Beni ablasıyla tanıştırmış ve Orva Teyzem'le binlerce kez telefonda konuşup onun yanında güvende olduğum ve en yakın zamanda yanına tanışmaya gideceğimiz hakkında sözler vermişti. Alain'le de çok yakın arkadaş olmuştu. Benimle ders bile çalışmıştı. Ve her fırsatta beni deli gibi kıskandırıyordu. Onu düşünmeden tek bir saniyem bile geçmiyordu. Ona karşı çok savunmasız olduğum açıktı.
Şimdi Niall'ın evinde bir partide yüzyılın en klasik, nostaljik ve evet, en demode oyununu oynuyorduk. Doğru tahmin, şişe çevirmece. Ve bu yaptığı bardağı taşıran son damla oldu. Zaten çoğu kişi sarhoştu ve oyun çığrından çıkmak üzereydi. Ama az önce yanında otururken bana sokulmaya çalışan, an itibariyle karşımda oturan ve gecenin başından beri beni kesen çocuğa bu kez anlamlı ve cesaret verici bir bakış attım. Tamam bu yaptığım biraz sürtükçe sayılırdı ama ne yapalım, aşk ve savaşta herseyin yeri vardır. Şu an ikiside var sayılır ne dersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mal de L'amour
FanfictionHayata dair milyonlarca plan yaparız. Peki verdiği karşılık bizi ne kadar güldürür? Hayalleri için Londra'ya gelmiş şaşkın, sıradan bir genç kız. Düşlemiş olduğu şeylerin ne kadarını buldu?İçine düştüğü ilginç kargaşanın neresi daha komikti? Peki y...