"Nialler! Seni aptal, yağlı ellerini koltuklarıma sürme! Bunun için musluklar ve sabunlar icat edilmiş, gidip kullan ya da insanlığa daha yararlı olman açısından seni sıkıp yağından sabun yapayım ne dersin?" öfkeyle kısıp üzerine diktiğim bakışlarıma benim aksime kocaman açtığı gözleriyle Liam'ın arkasına sokularak karşılık verdi. Gerçekten çocuk gibiydi ve bu insanı delirtecek kadar sevimliydi! Korkudan biraz daha sinerken bu haline herkes gibi bende gülmeye başladım. Hala şüpheyle bana bakıyordu. "Şaka yapıyorum sarı ve yavru bir ördek kadar aptal çocuk, muhtemelen seni sabun yapmam. Sadece seni de diğer üçünüz gibi henüz affetmediğim için yüzsüzce yeni bir koltuk aldırırım." kesinlikle tüm arkadaşlar barışma hediyesi olarak birbirine koltuk alıyor doğallığında söylemiştim bunu, ve bu garip suratların sebebi bu olmalıydı.
Çocuklar yeniden sohbete döndüğünde Niall yanağıma minik bir öpücük bırakıp kulağıma eğildi. "Dördünüz diyecektin, biz beş kişiyiz unutma." diye fısıldayarak banyoya yöneldi. Arkasından bakarken gözlerim kapının yanındaki duvara takıldı. Orada havlu ve çiçeklerle ilgili unutmak istediğim bir anı vardı ve gözlerimin önüne gelmesi bile o gece yaşanan her şeyi yeniden yaşayıp hissetmeme neden oluyor, ateşi yeniden bedenime bırakıyordu. Tanrım bu inanılmaz iyi geliyor, yani onu neredeyse yanımdaymışçasına hissetmek. Hey, yeni haber! Unutmak filan istemiyormuşum. Sadece kocaman ellerini ve gözlerini ve kokusunu ve nefesini ve- unutun gitsin. Yani siz, ben değil. Hatta siz düşünmeyin bile çünkü bu çok seks- her neyse...
Kafamı nereye çevirsem aklıma gelmesi rahatsızlık veriyordu. Öte yandan onu düşünmeden huzurla uyuyamıyordum. Gülüşünü hayal etmeden günler hiç mi hiç iyi geçmiyordu. Bana dokunan ellerini aklıma getirmeden asla güvende hissetmiyordum. Zayn'e kesinlikle onu aştığım yolunda verdiğim iki buçuk saatlik söyleşi ardından sadece bana sıkıca sarılıp her şeyin düzeleceğini söylemişti. Beni iyi tanıyordu. Bilirsiniz, unutmuş gibi davranmama rağmen vücudumdaki her milimetre ona susuyordu ve bu biraz korkunçtu. Belli etmesemde.
Felicity denilen ucuz kız -şu para karşılığı erkeklerle ve bazen kadınlarla bile birlikte olanlardan- gerçekten örümcek gibi ağlarını örmüş ve önce Pierre'i sonra Harold'ı kandırıp ilişkimizi on ikiden vurmuştu. Dışarıda milyonlarca şeytan var. Ve ciddi anlamda şeytanlardan bahsediyorum, Supernatural'da gördüklerimden değilde Felicity gibiolanlardan yani. Bu kızın aklına gelen basit ama etkili eylem planını duysanız, dudağınız uçuklar. Nitekim, Harold denen salata malzemesi beni o gece restoranın önünde terkedip gittikten sonra ben onunda dudağını uçuklatmak istemiştim. Böylece ben onun uçuğuna ilaç süren muhteşem ve yanlış anlaşılmış masum sevgili olacaktım ve bum! Harold yeniden kollarımın arasında olacaktı.
Tabi tahmin ettiğiniz gibi, böyle bir şey olmadı.
Ben masum ve boşu boşuna terkedilmiş, kendine güveni yerle bir edilmiş eski sevgili oldum. Elimde uçuk kremiyle öyle ortalıklarda dolaştım. Cidden.
Şöyle ki, sonsuz sayıda mesaj ve cevapsız çağrı sonrasında evine, spor salonuna, stüdyosuna, arabasının yanına ve hatta masaj yaptırdığı şu acayip kötü tütsü kokan Thai mekanına gidip orada çalışan minik adamlarla kavga bile ettim -heheh, gözleri neredeyse yok ve aşağıdan size bakarak acayip sesler çıkaran oyuncak bebekler gibi çok sevimliler, tabi bir de işin ürkütücü Uzak Doğu Dövüş Sanatları kısmı var ama oraya hiç girmeyelim- ama her bir adım anlamsız kaldı. Hey, o kadar da acınası durumda değilim! Bir kere saçının ucunu görmüştüm, spor salonunun camından. Ah! Vurun beni.
Bunun yanında olayı çocuklara nasıl aşağılık ve ne kadar dramatize edilmiş olarak anlattıysa onlar da bana düşman kesilmişlerdi. Zayn'le konuşup durumu açıklayana kadar canım çıkmıştı ve geçen zaman sonunda hepsi beni arayıp teker teker ne kadar rezil olduğumu hatırlatmamış gibi -Liam hariç, o arayıp Harold'a bir daha yaklaşıp onu üzersen diye başlayan korkunç bir liste sıralamıştı- tüm bu olanlara zaten inanmamıştık havalarına girmişlerdi. Ciddiyim, bir araya gelmeleri gerekince gözleri hiçbir şey görmüyor. Kastan yapılma çok havalı bir duvar oluyorlar ve aramızda kalsın ama sizin minik sevimli ZayZay'iniz sevdiği insanlar ağlayarak karşısına dikilince biraz gıdıklanıyor. Siz siz olun her zaman kaleyi içten fethedin dostlar, tabi arkadaşlarınızı geri istiyorsanız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mal de L'amour
FanfictionHayata dair milyonlarca plan yaparız. Peki verdiği karşılık bizi ne kadar güldürür? Hayalleri için Londra'ya gelmiş şaşkın, sıradan bir genç kız. Düşlemiş olduğu şeylerin ne kadarını buldu?İçine düştüğü ilginç kargaşanın neresi daha komikti? Peki y...