Episode 11.

17 3 3
                                    

Bu sefer bölüm çok fazla gecikti. Dersler ve s. Yüzünden yazamıyorum. Sonunda yeni bölümü tamamlayanildim. Umarım beğenirsiniz. İlerideki bölümlerde işler biraz karışıcak. İyi okumalar. ;) xx



Dün gece mükemmeldi ve ben tabiki gelir gelmez Sarah'ı aramıştım. Ona her şeyi anlatmıştım. O da beni Louis'in de benden hoşlandığına inandırmaya çalışmıştı. Tüm bu olanlarla o kadar meşkuldum ki Sarah'la aynı şehirde olduğumuzu unutmuştum. Sonunda uzun bir süreden sonra onu görebilecektim.

Bugün çocukların konseri vardı. Ve onlar için kıyafet almamkz gerekiyordu. Artık onların beden ölçülerini ve tarzlarını iyi bildiğim için alışverişe tek başıma da çıkabilirdim. Onlar konser öncesi biraz dinlenseler iyi olacak.

Üstüme rahat bir şeyler giyinip odadan çıktığımda koridorda Liam'la karşılaştım. Dün gece olan her şeyi bildiginden adım gibi eminim. Bir birlerinden hiç bir şey saklamazlardı. Bu iyi bişey ama benim açımdan utanç verici. Onlari görünce utanmama sebep oluyor.

- Naber Rebby?
- İyiyim Liam sen?
- İyiyim , sağol. Nereye gidiyorsun?
- Sizin için biraz alışveriş yapıcam.
- Yardıma ihtiyacın var mı? İstersen Preston seni götürsün. Aldıklarını da taşır yorulmazsın.
- Hiç gerek yok canım. Düşündüğün için teşekkürler. Ben hallederim.

Liam her zaman çok kibardı ve her kesi düşünürdü. Tanımaığı insanlar için bile endişelenirdi. Bu adamın kalbi taşıyabileceğinden fazla büyük. Her kesin onu sevmesinin nedeni de bu.

Liam Louis'le ilgili her hangi bir şey sormamış ya da bir şey ima etmemişti. Bu yüzden içimden ona teşekkürlerimi gönderdim. Bi an Harry ile karşılaşmış olduğumu hayal ettim. O aptal sırıtma, beni utandırma çabaları. Liam'la karşılaştığım için şükr ediyordum.

Otelin önünde duran taksiye bindim ve alışveriş merkezine doğru sürdürdüm. Bu alışverişin heyecanlı diğer yanı da Sarah'ın da bana katılacak olması. Bu alışveriş onunla görüşmek için tek şansım. Çünkü konser olduğu günler çok yoğun oluyoruz.

Taksi alışveriş merkezinin önüne vardığında indim ve içeri girdim. Sarah bana biraz sonra katılacaktı. Bu yüzden mağazaları gezmeğe başladım.

Louis'in anlatımı...

Dün gecenin etkisi ile gülümseyerek uyandım. Bu gün neşem yerindeydi. Genellikle neşem yerinde olurdu zaten. Bi de bugün konser var. Hayranlarımızla görüşmek için sabırsızlanıyorum.

Üstümü giyinip odadan çıktım. Pek farklı giyindiğim söylenemez ama böyle rahatım. Tişörtlerim, siyah dar kotum ve spor ayakkabılarım benim her şeyim.

Koridor boyunca yürüyerek çocukların odalarını kontrol ettim. Bir birimizin odalarına girme iznimiz vardı. Ve bir oda dışında hepsi boştu. Bir kişi hala uyuyordu. Genelde bu işi Liam'ın üstüne atardık ama bugün keyfim yerindeydi bu yüzden Zayn'i uyandırıp onun azarlamasını dinlemek için hazırdım.

Yatağa oturdum. Seslenmem bi işe yaramadığı için elimi omuzuna koydum. Gözlerini açmadan homurdanmaya başladı.

- Liam biraz daha uyiyayim nolur.
+ Zayn, ben Louis. Hadi kalk.
- Louis mi? Git başımdan Tommo.
+ Beni kırıyorsun ama. Liam'a lütfen biraz daha uyiyayim bana git başımdan öyle mi?
- İyi sen otur orda bana darıl ben de bu sırada uyicam tamam mı? + Neyse ki iyi günümdeyim. Seni aff ediyorum. Hemen kalkıp benimle aşağı geliyosun.

Yataktan kalktım ve kalkması için dövmelerle kaplı kolunu aldım ve çekiştirdim. Onun dövmelerini seviyordum. Hatta ortak yaptırdığımız dövmemiz bile vardı. En sevdiğim dövmesi sağ kolunda yazılı olan ' ZAP' dövmesiydi. Çünkü bu Zayn ve benim uydurduğumuz bir kelimeydi.

Once In A Lifetime(Louis Tomlinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin