7. Bölüm - Hastane

387 38 7
                                    

Multimedia: Özge

Egemen'in Anlatımından 

"Ambulans çağırsanıza! Mal mal bakmayın!" diye kükredim.

Duru'nun yanına çöküp kafasını ellerimin arasına aldım. Ellerimdeki kanla irkildim.

"Duru! Duru iyi misin? Duru aç gözlerini!"

Hışımla ayağa kalktım ve Azra'nın üzerine yürüdüm. Sinirden gözüm dönmüştü.

"Naptığını sanıyosun lan sen!" diye kükreyip omuzlarından ittirdim. Azra şaşkın gözlerle etrafına bakıyordu. Korkmuş gibiydi.

"Abi sakin ol" deyip kollarımdan tuttu Emre.

"Olamam! Duru'nun orada kafası kanıyorken sakin makin olamam anlıyor musun!" diyerek kollarımı çekip tekrar Duru'nun yanına çömeldim.

Kafasını alıp kucağıma koydum.

"Ambulans çağırmadınız mı? Niye hala kimse gelmiyor?!!"

"Çağırdık. Birazdan burada olurlar."

Kafası kanadığı için pantolonum kan olmuştu ama şuan pantolon umrumda değildi. Her saniye kan çoğalıyordu. Bu beni çok korkutuyordu.

Birkaç dakika sonra ambulans geldi ve Duru'yu sedyeye koydular. Ben de Duru'yla beraber ambulansın arkasına bindim.

Kısık sesle sanki Duru duyacakmış gibi konuşuyordum.

"Dayan Duru. İyi olacaksın. Birşey olmayacak. Dayanmak zorundasın."

Ah salak kafam! Ne diye kızı da bulaştırdım ki? Belki de kız şuan benim yüzümden beyin kanaması geçiriyor. Hepsi benim suçum, off..!

Hastaneye geldiğimizde sedyeyi indirip koşturmaya başladılar. Ben de yanlarından koşuyordum.

Sedyeyi ameliyathaneye sokup kapıları kapattılar. Duvarın dibine çöktüm ve gözlerimi yumdum. Birşey olursa kendimi asla affetmezdim.

Birkaç dakika sonra Derin, Emre ve Berkay geldiler.

"Nerde? Ameliyata mı aldılar?"

"Evet" dedim buruk bir şekilde. Derin yanıma çöküp elini omzuma koydu destek verircesine.

"Birşey olmayacak... Biz yanındayız kardeşim."

"Saol kardeşim."

Onlar şuan halime üzülüyor olmalılardır. Sonuçta sevgilim diye biliyorlar. Ama gerçekten sevgilim olmasa bile içim bir tuhaf olmuştu. Tanışalı sadece 1 hafta kadar olmasına rağmen bi alışmıştım sanki. Ona eğer birşey olursa vicdan azabı çekerdim evet ama ne biliyim üzülürdüm be!

Oturduğum yerde öylece kalakalmıştım. Ameliyathanenin kapısının açılmasıyla yerimden fırlamam bir oldu.

"Duru... Duru iyi mi? Du-durumu nasıl?"

"Kafasını sert çarptığı için ufak bir beyin kanaması geçirmiş. Ama önemli bir durum yok yani hayati tehlikesi yok. Durumu gayet iyi."

Bunu duyunca rahatlamıştım. Sanki bir fil üzerimden kalkıp gitmiş gibi.

"P-peki onu görebilir miyim?"

"Tabi. Odaya alıcaz şimdi."

"Saolun" diyip Duru'nun çıkmasını beklemeye başladım. Çok geçmeden sedyeyle dışarı çıkardılar.

Şu saçma sapan hastane kıyafetlerinden giyip odaya girdim ve yatağın yanındaki koltuğa oturdum.

Böyle uyurken çok masum gözüküyordu. Sanki o cadı başka biriydi.

"Hepsi benim suçum... Benim şu saçma sapan oyunum yüzünden. Belki de senden hiç böyle bir şey istememeliydim. Kölelik, çok saçmaydı biliyorum. Pişmanım... Ama iş işten geçti onu da biliyorum. Korktum, üzüldüm, endişelendim... Ya ne biliyim işte bi tuhaf oldum. Niye bilmiyorum ama öyle işte. Şimdi bana bağır, çağır, laf sok, göz devir ama aç o gözlerini..."

"Özür dilerim Duru" diye fısıldadım.

Bir süre yüzüne öylece baktım. Tek bir mimik bile yoktu. Yüzünü buruştururdu, gülümserdi, göz devirirdi ama şuan öylece uyuyordu.

Daha fazla duygusala bağlamadan odadan çıktım.

* 3 saat sonra *

Arada bir uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için odaya giriyordum. Ama uyanmamıştı. Bir daha bakmak için odaya girdiğimde kapı gürültüsüyle gözlerini araladı.

"Egemen?" dedi kısık bir sesle. Sesi çok çıkmıyordu.

"Duru? İyi misin?"

"Noldu bana ya? Başım çatlıyor. Nasıl geldim ben buraya?"

"Kafanı çarptın. Beyin kanaması falan dedi doktor ama durumun iyi. Sorun yok yani." dedim yüzümde kocaman bir gülümsemeyle.

"Başım kazan gibi yaa"

"Sarhoştun ondandır." derken doktor odaya girdi.

"Hastamız uyanmış, güzel. O zaman son olarak kontrolleri yapıp taburcu olabilirsiniz."

"Ben gidip çıkış işlemlerini yapıyım o zaman." diyip odadan çıktım.

İşlemleri yaptıktan sonra odaya geri döndüm. Doktor kapının önünde bekliyordu.

"Son kontrolleri yaptım taburcu edebilirsiniz ama olası bir duruma karşı 36 saat uyumaması gerekiyor." dediğinde saate baktım. Gece 2 olmuştu.

"Uyursa ne olur peki?"

"Yani kanamanın tekrarlanması mümkün."

"Tamam. Ben onu uyutmam." diyip odaya girdim. Duru hazırlanmış bir şekilde yatakta oturuyordu. Duru'yu yataktan kaldırdım ve beraber hastaneden çıktık.

Onu bizim eve götürücektim. Bu halde evine bırakamazdım. Ama 36 saat nasıl ayakta tutacaktım ki?

------------------------------------------------------

36 saat uykusuz mu kalınır yaa? İnsafsıızz..!! Yazık değil mi bu kızcağıza?

Neyse... Artık Egemen'cime Allah sabır versin.

Bu bölüm biraz kısa oldu, çünkü biraz geçiş bölümü gibi birşey.

Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayın. Güzel yorumlar görünce insanın daha da yazası geliyor. Hepinizi çok seviyorum ♥







Olmazsan OlmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin