Olmazsan Olmaz

-Ramazan Özel Bölüm-

*Hikayenin akışından bağımsız bir bölümdür.*

Canım tatlış Shawn'ımla yaşadığım müthişkemmel rüyanın tam ortasında kafamdaki uyuşma hissiyle uyandım. Ama bu bana yapılır mı?

Olum Ramazan Ramazan rüyanda Shawn'la napıyon? Gerizekalı künah künah.

Sanane be benim rüyamdan! Allah Allah! Günah benim, suç benim...

Neyse, kafamı ovuşturarak gözlerimi açtım. Başımda dikilen bir adet anne, kafamdan sekip yere düştüğünü düşündüğüm bir adet terlik ve zavallı ben...

"Kalk kız, sahur vakti! Aç aç oruç tutmak istemezsin heralde."

Ay doğru ya ramazandı. Yarın oruç tutacaktım. Annemle tutup tutmama konusunda uzun bir konuşma yapmıştık ve annem galip gelmişti. Mecbur tutacaktım. Nedeğğğnn??

"Kalk kıızz! Yellozz!!"

"Tamam bee! Kalkıyorum." deyip aralayamadığım gözlerimle ayağa kalktım.

Yorgun adımlarla neredeyse sürünerek aşağı indim. Sofra hazırdı. Bu kadın gece gece kalkıp da ne ara hazırlamıştı bu sofrayı? Bazen bu kadına gerçekten şaşıyordum.

Zar zor açılan gözlerimle masaya oturdum. Babam da aynı durumdaydı. Bir elim başıma destek yaparken diğer elimle zorlukla yemeye çalışıyordum. Annemse hala aynı cinlikteydi. Bu saatte bile enerjikti. Tövbeestağfirullah...

Annemin onu da ye bunu da ye, bak ekmek ye aç kalırsın gibi söylenmelerle ağzıma yemekleri tıkıştırmasından sonra sonunda sahuru bitirmiştik. Banyoya gidip dişlerimi fırçaladıktan sonra mutfağa tekrar gidip son bardak suyumu da mideme gönderdim. Bununla birlikte adeta bir ramazan davuluna dönen göbüşümle kendimi yatağa attım. Ezan okunmuştu. 

İşte başlıyorduk.

***

Egemen'in Ağzından

"Duruu... Duru kalk hadi bak saat 4 olmuş hala camış gibi uyuyorsun ya."

Duru önümde gergedan gibi -evet gergedan- horul horul uyurken ben de onu kaldırmaya çalışıyordum. Sağolsunlar bu zorlu, onurlu görevi bana kakalamışlardı.

Dürtüklüyordum ama yine de uyanmıyordu. Dürttüm, dürttüm, bir daha dürttüm.

"Duru.. Bak kaslı yakışıklı 'egoman'in, superhero'n geldi kalk. Hani şu aynı sırada hemen yanında oturan Brad Pitt yanında halt etmiş ultra yakışıklı sınıf arkadaşın... Kızz!"

Yok artık buna da kalkmadı. Yakışıklı dedim kas dedim hero dedim... Cık cık cık...

Şekli bozulmuş, asıl işlevi dışında başka her şey için kullanılan yorganı iteleyip ayaklarını gıdıklamaya başladım. Hiç olmadı buna uyanırdı. Yani kim ayağından gıdık almaz ki?
*UYANMADI*

Ayaklarından çekip vücudunun yarısını yataktan aşağı sürükledim. Ayak bileklerinden tutup çekiştirirken içeri Barış damladı.

"Abi napıyorsun yaa?! Kızı niye mağazada kıyafeti kaptırmak istemeyen yelloz kızlar gibi çekiştiriyorsun!"

"Benzetmene tüküriyim e mi Barış. Kızı uyandırmaya çalışıyoruz heralde."

"O zaman sana bir abi tavsiyesi, kızlar öperek uyandırılır. Hiç oluyor mu böyle? Koskocaman prens bile uyuyan güzeli öyle uyandırmış." deyip kapıdan bana göz kırptı.

"Sen ne ara başımıza kadın uzmanı kesildin lan, amele sümüğü!!" diye bağırıp elime gelen yastığı Barış'a fırlattım. Bağırarak kaçtı salak.