Yeni Hayatım

240 8 0
                                    

4 Sene Sonra

4 Sene geçti o günden beri. Ama Güven ile arpa boyu kadar yol. Kat edemedik. Güven ile aramızda sanki buzlar var oldu. Ne zaman konu ailelere gelse tartışma çıkıyor. Gerçekten aşk bu muydu? Canının acımasız gibi bir şey. Birbirimize bağımlılık yapmıştık sanki. O olmazsa bir yanım eksik kalıyor. Ya da bana öyle geliyordu. Aslında biraz yol kat etmiştik aniden evlenip boşandık mesela. Evet onu seviyordum ama onun ile boşandığım gün bitmişti en azından. Evet hem onu seviyordum hem nefret ediyordum. O beni ve kardeşim dediği insanı sırtından bıçaklayacak kadar alçaktı. Ne mi olmuştu beni Ceren ile aldatmıştı. Şuan ne mi yapıyordum? Atakan ile nikah masasındaydım. Atakan a baktım "Bunu yapmak zorunda değilsin Atakan." "Günce Güven bir şerefsizlik yaptı diye bebeğin babasız büyüyemez." "Çok teşekkür ederim. Aslında böyle bir şeyde teşekkür de az kalır." dedim. Atakan "Nikah memuru geliyor."
"Siz Günce Serin Atakan Zorbey'i eş olarak kabul ediyor musunuz?" "Evet" dedim tüm soğukluk ile. Aklıma bir anda Güven ile nikahımız gelmişti. Hemen onu aklımdan silmeye çalıştım. "Siz Atakan Zorbey Günce Serin'i eş olarak kabul ediyor musunuz?" Atakan " Evet" demişti. Şahitlerde onaylayınca imzalar atıldı. Aklıma gelmeyen başıma gelmişti. Atakan ile evlenmiştim. Ama benimkisi mecburiyettendi. Karnımda Güven'in bebeğini taşıyordum. Ve hafif hafif kilo almaya ve karnım çıkmaya başlamıştı. Atakan ise hem bebekten dolayı hem de Güven'den bir takım intikam için evlenmişti. Ve evlenmiştik. "Atakan ben annemler geçiyorum. Ararsın." "Ben bırakayım seni Günce. Biliyorsun Ufuk denilen manyak hala dışarda." "Giderim sağol Atakan" dedim. Evet onca işin içinde bir de Ufuk vardı. Ufuk'u detaylı bir şekilde anlatmanın zamanı geldi. Ufuk bana saplantısı olan bir şizofren. Ve bir kaç kez beni kaçırdı. Aynalar ile dolu olan bir odaya kapatmıştı beni. Polis ve ailem beni bulana kadar delirmek üzereydim. Ve bu psikopat akıl hastanesinden çıkmıştı. Atakan da Ufuk mevzusunu biliyordu. Arabayı park ettim ve anahtar ile kapıyı açtım. "Günce sen mi geldin?" "Evet anne benim" dedim. " Sen iyi misin? Nasıl geçti nikah. Gelemedim biliyorsun babanı bırakamıyorum." "Biliyorum anne olması gerektiği gibi." dedim. "Güven geldi bugün buraya numaranı değiştirmişsin diye ulaşamıyormuş benden numaranı istedi vermedim. Senin ile konuşmak istiyormuş onu da kesin bir dil ile olması gereken cevabı verdim." dedi. "Başka bir şey dedi mi?" "Hayır kızım. Bir şeyler geveledi ağzında."dedi. " Günce kızım sen daha iyi bilirsin ama Güven'e söylemeyecek misin? Sonuçta onunda bebeği. " " Hak etmiyor. Beni de bebeğimi de." "Peki kızım dediğin gibi olsun. Akşama Savaş'lar Atakan ve sizi yemeğe çağırdı." "Tamam ben kendi evime geçeyim. Atakan'a da söylerim." dedim. Kapıdan çıkıp arabama geçerken arabamın önündeki kişiyi tahmin etmesi zor olmamıştır. Güven dediğinizi duyar gibiyim. Doğru tahmin. "Çekilir misin arabamın önünden?" "Ne o beni kıskandırmak için Atakan ile mi evlendin. Hadi ama Günce sen bana aşıksın." "Güven çekil lütfen. O köprünün altından çok sular aktı. Sen yoksun. Ve ben Atakan ile evliyim. İzin verirsen arabama binip evde beni bekleyen kocamın yanına gideceğim." dedim. "Bence o söz en çok senin ağzından bana yakışıyordu." dedi. "Önceden Güven önceden. Sen Ceren 'in yanına gitsene. Uğraşma bizim ile." dedim. Arabama binip Atakan' ın evine sürmeye başladım. Bir yandan da kendimi ve bebeğimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Çünkü ben sinir olunca bebeğimle etkileniyor. Arabadan inip zile bastım. Atakan kapıyı açtığında bir hayli değişikti. "İyi misin sen?" dedim. İlk defa bir erkek gözleri dolu dolu bana bakıyordu. "Günce çok kötüyüm. Annemin durumu ciddileşmiş." dedi. Atakan hiç bir zaman ailesinden bahsetmezdi. Bende konuyu açmazdım. Ailesini hep ölü falan sanırdım. "Yanına gidelim Atakan ne duruyoruz?" "Gidemeyiz." dedi. "Nerede ki yurt dışında falan mı?" "Hayır Günce ailem ile konuşmuyorum. Bir tek annem ile konuşuyorum." dedi. "Saçmalama Atakan kalk hadi gidiyoruz. Biri bir şey dersede gelinini görsün dersen. Lütfen." dedim. Onun arabasına geçtik. Şoför Atakan'dı. Atakan'ı ilk defa bu halde görüyordum. Benim gözümde Atakan Zorbey hiçbir alanda yıkılmayan ağlama veya üzülme duygusu fazla olmayan biriydi. "Biliyor musun Günce erkek cocuklari evlenecekleri kadının anneleri gibi olmasını ister. Ben küçükken tanıdığım ilk kadın annemdi. Annesine aşık biriydim ben. Hani derler ya erkekler babasını rol model alır diye külliyen yalan. Babam bize hiç babalık yapmadı belki ondan annem rol model oldu bana. Hiç bir zaman üzülsede kardeşim ile bana belli etmezdi. Ben ondan öğrendim duygularımı saklamayı. Eğer duygularımı saklarsam etrafımdakiler de üzülmez diye. Çünkü babam anneme kötü davrandığında bile üzüldüğünü anlardım. Hani dedin ya nikahta zorunda değilsin diye. Ben zorundayım. Çünkü kendim babası olup olmayan bir çocuktum. Belli Güvenden bi halt olmaz. Ben senin çocuğuna benim babamın yapmadığı babalığı yapmak istiyorum. " dedi. Yine ilk defa Atakan'dan bu kadar uzun bir konuşma duymuştum. Ve sözleri, her kelimesi beni derinden etkilemişti. " Teşekkür ederim Atakan. Eminim annen iyileşecek. "

Büyük bir villanın önünde durduk. Atakan evin önüne geldiğimizde yüz ifadesi yine ciddileşti. Kapıyı çalması ile hizmetçi kapıyı açtı. İçerisi fazla kalabalık değildi. Bir adam "Senin ne işin var git burdan!" dedi Atakan'a. Atakan ise "O senin karın ise benim annem. Senden izin almayacağım." dedi. Galiba bu da Atakan'ın erkek kardeşiydi. "Abi uzatma işi git." dedi. Bu sefer bende susmadım. "Affedersiniz ama size ne oluyor? Galiba adın Doğukan'dı. Doğukan sen nasıl anneni görüyorsan Atakan da görecek hatta bende göreceğim . Siz beyefendi bir sorununuz varsa bana söyleyin. Çünkü ben görmek istedim ve Atakan'ı ben zorladım." dedim. Aralarında ne geçti bilmiyorum ama bayağı büyük bir şey yaşanmış. "Sen kimsin?" dedi Atakan'ın babası. "Gelininizim efendim. İzninizle" dedim ve Atakan'ı takip etmeye başladık. Üst kata çıkıp bir odaya girdik. Hasta yatağındaki hala güzelliğini kaybetmemiş kadın Atakan'ı görünce yüzünde belirlenen bir mutluluk gibi bir şey oluştu. Sesi hasta olmasına rağmen hala çok dirençliydi. "Atakan'ım gelmişsin." dedi ve sarıldılar. Ben ise uzaktan izledim. Atakan'ın annesi bana doğru baktı "Atakan oğlum bu hanım kız kim?" "Gelinin annem." "Ölsem de gözüm açık gitmez." dedi. Sonra devam etti konuşmaya. "Sen çok güzel bir anne olucaksın belli oluyor oğlum ise çok güzel bir baba olacak. Keşke bende torununun doğduğunu görebilsem ama bu imkansız gibi artık vakit doldu." dedi. Atakan "Günce'nin hamile olduğunu nereden anladın anne?" "Anlarım oğlum. Seni gelmeye de Günce ikna etmiştir. Sen bu eve girmemeye yeminin vardı. Sağol Günce kızım. Atakan sen çık ben gelinim ile konuşacağım." dedi. Atakan çıktıktan sonra "Atakan belli etmemeye calissada üzülüyor ben gidince ona iyi bak olur mu?" "Ne demek efendim. " dedim." Gözüm açık gitmeyecek artık gelişimi gördüm. Senden bir şey isteyeceğim. Ben öldükten sonra Atakan'ı babası ve kardeşi ile barıştır olur mu? Şimdi Atakan'ı çağırır mısın? " dedi. Atakan'ı çağırmaya gittim ve odadan çıktım. İçeriden Atakan'ın anne diye bağırmasının sesi geldi. Annesi onu bırakmazdı değil mi?

Yazım hataları var ise çok üzgünüm. Böyle bir bölüm ile geri döndüm. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler okuduğunuz için.

Oyuncu Asistan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin