Yakınlaşma

199 5 0
                                    

Günce den
Artık öğrenmiştim galiba bu insanının bedenine fazla gelen olaylarla başa çıkmayı. Yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.
"Ben Doğukan'ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Ne kadar kardeş olduğumuz belli olmasa da Günce o benim kardeşim. Ne zaman bu kadar canileşti anlamadım. Şimdi ne desem boş. Bunun ne kadar özürü olmasa da" dedi. Her zamankinden daha da açık olmuştu ten rengi Atakan'ın.
"Boşver. Çünkü şuan elimden bir şey gelmiyor. Sonuçta bir gün herkes ölecek ve ben o zaman oğlum ile kavuşacağım. Hadi ama sen ne kadar da benim oyunculuğumu beğenmesen de bende oyuncuyum. Ve sen de öyle. Kısaca ikimizde rol yapabiliriz. Mutlu olmasak bile Mutlu rolü oynamak bile insana mutluluk verir." dedim.
"Yapma Günce sen iyi bir oyuncusun. O zamanlar kıskanıyordum seni. Biliyor musun senin diğer kadınlardan farklı olduğunu biliyordum. Ama şimdi daha iyi anladım. Sen Ceren gibi değilsin veya diğer kadınlar gibi de değilsin. Senin kendine özgü bir duruşun ve mükemmel derece de güçlü bir kişiliğin var. " diyen adam Atakan'ın ta kendisiydi. Bunu daha önce Atakan sana böyle şeyler söyleyecek deseler asla inanmazdım.
"Kokun diyorum başka hiç bir kadın da yok." dedi bana sarılarak. Sarılmasına bir şey demedim. Çünkü şuan tek ihtiyacım olan birine sarılmak.
"Bugünü hiç unutmayalım Atakan. Unutmayalım ki verdiğimiz sözü hatırlayıp Mutlu rolü yapalım." dedim Atakan'ın parmakları gözlerimde gezerken. Narince göz yaşlarımı sildi.
"Gel o zaman bugün unutulmayacak bir gün ise kendimizi İstanbul gecelerine bırakalım. Sonra da yarın kurtarmamız gereken şirkete gidelim." dedi. Galiba benim de kafa dağıtma isteğim ile kabul edip odama çıktım.

"Burası pek bilinmez ama solistinin sesi çok iyidir." dedi. Ona eşlik ederek büyük bir gece kulubüne girdik.

Atakan'dan
Yanımda oturan güçlü kadının yan profilini inceledim. Şuana kadar gördüğüm kadınların en güzeli değildi belki ama şuana kadar gördüğüm kadınların en eşsiziydi. Barmenden içki isteyince çok şaşırdım.
"Günce sen içki içmezdin?" dedim bugün ilk defa yüzüne bakarak.
"Sende bana karışmazdın." dedi içkisinden yudum alarak. Yüzünü buruşturdu.
"Atakan ne olacak biliyor musun? Benim bir daha çocuğum olmayacak." dedi sarhoşluğun verdiği etki ile. Demek ki canının yanmasını bir nedeni de buymuş. Beklemediğim bi şekilde ağlamaya başladı. En kötüsü de her şeye gücünüzün yetip bir tek sevdiklerinizin istediklerine gücü yetememek.
Elindeki içki bardağını zorla da olsa almıştım. Yine ağlıyordu.
"Rahatladın mı?" dedim. Kafasını omzuma koydu. Göz yaşlarını yine silmek istercesine yüzünü ellerimin arasına aldım. Ah be göz yaşlarından öptüğünü kadın sen hangi ara bu kadar güçlü oldun? İstemsizce gözlerinde olan ellerim dudaklarına kaydı.
Şuan çalan şarkı da da dediği gibi bir tad aldım dudağından şarabın ızdıraptandır.

     Güneş'in insanı uyandıran ışığı ile omuzumda bir ağırlık ile  uyandım. Si*tir. Biz hangi ara eve gelip sarmaş dolaş uyuya kaldık? Günce uyanır uyanmaz ağzıma edecekti.  Ama yine de bu yanımda uyuyan masum güzelliğini izlememe engel olmazdı herhalde.
   "Başım çatlıyor. Öhöm öhöm." dedi  uyanırken.
  "Şey Günce ben hatırlamıyorum. Yani özür dilerim." dedim. Sonra dedim kendime ulan Atakan sen ne zaman bir kadın karşısında özür dilemeye başladın? En kötüsü de ne biliyor musunuz? Aşık olmaya başlamak. Önce sadece korumaya ihtiyacı olduğunu düşünür sonra da bağımlı olursunuz.

  "Kahvaltı hazırlamana yardımcı olabilirim" dedim saçlarını incelerken. Oğlum kendine gel olmaz Günce sana o gözle bile bakmıyor dedim kendime tekrar.
    "Nasıl  yumurta yersin?" dedi. Yıllar boyu yalnız yaşayan bir adamın evinde haraket olması oldukça gariptir.
   "Fark etmez." dedim.
     "Güven yumurta sevmezdi." dedi. Hala Güven'in izleri Günce'deydi.

  "Gelmek zorunda değilsin" dedim.
"Sorun yok." dedi büyük salona geçip televizyonun önüne geçerken.
    "Kameralardan uzak olan yakın zamanda bebeklerini kaybeden ünlü çift dün gece İstanbul gecelerinde yakalandı. İşte o görüntüler"  diyen magazin spikerinin gösterdiği görüntülere bakakaldım. Belki biraz önce Günce kızmamıştı ama artık bundan sonra yüzüme bakar mıydı ? İşte onu bilmiyordum. Görüntüler de benim Günce'yi öptüğüm görüntülerdi.
  "Atakan amacın ne senin? Niye yanımdasın?"dedi haklı olarak.
   "Günce bunu şuan konuşmayalım istersen." dedim.
    "Konuş Atakan anlat. Bebek yok boşanmamız gerekirken şuan olduğumuz duruma bak. Kardeşin bebeğimi öldürdü. Kocam en yakın arkadaşım ile aldattı beni. Bir anda seninle evlendim.  Ve bir anda senle oyunculuğu bırakıp şirket işlerine girdik.  Ha bir de dün ben sarhoşken seninle olan haberlerim magazinde. Atakan gerçekten Ufuk şizofreni beni kaçırdığında bu kadar kötü olmamıştım." dedi ciddiyetle.
    "Senin benim karım olma fikri hoşuma gitmeye başladı anladın mı? Şimdi madem hayatımız çok karışık şirketteki hisselerin %30 unu satayım hem şirket işinde rahatlamış olur bende yönetimi başka birine bırakır seninle beraber oyunculuğu başlarım ne dersin Günce? Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan Nasıl da bağladın beni kendine?" dedim bir nefeste.
     "Bu doğru değil Atakan" dedi. Hafifçe kolunu tuttum ve kendime yaklaştırdım. "Bana ne yaptın bilmiyorum ama Günce Zorbey seni seviyorum. Ve ben sevdiklerimin üzülmesine asla izin vermem." dedim.
Kapının önündeki gürültü tim konuşmayı bölmeye yetmişti.
Başta Savaş ve Selinay olmak üzere kalabalık bir insan topluluğu elinde pankartlar ile bağırmaya başladı. Günce'nin yüzündeki mutluluk bana bile yetmişti. Hala fanlarının onu sevdiğini görmek beni bile Mutlu ediyordu.
"Günce biz yeni öğrendik bebeğinizi kaybettiğinizi. Biz senin her zaman yanındayız." Dedi Savaş'ın sevgilisi. Günce tek tek tüm fanları ile sarılırken bende bana gelen fanlar ile muhabbet ediyordum. Savaş'ın daha önce de Günce'yi tanıdığın için daha iyiydi aramız veya bana öyle geliyordu.
Çalan Günce'nin telefonuydu. Herkes gitmişti Selinay ve Savaş dışında.
"Evet. Günce Seçkin. Peki tabi ki görüşmeye gelirim. Hm anladım eşim de gelmeli. Ben onun gelip gelmeyeceği konusunda emin değilim. Bir dakika siz bekleyin lütfen. " dedi telefonu masanın üstüne koyarak.
"Atakan canım yarın bizi *** ajansından görüşmeye bekliyorlar. Senin de gelmen lazım gelirsin de mi hayatım ?" dedi. Gerçekten de rolünün hakkını veriyordu. Sırf Selinay ve Savaş var diye çok samimi rolü oynuyordu.
"Maalesef Günce'cim biliyorsun ki şirkette işlerim var. Sen tek gitsen. Hem sen söylersin onlara benim oyunculuğu dönme niyetim yok." dedim. Telefonda bir şeyler söyleyip kaplattı.
"Atakan Zorbey söyle bakalım hani benim yanımdaydın?"
"Günce Zorbey ben zaten senin yanındayım. Sadece oyunculuğa dönme niyetim yok sen ne yapmak istiyorsan yaparsın." dedim mutfakta.
"Öyle mi Atakan?"
"Öyle Günce. Teklifi kabul etmeden önce senaryoyu ben de göreyim." dedim.
"Emin ol senaryoya bakmadan imzalayacağım Atakan Zorbey." dedi bir çocuk gibi inatlaşarak.
"Günce Zorbey öyle bir şey olmayacak." dedim. Kulağıma eğilip "Bana Zorbey soy ismi ile seslenmeyi bırak lütfen" dedi. Ben ise kıvrak bir haraketle onu kendime yaklaştırdım.
"Yoksa rahatsız mı oluyorsun Günce Zorbey?" dedim gözlerine bakarak.
"Ne alakası var. Hem bırak beni içeride misafirlerimiz var. Yanlış anlayacaklar. Bir de eğer Zorbey olarak seslenirsen söyleyeyim şuana kadar tanıdığım tüm Zorbey ailesi üyeleri dediklerini yapar." dedi ima ile.

Oyuncu Asistan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin