Günce'den 2 yıl Sonra
"Olmaz Mert! Tamam oyunculuk falan da bu kadar yakın olmasınlar. Hem seyirciyi rahatsız eder bu görüntü. Hem de Günce'yi." diyen Atakan'a sert bir bakış attım. "Atakan abartma istersen ben senin sahnelerine karışmıyorum değil mi? Bir an önce bitse de set biz de tatilimize gitsek değil mi? Hem evde de kızımız ve oğlumuz ile vakit geçirsek diyorum." dedim en uyarıcı ses tonum ile. Evet kızımız ve oğlumuz dedim. Taşıyıcı anne ile ikizlerimiz oldu. Aslında pek fazla değişen bir şey olmadı. Güven ve ufuk tamamen hayatımızdan çıktı. Doğukan ve sevgilisi ile ben konuşmuyorum. Ama Atakan kardeşi olduğu ve bir kaç neden dolayısı ile konuşuyorlar. Atakan'ın ablasına gelirsek aramız gayet iyi. Hatta taşıyıcı anne bulmamıza yardımcı oldu. Eh Atakan biraz kıskançlığın everestini yaşıyor ama dizi isleri gayet iyi gidiyor.
"Anne mi dedin oğlum sen?" dedim oğlum Deniz'in küçük ellerini tutarak. "Kızım sen şu hayırsız Deniz gibi olma! Ba-ba de bakalım ba-ba- Hadi be Derya-" diyen Atakan'a bakarak güldüm. Kızımızın adı da Derya. "An-ne" diyen Derya'ya baktığımda ise Atakan'a inat yapar gibi gülüyordu. Oysa daha küçüktü nereden bilecekti inat yapmayı falan?
"Eee Selinay siz ne isim düşüyorsunuz ufaklığa?" dedim Selinay'ın kocaman karnına bakarak. "Barış. Savaşın oğlu Barış." diye araya giren Savaştı. Savaş ve Selinay evlenmişti. Hayatımız artık tüm sıradanlığına dönmüştü. Ve sonuna mutluluğu yakalamıştık. Zor da olsa Atakan ile kapanmaz yaralarımızı sarmış ve herkese karşı mutluyduk. Hatta evli mutlu çocuklu. Ah benim bir film işi vardı değil mi? Ah o film. Filmi çektim. Hatta gişe rekoru da kırdı fakat tüm geliri bir yetiştirme yurduna bağışladım.20 sene sonra
"Baba ya annemi hiç kıskanmadın mı dizide oynarken?" Diyen Deniz yine Atakan'ın kıskanç damarına basmak ile meşguldü. "Ah orasına bana sor. Annenin inatçılığını bilmiyorsun sanki oğlum. Hem sen bizi boşver. Birşeyler duyduk de mi Günce?" dedi Atakan. Yaşlandık. Artık dizi,film, set peşinde koşan çift değildik. "Ah. Evet Deniz. Ama baştan söyleyim olmaz! Kız kardeşin Derya'ya neler çektirdiğini biliyorum. O yüzden senin de sevgilin olmaz." Dedim Deniz'i süzerek. Git gide Atakan'ın gençliğine benziyordu. "Günce Sultan ama bu sefer seveceksin gelin adayını. Hem tanıyorsun da. Kendi kızın gibi." diyen Deniz'e fal taşı gibi gözlere karşılık verdim. Yok olmazdı. Barış olmazdı. Evet Savaş ve Selinay'ın kızı. Doğuma kadar erkek sanıp kız olduğunu doğduktan sonra öğrenmişlerdi. Selinay da Savaş üzülmesin diye kızının adını Barış koymuştu. "Barış değil de mi annecim? Bilirsin Savaş amcanı, Selinay teyzeni konu Barış olunca akan sular duruyor." dedim. "Ta kendisi Barış." dedi. "Derya biliyor mu?" dedim sakince. Deniz ikizi Derya konusunda fazla sıkıcı. Derya'nın sevgilisi olduğunu öğrendiğinde sinir küpüne dönmüştü. Derya ise yurt dışına giderek azda olsa Deniz'in baskılarından kurtulmuştu. Derya tıp, Deniz ise sinema ve televizyon okuyordu. İkiz olmalarına rağmen bambaşka kişiliklere hatta tam zıt özelliklere sahipler.
Çalan kapıya baktığımda kimse yoktu. "25. Evlilik yıldönümünüz kutlu olsun anne." diyen Derya'nın elinde pasta, Deniz'in elinde çiçek, Atakan'ın elinde ise büyük bir kutu vardı. Karşımdaki çocuklarıma ve Atakan'a baktım. İyiki tanımışım onu. "İyi ki varsınız şapşallarım."Eveeetttt. İşte finalimiz. Biraz kısa oldu ama isteğe göre özel bölümler öle desteklerim. Kendinize iyi bakın. Hepinize teşekkürler. -Nur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu Asistan
Ficção AdolescenteHayatıma Atakan Zorbey girdikten sonra aksiyon birgün eksik olmadı. Atakan Zorbey kim mi ? Kendisi benim patronum olur ben onun asistanıyım. En azından şuan. Kendisi televizyon ve Sinema aleminin bir numaralı başrol oyuncusu. Ben okuduğunuz gibi A...