Ayla ÇETİN ..
" Ne ?! Deniz senin kardeşin mi ? "
" Evet. Lanet olası. Malesef ki kardeşim. "
" Neden gidipte konuşmuyorsunuz ağabey kardeş ? "
" Yıllar önce küstük biz Ayla. Ve neden olduğunun bir önemi yok. "
" Peki ya soyadlar ? " gerçekten büyük bir çelişkiye düşmüştüm. Aksu ve Baykal .
" Bizimle küsünce babama dava açtı. Soyadımız artık onun değildi. Yinede şanslı bir çocuktu. Zengin bir ailede büyüdü ve çok sevildi. Üstelik onların soyadını aldı. " deyince şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Ama illaki o masaya oturması gerekiyordu Ayaz'ın.
" Ayaz ne yapacağız ? "
" Ney ne yapacağız ? " diye sorunca gözlerimi devirdim. Sanki bilmiyor !
" Canımın içi o masaya illaki oturacaksın . "
" Git ve hallet " deyip belimden tuttu ve yemek yenen bölüme doğru itti beni.
Şimdi yapmam gereken neydi ? Deniz'i çıkışa getirmek mi ? Şara , Poyraz ve Cenk baş başa mı kalacaktı ? Zaten Cenk ve Poyraz'ın iyi bir geçmişi yok ! Of tanrım neyin içine düştüm ben böyle !
" Arkadaşlar telefonla konuşurken Ayaz'ı gördüm. Lavabonun önünde kıvranıyordu. Deniz'in geçmişinde hemşirelik yaptığını söylemiştiniz bir gelebilirmisin canım ? " dedim. Of ne kadar büyük bir yalancı oldum ben böyle. Hadi serseriyizde yalan dolanla işimiz yok abi !
Deniz şaşırarak " P peki . Geliyorum Ayla Abla " Evet Deniz'den yaşça büyük olduğum için saygılı davranarak 'abla' diye hitap ediyor bana.
Görünürden uzaklaştığımız zaman Deniz'in kolundan tutup bir köşeye çektim.
" Ayaz ile kardeşsiniz ha ?"
" E evet . Sen bunu nereden biliyorsun ? "" Sevgilim söyledi canısı ."
" Ay yesinler sevgilini . Çek elini abimin yanına gideceğim. "" Müsaade senindir prenses."
Kıza bak ya emirler yağdırıyor bir de. Aslında 'çek elini' bir emir değil. Ama emir tarzında olduğu için canımı sıkmada bire bir.Deniz Ayaz'ın yanında yere çömeldi.
" Abi iyimisin. Abi bak ben geldim Deniz. Kız kardeşin. Gözlerini aç. Herşey güzel olacak. " derken gözünden yaşlar süzüldüyordu. Ağabeyini çok seviyor bu kız. Ama bir dakika. Neden bayıldı bu dengesiz durduk yere ? Oyundur. Ondan sağlamı mı var Tanrı aşkına !
Birden Ayaz gözlerini açıp Deniz ile aynı şekli alıp onun karşısına geçti.
" Bak güzelim. İnsan ağabeyine ne kadar önem veriyormuş değil mi ? " derken bir yandan da Deniz elinin tersiyle göz yaşlarını siliyordu. Konuşmadı. Susma hakkını kullanıyordu sanırım. Ardından , " Bende 10 yaşındaydım. Sen gidince 1 aya yakın ölü gibi yaşamıştım be kızım. Sen 6 yaşında bile kendine bir şahit bir de avukat tutup babama dava açabilecek şeytan bir zekaya sahiptin. Zengin olmamız da cabası tabii. " diye eklerken o da elinin tersiyle o güzel gözlerinden göz yaşlarını sildi.
Bu güzel tabloyu bozmak istemiyordum. Ve o da öyle devam etti zaten.
" A ama abi ! Yapma abi . Ben seni çok seviyorum. Sen benim canımsın. Ben farklımıydım sanki. " dedi ve devamlı akan göz yaşlarını durduramayıp silmeyi bıraktı.
" Abi nolur bir şans . Başka .. " diyemeden Ayaz Deniz'in dudağına 'sus' anlamında parmaklarını bastırdı. Ve o da sustu.
" Senin konuşmaya hakkın yok Deniz. Zekânla herşeyin üstesinden gelebileceğini umuyorum. Sana yeni hayatında , yeni ailenle , yeni sevgilin ve yeni dostlarınla mutluluklar. Babamlardan ayrıldım. Garezin banaysa yanlarına geri dön. Seni çok özlediler . " deyip ayaklandı ve yanıma doğru yürüdü.
" Gidelim sevgilim. " dedi. Ses çıkaramadım .
" Abicim. Ne olur yapma ! Ben senin gibi bir aileye sahip olduğum için çok şanslıyım. Ne olur , bana bir şans daha ver ! " dedi Deniz. Abisini gerçekten çok seviyor. Onun bu durumuna çok üzülüyorum. Acınası bir durumda.
" Gidelim sevgilim ! " diye tekrarladı Ayaz. Sesi donuktu. Bir o kadarda kızgın.
" Ama , Şara'lar , kardeşin ve Cenk ? Onlar ne olacak !? Ayaz yapma , etme. Böyle bırakıp gitmeyelim. "
Ayaz daha sert çıkıştı. " Gidiyoruz dediysem gidiyoruzdur Ayla! Bana üsteletme ! Öbürleri ise umrumda değil !! Açıklamam yeterli olduysa gidelim ! " bağırırcasına söylemişti Ayaz bana bunları. Bağırmıştı bile diyebiliriz. Ayaz kolumu çekiştirmeye başladı. " Ayaz sen ne yapıyorsun ! İyice bir canavara dönüştüğünün farkında mısın acaba bilmiyorum ! Şimdi şu lanet olası kolunu lanet olası kolumdan çek ! Ve bana beş dakika ver ! " bende bayağı ciddiydim. Pek büyük bir tepki vermedi. " Sadece beş dakika ! " dedi sessizce . Ve arabaya ilerledi.
Bende o gider gitmez fırsat bilip Deniz'in şortunun arka cebinden telefonunu çıkardım. Bir tepki vermedi. Bir an boş bulundu o kadar. Telefonuna numaramı yazdım. Ve telefonumu verdim. O da yazdı.
" Ben aramadan arama . Haberleşeceğiz. Ha , bu arada. Yemek masasında bekleyen salaklara da bi bahane buluverirsin artık." dedim. Cevap vermesini beklemeden arabanın önünde sinirle bekleyen Ayaz'a yöneldim. Arabaya bindim. Yol boyunca Ayaz ile hiç konuşmadım. İçimden küçüklüğümden beri kötü hissetiğimde söylediğim cümleyi 3 kere mırıldandım.
' Her şey güzel olacak. '
' Her şey güzel olacak. '
' Her şey güzel olacak. '

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ KIZ
Novela JuvenilHerkesin hikayesi farklıdır. Kimi sorunlu , kimi duygusal , kimi ise güzel bir çocukluk geçirir. Sonra büyür. Hayata atılır. Ama herkesin hayatı mükemmel midir ? Tabii ki hayır. Serseri kızın hayatı ise burada başlıyor. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağ...