-7-

2.4K 129 9
                                    

Şara SEZER ..

O yemek günü ne oldu ne bitti , hiç bir fikrim yok. O üç dengesiz bizi yalnız bıraktı. Ama neden ? Bu soruların yanıtlarını Ayla'dan öğrenebilirim belki diye Ayla'yı aradım.

- Alo canımsı ?

- Qui étes-vous ? - ( Sen kimsin ? )

- Şara Sezer . Tanımadınmı canımsı ?

- Pourquio un numéro spécial? ( Niçin gizli numara ? )

- Ne dili konuşuyorsun canımsı ? Hani ilk söyledilerin kolaydı da .

- Slice français. Avez-vous oublié? ( Dilim Fransızca . Unuttun mu ? )

- Bu saçmalık ne zamana kadar sürer ? Tanrım ! Bir çevirmen bulana kadar görüşmesek iyi olabilir.

- Şara kız kardeşimi buldum ! Ve Fransa'da yaşıyor. Yanına gitmem lazım ! O benim tek ailem !

- Aman tanrım ! Ciddimisin ? Bende geliyorum. Peki ya Ayaz ne olacak ?

- Onu boşver. Acilen Fransızcamı geliştirmem gerek.

- Bana da bir şeyler öğret.

- Şimdi sırası değil. Yanımdan ayrılmayacağın için sorun yok. Zaten derdini anlatacak kadar biliyorsun.

- Je ne vais pas vous laisser seul. ( seni yalnız bırakmayacağım. )

- Merci. ( Teşekkür ederim. )

Apar topar eve giderken aklıma Poyraz'ı aramak geldi.

- Alo sevgilim ?

+ Efendim Şara'm

- Poyraz'ım benim Fransa'ya gitmem gerekiyor.

+ Peki aşkım. Ama çabuk dön.

- Tamam canımsı .

Bilgisayarın başına geçtim. Kardeşinin adını biliyordum. Ve ünlü bir oyuncu olduğunu da hemen tarayıcıya ' Ashlie Parlen ' yazıp tarattım. Evet ! Bu o . Ayça bu. Hayır . Gerçek ismi Ashlie Parlen. Ama biz hitap ederken Ayça diyoruz. Yani kızla çok muhabbet ettiğimden değil , hitap ederken sadece.

İletişim bilgilerinden ofisinin numarasını telefonuma yazıp tuşladım. 4 kere çaldı ve açtı . Sonunda. Acaba nasıl konuşacağım .

- Bonjour ! ( Merhaba )

+ Bonjour !? dedi sorar sözlerle.

- Ashlie Parlen ?

+ Oui. Il est moi. ( Evet. O benim. )

- Est-il possible de parler anglais? ( İngilizce konuşmamız mümkün mü ? )

+ Bien sûr, bien sûr! ( Tabii , tabii ! )

- Oh, my God , I don't know how to begin ! But , we are coming. ( Aman tanrım , Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ! Ama , biz geliyoruz.)

+ Nasil ! Olamaz. Ablam bana cok kizar. Yapamasiniz ! Yilarca beni aradi , üzuldü ! Ağladi ! Tekrar görecek kadar güclu degil !

- Türkçeyi bu kadar kolay nasıl çözdün bilmiyorum. Ama kötü biri olmadığını ve ablanı çok sevdiğini biliyorum. Bana oyun oynama. Adresini bulabilirim . Yanına geleceğiz. Bu söylediklerimi anlaman veya anlamaman önemli değil . YARIN YANINDA O-LA-CA-ĞIZ. Bu kadar Ayça !!

Telefonu kapattım.

Kızla oyun oynayamayız . Gidiyoruz .

***

" Bunları sana anlatmam , daha doğrusu aniden anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum. Ama konuşmanın vakti geldi. Tarih tamam. Yarın gidiyoruz." Tanrım ! Aklıma tüküreyim ! Kalbine inecek kızın !

" N-ne ? N-nereye ? Ne-neden y-yarın ?! "

" Fransa . Fransa'ya gidiyoruz. Ashlie Parlen'in yanına . Anladın mı , biraz daha açayım mı ? Gidiyoruz diyorum. Yarın diyorum. Biletleri hallettim diyorum. Adres bende diyorum . Ashlie Parlen , yani Ayça ÇETİN'in yanına gidiyoruz diyorum ! Eminim anlamışsındır ?!! " biraz sert çıkıştım ama o anki sinirimi bastırmama yetmedi bile ! Ah , lanet olası !

" Kız kardeşim , yaşıyor . " dedi ve çöktü. Olduğu yere yığıldı. Gözlerinden birbiri ardına sıra sıra göz yaşları süzülüyordu. Hiç durmadan. Onun bu durumu beni yıkıp geçti. Sol gözümden akan tek damla yaşa mani olamadım. Yanına çöktüm . Ne diyeceğimi bilemiyorum .

" Unutma Ayla , unutma. Sen benim kız kardeşimsin. Ayça gibi birine gerek yok kardeşim. Yapma güzelim . Yapma bak , ben varım , Cenk var , Deniz var . Seni çok seven bir sevgilin var. Ayça da kim ? O kim oluyor da benim - kızıl bela - mı üzüyor. Sen serserilerin kraliçesisin. Ayla ÇETİN'i kimse üzemez ! " dedim. Çok kötü görünüyordu. Çok çaresiz. Beni alın götürün buralardan dermiş gibi. Dünyanın bir ucunda tek başına kalmak ister gibi. Aralarında ne geçti ki ? Bir yıl içerisinde ? Kardeşi . Tabii kardeşi olması yetiyor ama beni de çok üzüyor böyle. Güçlü olmalı. Herkesten güçlü ! Çok güçlü !

Bir anda kucağıma yığıldı. Suratımı göğsüne bastırıp ağlamayı hiç bırakmamak istedim. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar göz yaşı döktüm. Ara sokağımızda , Ayla'nın kucağında ölesiye ağlamak. Daha doğrusu o benim kollarımdayken . Tanrım ne diyorum ben . Ayla iyi değil.
- Alo Ayaz bizim ara sokağa gel. Ayla çok kötü.

- P-peki geliyorum .

" Ne oldu buna ? "

" Çok uzun hikaye gidelim. "

" Peki Şara peki. Şu gizemli hallerinden hiç birşey anlamıyorum. "

Bu telefonum susmak bilmiyor!
Ayaz siz gidin bana konum at gelirim.

Ashlie Parlen Ofis
Arıyor ...

Ne var Ayça ne var !

- Alo ne var Ayça ?!

- Size konum atacagim. O ardese gelin. Kaybuluyum falân demeyin sakin aman !

- Hı hı . Peki.

Telefonu kapattım.

İlk defa bir yazar açıklamasıyla karşınızdayım. Öyle hikayenin başına sonuna bişeyler yazmayı sevmem hani :) . Kısa bir bölüm oldu ama sorun olmaz diye düşünüyorum. Neyse aşkıwlar fransız yazarınıza au revoir deyinn ! :)

SERSERİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin