Sabah uyandığımda MinAh yanımda yoktu. Çevreye bakınıp miniğimi aramaya başladım. Yerde oyuncaklarının arasında küçücük poposunu görünce gülümsedim.
"MinAh, günaydın anneciğim. " dedim sakin bir şekilde yataktan kalkıp onun yanına giderek. Beni görünce küçük dudakları şaşırmış gibi açılmıştı ve sonra kıkırdamaya başladı. Onunla gülerken kızımın mükemmel sesini dinlemeye devam ettim.
Sesi ince ve tatlı bir tınısı vardı. Uykusundan yeni uyandığı için gözleri ve yanakları hafif kızarıktı, az olan saçları da dağılmış ve karışmıştı.
"Bugün alışveriş yapalım mı prensesim? Kai amca da gelir. " dedim küçüğümün minik ellerini öperek. Ağzını yine şaşırmış gibi yapıp gülmeye başladı.
Ona katıldım gülerken; çünkü onun gülümsemesi acılarımı dindiriyordu. Onun gülmesi Sehun'un açtığı yaraları kapatıyordu.
Ayağa kalkıp küçüğümün elini tutup beraber mutfağa indik. Ev her zamankinden de sessizdi. Yatak odamızda Sehun yoktu, salonda da. MinAh 'da benim gibi gözleriyle babasını arıyordu.
''Sanırsam baba erkenden işe gitti bebeğim. '' dedim burnunun üstüne buse kondurarak. Mutfağa girdiğimizde masada kendi yerini hazırlamış ve takım elbisesini giymiş olarak oturan Sehun'la karşılaşmıştık. Elinde beyaz bardağı ile hazırlamış olduğu kahvesinden yudumlar alıyor ve telefonundan gelen mesajlarını kontrol ediyordu.
''Evde olmamam daha çok hoşunuza gidiyorsa size görünmeden bu evde yaşamaya başlarım. '' dedi sert bir tonla.
Dün akşam olanlar aklımdan çıkmamıştı.
''Senin görünmeden bize yaşamana gerek yok Sehun. Biz taşınalım daha iyi olur senin için. '' dedim sesim biraz kısık çıkarak.
''Niye taşınmayı bu kadar istiyorsun ki? Sanki paran var ya da para kazanacağın bir kaynağın. '' dedi gözlerime bakarak. ''Yoksa milletin altında inleyerek mi para kazanmayı düşünüyorsun? '' diye de sözlerini bitirdi. Kalbime saplanan bir şey hissettim. Gözlerimin karardığını ve MinAh'ın ağlama seslerini duydum. Bana yakıştırdığı lakap, öldürmüştü bu sefer beni. Kalbimde o kadar büyük bir ağrı vardı ki. Küçüklüğümde yaşadığım acılar bu acının yanında çok küçük ve hafif kalmıştı.
''A-ağlama MinAh. '' dedim küçüğümün kulağına fısıldayarak. ''B-ben iyiyim. ''
İyi değilim.
Bir buçuk yıl önce; beni kaybetmeye korkan, dokunduğunda ağlayan, korkularımı yenmemde yardımcı olan adam, beni kaybetmişti, sözcükleri ile beni öldürmüştü ve yeni korkular oluşturmuştu bende. Dayanılamaz derecede acılar bırakmıştı duygularımda.
Sakin bir şekilde MinAh'ı yemek sandalyesine oturtup tezgâha doğru ilerledim. Ona hazır mamasından yapmam gerekiyordu fakat gözyaşlarım görmemi engelliyordu.
''Milletin altında inleyip para kazanmayı çok istiyorsan benim altımda inleye. Kalacak evin ve bir sürü de paran olur işte. '' dedi yediklerini tezgâha getirirken.
''Evden defol git Sehun. Ben sürtük değilim anladın mı? Ben senin kölen de değilim. Bana bu şekilde davranamazsın. '' dedim ağladığımı fark etmemesini umarak.
''Ben seni satın aldım MinJee. Altımda inlemek senin görevin! '' dedi.
Kendime hâkim olmayarak Sehun'a çok sert bir tokat attım.
''Defol git! '' diye bağırdım. ''Bu eve geldiğinde ne beni ne de MinAh'ı bir daha görebilirsin Sehun. Defol git! '' diye suratına bağırıp MinAh'ı da alıp yatak odamıza çıktım ve kapıyı kilitledim.
Titreyerek ağlıyordum.
Bacaklarım daha fazla ayakta kalamayıp yere düşmüştü. Kollarım kızıma sıkıca sarılmış olmasına rağmen o da benimle yere düşmüştü ve kafasını vurmuştu. Benimle ağlayan kızıma sıkıca sarılıp vurduğu yere ufacık bir buse kondurup, hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmeden ağlamaya devam ettim.Gözlerim acıyordu ağlamaktan fakat kızımın kısık sesi ile hıçkırıklarını duydukça daha da kötü oluyordu ağlamam. Onu kucağıma alıp odada bulunan küçük banyoya götürdüm ve hafif kanayan vurduğu yere yara bandı yapıştırıp burnunu öptüm.
''A-ağlama anneciğim. Her şey g-geçti. '' dedim gülümsemeye çalışarak. Burnunu çekip bana kırmızı gözleriyle bakınmaya başladı. Bu hali bile o kadar tatlıydı ki. Yatak odasına geçip bavulumu hazırlamaya başladım. Uzun süre kalacak bir yer bulmam gerekiyordu, sonra da bir iş.
Yazlıklardan birkaç parça, birkaç parça da kışlıklardan alıp; spor ayakkabım ile botlarımı koydum. MinAh'ın kıyafetleri için büyük bavulumda hala yer vardı. Kilitlediğim kapıyı açarak MinAh'ın odasına gidip fazlasıyla kıyafetlerini ve montlarını alıp odama geri döndüm. Büyük bavulum ağzına kadar dolmuştu.
Küçük bir bavul daha çıkartıp iç çamaşırlarımı, MinAh'ın bezlerini ve birkaç gerekli eşyayı daha alıp üstümüzdekileri değiştirdim ve cüzdanımı alıp evden çıktık.Bir daha dönmeyecektik.
Sehun bir daha ne benim ne de kızımın canını yakamayacaktı.
Cüzdanımdaki paraya bakındım. Sehun'un bana harçlık olarak bıraktığı paralar vardı sadece. 500 won.
İç çektim ve Kai'ye ufak bir mesaj attım.
'Ona iyi bak Kai. İçmesin daha fazla ve kendine de zarar vermesin. Bana ulaşmaya çalışma, beni bulma. Sadece iyi olacağımızı bil yeter. Bazı şeyler oturduktan sonra seni arayacağım. '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlilik Oyunu ✔ | Sehun
Fanfiction'' Yanında olduğumu ve senin ile sonsuz bir yaşam süreceğimi bil ! '' ** Üvey annesi tarafından satılığa çıkartılan bir kız . Ona aşık olan bir erkek . @-xoxo-kk / Evlilik Oyunu / Tüm hakları saklıdır!