-2-

10.9K 675 76
                                    

İş yerine nasıl geldiğimi, ne hissetmem gerektiğini, neden yolda ağladığımı bilmiyordum ve sebebini öğrenemiyordum. Normalde herkese nazik davranmak gerektiğini düşünen ben buraya geldiğim gibi üç ya da dört kişiyi azarlamıştım. Hem de en gereksiz sebeplerden ötürü.
İş yerine gelirken sinir krizlerimden birini daha geçirdiğimi fark edince ağlamaya başlamıştım. Onun bana o kelimeleri kullanması canımı yakmıştı. İki eliyle de direksiyonu tutması gereken bir kişi olarak bir elimi kalbimin üstüne koymuş ve sıkmıştım.

'' Köpeğin sahibine itaat edişini izliyorum. Ne de olsa benim de bir köpekten farkım yok. O da satın alındı ve emirlere uyuyor, ben de satı alındım ve emirlere uyacağım! ''

Onu satın almasam beni sevebilecek miydi?
Onu satın almasam diğer adamlarda daha mı mutlu olacaktı?
Ben onu bana itaat etsin ya da benim oyuncağım diye satın almamıştım ki; ben onu sevdiğim için satın almıştım ve şu an anladım ki bu yaptığım en büyük hataydı.
'' Hey yeni evli? Hayırdır erkencisin? ''
Kai'nin kaba ve erkeksi sesi tüm dikkatimi dağıtmıştı. Giydiği takım elbise mükemmel vücudunu simgelerken ona sinirli olmayan bakışlarımdan bir tanesini attım.

'' Sadece erkenciyim. ''
Sesimin hafif titremesi; hayır sesimin kısık çıkması bile Kai'nin yüzünün değişmesine yetmişti.
'' Bakıyorum da ilk gün kavgası. Ne oldu dostum? ''
'' Ne olmadı ki? Tanrım kim gidip satın aldığı bir kıza bağırarak onu sevdiğini söyler ki Jong? ''
'' Söyledin değil mi? Daha ilk dakikadan olayı mahvedeceğini biliyordum! Seni salak velet. İnsan arkadaşını izlerde öğrenir nasıl kız tavlanır diye. ''
'' Defol Kai! ''
'' Bu gece sizdeyim. Yenge ile yemek yiyelim bakalım! ''

Elimdeki kalemi ona fırlatmadan odadan çıkışını izledim. Öğle vaktine kadar canımı yakan o sözleri unutup; Min Jee ile yapmak istediğim diğer planların kusursuz olması için ne yapmam gerektiğini düşünüp, sol tarafımda duran dosyaları incelemem lazımdı.
Tanrım...

-Min Jee –

Sehun'dan önce kalkarak gece yakmış olduğum lambayı kapatmıştım. Üvey annemin evindeyken bile bu şekilde yapardım. Sabahın ilk ışıkları odamı doldurduğunda lambamı kapatır ve odamı toparlardım. Bugün odamı toparlamak gibi bir şansım yoktu. Sadece üstümü değiştirebilirdim ki yeni kıyafetlerim olmadığı için bir gün önce giymiş olduğum kıyafetleri giyip salon olarak adlandırılan devasa odada beklemeye başlamıştım.

Sehun uyanacak ve kahvaltı yapacaktık.
Onu beklerken sıkılan ruhum beni camın yanına sürüklemiş ve karşı tarafta bulunan köpeği ve sahibini izlemeye başlamıştım. Köpeğin sahibine itaat edişini, ödülünü ve cezasını ..

'' Min Jee? ''
Arkamda duyduğum ses ile dalmak üzere olduğum düşüncelerimden kurtulmuş ve hafif kafamı bana seslenen kişiye korkakça döndürmüştüm.
'' Huh? Sehun... Günaydın! ''
'' Günaydın. Ne yapıyorsun? ''
'' Köpeğin sahibine itaat edişini izliyorum. Ne de olsa benim de bir köpekten farkım yok. O da satın alındı ve emirlere uyuyor, ben de satı alındım ve emirlere uyacağım! ''

Kendi kendime söylediklerimin yanlış olduğunu söylesem de olay doğruydu. Ben köpek rolünü üstleniyor, sahibim ise Sehun'du. O bana emirler verecek ve ben onlara uyacaktım. Yanlış bir harekette cezalandırılacak, ufak bir doğrumda bile ödül alacaktım. Ama Sehun'un kırmızıya dönen ve öfke ile parlayan gözleri söylediğim sözlerin büyük bir ceza olacağı kanaatine kapılmamı sağlamıştı. Kolumu sıkıca kavrayıp bedenimi duvar ile kendi bedeni arasına sıkıştırdı. Korkakça ona bakarken yapacaklarını kestiremez olmuştum.
'' Sen satın alınmadın! Satın alınmış olsan bile o lanet olası evden kurtardım anladın mı? Sen bana itaat etmeyeceksin anladın mı? Sen bir evli bayansın ve senin de kendine özgü şeylerin olabilir. Eğer önceden tanışsaydık beni sevebilecek miydin? Hem de benim seni sevdiğimden çok! Sevebilecek miydin? ''

Evlilik Oyunu ✔ | SehunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin