Ryan, bembeyaz dişlerini bana sergileyerek gülerken içeri adımladı, tam yanımda durdu. Bakışlarımı ondan çekip verandada dikilen iki bedene yöneltirken her şey ağır çekim ilerliyordu sanki.
Gözlerim gözlerini buldu, nefesim kesildi. Bende bıraktığı etkiden her zaman nefret etmiştim elbette fakat bu ayrıydı.
Bu, nefretin ötesindeydi.
"Hoş geldiniz." dedi Ryan, sesindeki sevinci açığa vurmaktan çekinmeyerek. Justin evimize adım attı ve emindim ki yüzündeki sırıtış en az bana bakışları kadar sahteydi.
Göz devirip Justin'in omuzlarının arkasında duran zarif, ince ve şık kadına baktım. Bir eli Justin'in avucunun içine sıkı sıkıya dolanmış, diğeriyle tek omzuna astığı çantayı tutarken oldukça utangaç görünüyordu.
Masum, saf ve iyi bir görüntüye sahip olmasına rağmen ondan iliklerime kadar nefret duymuştum. Justin bir kez bile elimden tutup arkadaşlarıyla tanıştırmaya götürmemişti beni...
Justin önce Ryan'a sarıldı, sonra bana dönüp omuzlarımı kavrayacakken ona elimi uzattım.
"Burada olduğunuz için çok mutluyum." dedim bal renginin en güzel tonundaki gözlerinin derinlerine bakarak. İçindeki duygular benliğime işliyorken elimi tutan eli beni kendime getirdi. "Bende." kafa sallayarak onayladı. Yan gözüyle beni süzdü ama bu kısa sürdü.
İkisi de içeri geçip arkalarından kapıyı kapattığımda Ryan'ın cılız kolları belime dolandı. Gülümsedim ona. "Tatlım bu, Justin'in sevgilisi Daren."
Justin bizi tanıştırmak için herhangi bir hamlede bulunmazken araya Ryan girdi. Onunla sarılmak, el tokalaşmak için bir harekette bulunmadan cılız bir gülümseme tuttum dudaklarımda. Kendimi tanıtmak için bir çabaya bile girmemiştim.
"Bu da benim güzeller güzeli aşkım Julia." dedi ardından sözünü tamamlayarak. Omzuna hafifçe vurdum, abartıyordu ve beni şımartmayı her zamanki gibi başarıyordu.
Burnumu onunkine sürttüm hem eski sevgilimi kıskandırmak hem biraz da Ryan'ı şımartmak için. Daren denen kız bize çok yakıştığımızı söyleyip salona geçerken Justin duygudan arınmış, ucu bucağı olmayan, sonsuz parıltısı yok olmuş gözleriyle benimkilere bakıyordu.
Tek kaşımı kaldırıp ona sorgulayan bakışlar atmadan hemen önce bir saniyeliğine de olsa kendisini süzebilmiştim.
Üzerindeki altın rengi işlemeleri bana bir şeyler çağrıştıran siyah bir ceket, ceketiyle aynı renk düşük kot ve uzun yine siyah bir gömlek giymişti. Hoştu, harikaydı ama artık ona başka duygular beslememem gerekiyordu. Fakat bu, Justin yanındaki kızın elini tuttuğunda onu kıskanmamak kadar zordu.
"Eviniz güzelmiş." dedi Daren, Justin ile aynı koltukta dip dibe oturduktan sonra. Birbirlerine dokunmadan edemiyorlarmış gibi ellerini kenetlediler yeniden. Gözlerimi kaçırdım ve onlardan başka herhangi bir yere bakmaya çalıştım.
Tabii üzerimde gezinen bir çift göz varken bu kolay olmuyordu. Neyse ki televizyonumuz açıktı ve ekrandaki şeyler pek iç açıcı olmasa da ilgimi çekiyormuş gibi yapabiliyordum.
"Eee nasıl gidiyor? Justin, konuşacak çok şeyimiz var dostum. Seni bulmuşken kaybetmek istemiyorum. Sence yeniden eskilere dönebilir miyiz?" Ryan'ı en son ailesiyle beni tanıştırırken bu kadar heyecanlı görmüştüm.
Babasının ona olan düşkünlüğüne o kadar değer veriyordu ki, bana iki hafta öncesinden onunla ilgili kişisel bilgileri bile anlatmıştı. Neyse ki her şey yolunda gitmişti ve ebeveynlerine harika bir kız arkadaş olduğumu kanıtlayabilmiştim. Ama şimdi bundan pek emin olamıyordum çünkü geçmişte kalması gereken bir insan aniden önümde beliriverince Ryan'ı aslında hiç sevmemişim gibi hissetmem beni her şeyin aksine berbat bir kız arkadaşın yanı sıra berbat bir insan da yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Passions - Bieber
FanfictionÖnümde iki seçenek vardı. Ya beni seven biriyle mutlu olmayı deneyecektim, ya da sevdiğim adamın kolları arasında hayat bulacaktım. Sorun şuydu ki, hangisini seçersem seçeyim işler benim için sarpasaracaktı.