*7* Kabus

3.7K 186 91
                                    

Selam gençlik!
Multimedya Efe.
İyi okumalar !

♣️♣️♣️

Kolumdan tutup boş sokakta çekiştirmeye başladı. Tutamadığım gözyaşları yanaklarımdan süzüldü.
" Yalvarırım bırak beni.. Lütfen.." diye yalvardım ama o beni sürüklemeye devam ediyordu.
Saat 02:30'du. Sokağın lambaları etrafa loş bir ışık saçıyordu.
Yüzünde kar maskesi vardı. Sadece gözlerini görüyordum.

Yüzüne baktım ağlayarak. Bana sertçe bakan yeşil gözler.. Bu gözler tanıdıktı ama çıkaramıyordum. Kimsin sen?!
Ona vuramıyordum her yerim uyuşmuştu. Ona vurup kaçabilirdim ama vuramıyordum.
" Lütfen bırak.." diye fısıldadım. O ise kollarımdan sıkıca tutup sarsıp bağırmaya başladı.
" Sen sadece benim olacan sok şunu kafana! Beni seveceksin! Zaten bu geceden sonra bana bağlanacaksın! Şimdi kapa çeneni yürü! Yoksa senide kendimi de öldürürüm!"

Çok korkuyordum. Ya bana tamamen sahip olacaktı yada öldürecekti beni. Ne yapacaktım ben? Eğer ölmeyi tercih edersem ailem yıkılırdı. Ama onunla birlikte olursam bu sefer, ruhsuz ve duygusuz olucaktım. Ve kimseye aşık olamayacaktım. Ailemi üzmeye hakkım yoktu.

Gözlerimi yumup açtıktan sonra,
" Tamam.." dedim daha da artan gözyaşlarımın arasından.
" Bende öyle düşünmüştüm." deyip boş bir depoya soktu ikimizi.
Üstündeki kapşonluyu çıkarıp yere attı. Üstünde hiçbir şey yoktu. Sağ bileğindeki siyah kurukafalı bileklik ve anlayamadığım küçük bir dövme dikkatimi çekmişti.
Maskesini hala çıkarmamıştı, pantolonunuda.

Yanıma yaklaşıp üzerimdeki hırkayı bir çırpıda çıkarıp yere fırlattı.
Bense sarsıla sarsıla ağlıyordum.
Ardından gömleğimi yırtıp yere fırlattı. Sütyen ve pantolonla kalmıştım. Ellerimle saklamaya çalıştım. O ise bu yaptığıma sinirlenip saçımdan kökünden çıkarırcasına çekti. Çığlığım boş depoda yankılandı.
Yalvarıyordum ama beni dinlemiyordu. Elleri pantolonum düğmesine gidince ellerini itmeye çalıştım.
" Yalvarırım bırak beni.. Lütfen, lütfen.." yalvarmaya başladım.
Bir an gözlerimin içine baktı. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp pantolonumun düğmesini açtı.
Çığlıklar atıyordum. Ama o pantolonumu çıkarmıştı. Kendi pantolonunu da çıkardı.
" Yapma!!!" diye haykırdım.

~•~•~••~•~•~•~•~••~•

Terler içinde uyandım. Etrafıma bakmaya başladım. Odamdaydım. Kimse yoktu. Üstüme baktığımda pijamam vardı. Sadece bir kabustu. Gözlerim dolunca gözlerimi yumdum. Ağlamayacaktım. Bu hayata ve herkese inat ağlamayacaktım. Ben her zaman güçlüydüm ve bu öyle devam edecek. Telefonu elime alıp saate baktım.
Saate baktığım gibi gözlerim fal taşı gibi açıldı. Saat sabahın 05:00'dı. Çüş yani akşamın dördünden beri yatıyor muydum?

Neyse diyip yataktan çıktım. Çekmecemden sigaram ile çakmağımı aldım. Kendi balkonuma çıktığımda soğuk hava yüzüme vurdu. Havalar yavaş yavaş soğuyordu. Dolaptan hırkamı alıp giydikten sonra balkonuma çıktım. Sandalyeye oturup sigaramı yaktım. Bu evde en çok sevdiğim ise benim odam denize bakıyordu. Ve bu benim hoşuma çok gidiyordu. Denizi çok seviyordum. Huzur dolu..

Sigaramın yarısına gelmiştim. Ve kabusumu düşünerek canım çok sıkılıyordu. Vücudumu bir korku sarmıştı. O erkeğin, sağ bileğindeki kuru kafalı bileklik ve çözemediğim küçük bir dövmesi hala aklımdaydı. Ve yeşil gözleri.. Kimdi bu? İçimde bir his vardı. Çok değişik bir his.

Berk olamazdı. Çünkü Berk'in kahverengi gözleri vardı. Bora da olamazdı. Onun sağ bileğinde dövme yok.
Gerçi ikisi bana ne yapsınki? Bora zaten bana şuana kadar hiç dokunmadı sadece öpmek için yakınlaştı ama buna müsade etmedim.
Berk'in zaten altına aldığı kızlar varken bana niye dokunsun?
Bu içimi burkarken biten sigaramı masadaki küllükte söndürdüm.

UKALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin