Günlük...
Bu günün de bitmesini istiyorum artık. Çok bunaldım ve eve gitmek istiyorum. Şuradan bir çıkıyım kesin bir de evde dinlenmem için rapor verecek doktor.. Neyse bugün umarım biter. Yarın sabah taburcu olmak için sabırsızlanıyorum ama bir yandan da bitsin istemiyorum çünkü 3 gündür Can'la beraberim. Yani yanımda kalıyor... İşte.. Off... Neyse bu sabah gözlerimi açtığımda annemle Demet yoktu. Bir tek Can vardı yanımda. Oda tabiki benim meşhur koltuğumda,tam yanıbaşımda uyuyakalmıştı. Biçimsiz bir şekilde uyuyordu ve yine biryerlerinin tutulmasını istemediğim için onu uyandırmaya karar verdim (her ne kadar uyandırmaya kıyamasamda!)"Hişt! Hey Can! Can! Caan! Can hadi uyan biryerlerin tutulacak gel ikili koltuğa yat!"
"Hı?"
"Orda boynun falan tutulacak gel öbür koltuğa yat istersen diyorum."
"Hayır Defne gitme onun yanına!"
"Ne? Kim? Kimin yanına gitmiyim?"
"Defne! Hayır, dur! beni bırakma! Gitme Defne!, Defne!"
"Canım burdayım ben hiçbiryere gitmiyorum."
'İnan günlük neden bahsettiğinden hiçbir fikrim yoktu. Bahsettiği kişi kimdi bilmiyorum ama neredeyse ağlayacak vaziyete geldi Can. Sanırım bayağı bir kötü rüya görüyor şuan. Onun için üzülmeye başladım ve sesli bir şekilde bağırmaya karar verdim saçma üzücü rüyadan kurtulsun diye. Ama tam niyeti aldım ki konuşmak için ağzını açtı ve ne diyecek diye merak ettim.'
"Defne ben seni seviyorum.. Söyleyemedim sana. Aptallık ettim. Dilim tutuldu. Hep hamle yapmak istedim ama ol-"
-Bir anda ürkerek uyandı-
"Ha? Ne.. Ne oldu. Defne. Burdasın. Gitmemişsin. Ohh! Çok şükür!"
"Be..ben burdayım. Hiç gitmedim ki!"
"Off çok kötü bir rüya gördüm. Sen başka bir çocukla el ele..yani..işte beraber gidiyordun. Seninle kavga etmiştik. Çok çok kötü bir kavgaydı. Bağırdım arkandan ama duymadın beni.. Sesimi duyuramadım sana.."
"Söylediklerini duydum.."
"Ya? O kadar bağırdım mı?"
"Çok korkmuştun."Rüyayı anlatırken gözleri dolmadı desem yalan olur. Biraz etkisi altında kaldı rüyanın. İçini rahatlatmaya çalıştım en azından birazcık normale dönebildi..
''Seni bırakmayacağıma yemin edebilirim.'' dedim. Ama bu doğruydu. Lanet olsun ki onu gerçekten seviyordum. Sanırım kendime bir daha asla güvenemeyeceğim.. Çünkü kendime kimseye aşık olmamak için söz vermiştim ve bu sözü tutamadım. Bravo Defne!..
''Sana güvenebilir miyim?'' dedi. İnan günlük bilmiyordum. Kendine güveni olmayan birine başka kim güvenebilirdi??
''Bilmem.. Yani bu senin kararın.''
Gülümsedi. Gülüşü içimi aydınlatıyordu. Şurada ruhum gerçekten çok daralmıştı. Şu hastaneden çıktıktan sonra mutlaka doktorumun (psikoloğumun) yanına gidecektim. Sanırım beni rahatlatacak en doğru kişi oydu. E yani 2 senedir beni toparlayanda oydu..
''Şu dakikadan itibaren her zaman sana güveniyorum.'' dedi. Umarım onu hayal kırıklığına uğratmam..
''Defne bak.. Iıı.. Şey.. Tam yerimi bilmiyorum ama söyleyemezsem heyecandan ölebilirim. Buna artık dayanamıyorum.'' Neden bahsettiğini anlamadım. Okulda dedikodu falan mı çıktı acaba?. Ne dedikodusu be! Saçmaladım şuan. Can'ın dedikoduyla ne arası olsun. Bu anca kızların işiydi yani.
''Defne.. Ben senden gerçekten çok hoşlanıyorum.'' NE?! Oha! gerçekten şuan şaşırdım. Tamam bekliyordum. Kulağıma 'seni seviyorum' falan demişti ama burada beklemiyordum. Ne diyeceğimi bilemedim. Gülümsedim. Vay canına!
''Can.. Bilmiyorum.. Yani bu sene sence doğru mu ?'' tamam bu dediğim doğruydu. Çünkü ben hayallere dalıp sınav işine kafamı veremezdim.
''Uff! Biliyordum. Kabul etmeyeceğini biliyordum.''
''Hayır! Bu reddetmek anlamına gelmiyor!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Bir Kızın Günlüğü~
Teen FictionBir kızın günlüğü nasıl olabilir? Veya bir günlük sizin dostunuz olabilir mi? Yoksa sıradan bir defter mi olmalı? Defne,günlüğünü en büyük sırdaşı olarak görüyor.. Küçük yaşta babasını kaybetmek ona her ne kadar zor gelse de eski mutluluğunu kazanma...