Günlük...
Kaan'la uzun bir sohbetin ardından haftaya sınavın olduğu ve yarın da okula gideceğim gerçeği aklıma geldi ve içime bir hüzün düştü. Kaan'ı bizim okula kayıt ettirmek için annem okula gitmişti. Artık Kaan bizimle yaşıyordu. Mutluydum. Çünkü geceleri onunla oturup dertleşecektim. Yada şöyle söyleyeyim,geceleri yorganımın altında ağlamak yerine Kaan'a derdimi anlatıp onun omzunda ağlayabilirdim. Odamda onun yatabileceği bir yatak ve bir dolap vardı. Odamda yedek eşyalar mı taşıyorum? Hayır. Bu eşyalar,yurt dışında yaşayan ablam Eylül'e aitti. Evet benim bir ablam vardı. Aslında aramızda 3 yaş vardı ama ben bazen ona abla,bazen de Eylül diyordum. Eylül,babama çok düşkündü. Babamı annemden çok seviyordu. Babamı kaybettikten sonra biz Eylül'ü de kaybetmiştik. Annem,Eylül'e bir şey olmasından korktuğu için -aklını filan kaybetmesinden korkuyordu- onu dayımların yanına Almanya'ya göndermişti. Yani eğitimini orada tamamlayacaktı,hatta artık orada yaşayacaktı. Babamı kaybettikten sonra ablamı da kaybettim ve sadece annemle yaşıyordum. Bu kadar. Hayatıma annemle devam ettim ve hala devam ediyorum. Ablam yaşıyor mu yaşamıyor mu bilmiyorum bile. Ondan 8 senedir haber alamadım. Tıpkı Kaan gibi. Sanırım 8 artık benim uğursuz rakamımdı. Hatta 7 de. Aslında hayatta ki her şey uğursuz benim için. Ben iyi bir şey ne yaşadım ki şu hayatta ?
Düşüncelerimi bir kenara atıp yatağın üzerine nevresimleri koydum ve yatağı hazırlamaya başladım. Kaan'da dolaba valizin içinden çıkardığı kıyafetleri yerleştiriyordu.
Haftaya sınav vardı ve ben burada yatak hazırlıyordum. Harika.. Hayal ettiğim liselere rüyamda girerim artık. Yine kendime kızarken kapı çaldı ve kapıyı açmak için odadan çıktım. Gelen annemdi. Sinirli gözüküyordu.
''Hoş geldin. İyi misin?''
''Kaydını aldım o okuldan.''
''Ne?'' Nasıl yani? Annem beni okuldan mı almıştı?
''Evet. Artık o okula gitmiyorsun. Seni özel okula yazdıracağım. Ve Kaan'ı da tabi ki.''
''Anne sen ne saçmalıyorsun? Ne gitmemesi ya?''
''Kaydını sildirdim Defne. İşte bu kadar! Kaan'da sende artık özel okula gideceksiniz.''
''Ya ne özeli anne şaşırdın mı sen?'' Annemle tartışma aşamasına geçiyorduk ve her cümlede sesimiz yükseliyordu. Sanırım Kaan sesimizi duymuştu çünkü adım seslerini duyuyordum.
''Anne altından nasıl kalkmayı planlıyorsun? Özel okul fiyatları hiçte o kadar uygun değil. Özellikle iki kişi için.''
''Sen karışma Defne. Ben bir yolunu buldum işte.''
''ANNE!!''
''BANA BAĞIRMAYI KES ARTIK!'' İşte tartışma aşamasını geçmiştik bile ve ev sesimizle yankılanıyordu. Kaan gelip bizi sakinleştirmeye çalıştı.
''Ya durun. Figen teyze ne oldu iyi misin sen?'' Anneme baktım. Suratı bembeyazdı. Olan biten her şeyi öğrenmek istiyordum. Ne oldu da bu kararı verdi. Ama sormanın zamanı şimdi değildi.
''Çocuklar,sizi koleje kayıt ettirdim. Şimdilik bu kadar. Detayı sonra.''
''Yarın hemen gidecek miyiz?'' diye saçma bir soru sordum. Ne bileyim belki hazırlık falan yapardım.
''Evet.'' Cevabımı almıştım işte.
''Sınav için de endişelenmeyin çünkü seneye direk oranın lisesine geçeceksiniz.'' Nasıl ya ? Oha! özel okullar böyle miydi?
''Yani lise için oraya kayıt ettireceğim.'' Annem aklımı okumuştu sanırım. Ve bir kez daha cevabımı almıştım.
''Bari hangi okul onu söyle.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Bir Kızın Günlüğü~
Teen FictionBir kızın günlüğü nasıl olabilir? Veya bir günlük sizin dostunuz olabilir mi? Yoksa sıradan bir defter mi olmalı? Defne,günlüğünü en büyük sırdaşı olarak görüyor.. Küçük yaşta babasını kaybetmek ona her ne kadar zor gelse de eski mutluluğunu kazanma...