BÖLÜM 4

107 21 2
                                    

Multide CEM

ULAŞIN AĞZINDAN

Ufuk'u odadan çıkarttığım gibi kendimi odada ki banyoya attım. Şuan sadece soğuk bir duş iyi gelebilir bana. Duşa girdiğim gibi çalan telefonla çıkmak zorunda kaldım. Kimin aradığına bakmadan "efendim" dedim. "Abi aşağıda kavga çıktı biz el attık ama sen gelsen iyi olacak" bugün noluyo anlamiyorum. Uzun zamandır barla ilgilenmediğim için karıştığını söylemişlerdi ama bu kadarınada pes. Hemen telefon kapattım ve üstümü giyinip çıkmak zorunda kaldım. Loş karidordan geçerken kendimi yine sinirli hissetmiştim. Benim mekanımda kavga çıkarmak he siz kaşındınız. "Noluyo lan burda!" diye gürlememle herkezin durması ve bana bakması bir olmuştu müzik zaten kesilmişti ve sesim çok rahat duyulmuştu. "Abi kusura bakma biz halledicektik ama-" volkanın lafını böldüm ve "sorun yok" deyip kavga edenlere baktım. "Siz kaç yaşındasınız?" çok sakin sormuştum bu soruyu ve cevabı biliyordum da kesin 17 yada 18 yaşlarındaydılar. "17 abi" diyene kızgın bir bakış atıp "hemen çıkın burdan" diye bağırdım. Çocuk hiç itiraz etmeden giderken kavga ettiği çocuk "ben 18'im ve burda kalamaya hakkım var" demesiyle benim tepemin tası attı. "Size.Hemen.Dedim" diye tısmamla çocuk korkmuştu ama yinede pes etmedi ve "hayır çıkmıyorum ben burda kalacağım" demesiyle yumruğu gözüne yedi. Çocuğu baya hırpaladıktan sonra bizimkiler daha durmicağımı anlamış ve beni tutmaya çalışmıştı. " bana bak lan it bir daha asla benim mekanımda bana artistlik taslama. Mekanıma bile girme. Hadi diyelim girdin sakın gözüme bile gözükme.!" diyerek son yumruğu attığım gibi üstünden kalktım ve bir tekme daha atarak arabama doğru ilerledim. Suan tek istediğim biraz olsun huzurdu sanırım.

SİMA'NIN AĞZINDAN

Sabah yine ponponun sesiyle uyandım. Ponpon kim mi? O benim alarmım. Yataktan kalkıp banyoya gitti. Ve rutin işlerimi halletmeye başladım. Umarım bugün iyi bi gün olurdu diye geçiriyordum ki içimden telefonum çaldı. Arayan Cem'di. "Alo prenses" "cem" hafif utanmış bir ses tonuyla adını söylediğimde kıkırdadı ve konuşmaya devam etti "prenses bugün okula seni ben götüreceğim biran önce hazırlansan iyi edersin" "o nerden çıktı öküzüm?" dememle bi hah sesi çıktı boğazından ve söylenmeye başladı" sima ben sana demedim mi bana artık öküzüm,ayım falan deme" diye bana söylenirken bende gülüyordum,en sevdiğim şeylerden biride bu çocuğu kızdırmaktı. "Tamam cem yeter artık. Koca karılar gibi söylenmen bittiyse benim hazırlanmam gerekiyor" dedim ve sesimi kızgın çıkartmaya çalışarak "görüşürüz" dedim ve telefonu yüzüne kapattım çünkü daha suzmaz ve saydirmaya devam ederdi. Bu arada Cem kim mi? Cem benim bebeklik arkadaşım abim dostum. Cem benden 2 yaş büyük fakat benimle aynı sınıfa gidiyor çünkü o bir sene geç yazıldı bir senede sınıfta kaldı.

Zilin çalmasıyla merdivenlerden koşarak indim ve kapıyı açtım. Cemin boynuna atladığım gibi kollarımı boynuna bacaklarımıda beline sarmıştım. Bu çocuğun kokusuna hastaydım. Ondan ayrıldığımda ilgimi çeken ilk şey bizim okulun formasini giyiyo olmasıydı." Ce-Cem bu halin ne?" güldü ve " sizin okula aldırdım kaydımı hemde aynı sınıf" demesiyle çığlık atıp boynuna atlamam bir oldu. "Çok mutluyun çok mutluyum ahhhhh gerçekten çok mutluyum Cem" dedim ve yanaklarına sulu öpücükler bırakmaya devam ettim.

Okula geldiğimizde Cem arabadan inmeme izin vermedi ve benimle konuşmaya başladı."Bak Sima dün başına gelenleri biliyorum. Sana bunun nasıl ve neden olduğunu sormuyorum ve bundan sonra benim yanımdan ayrılmanı istemiyorum. Birşey olursa hemen bana söyliceksin" dedi ve bana sarıldı. Bende sarılarak karşılık verdim ona gülümseyerek "hadi inelim geç kalacağız" dedim ve ayrildim.

Ben arabadan indikten sonra o da indi hızlı adımlarla yanıma geldi kolunu omzuma attı ve kendine çekerek yanağıma sulu bi öpücük kondurdu. Bahçeye girdiğimizde tüm gözler bize döndü. Ee tabi Cem de çok yakışıklı çocuk şimdi yani hakkını vermek lazım. Bazı kızlar bana ölümcül bakışlar atarken bazılarıda hayranlıkla bakıyodular. "Cem sanırım bizi sevgili sandılar " dedim ve güldüm "sansınlar prenses sence benim için sorun olur mu?" dedi ve o da güldü.

Gözüm Ulaşı ariyodu ama bir türlü göremiyodum.en sonunda arka bahçenin olduğu tarafa baktığımda elinde sigarasıyla duvara yaslanmış beni izlediğini gördüm. Onca yaptığından sonra yanına gidemezdim ama ona bir teşekkür borcum vardı. "Öküzüm benim iki dakikalık işim var burda bekler misin?" dedim ve cevap vermesini beklemeden Ulaşın yanına doğru ilerledim. Yanına geldiğimde sadece kafasını kaldırıp gözlerime bakmakla yetinmişti. "Be-ben dün i-için sana teşek-kür etmeye gel-geldim" yine kekeledim. Akrabalarım ve çok samimi olmadığım kişiler hariç herkezle konuşurken kekeliyordum zaten ama bu sefer olmaması gerekiyodu. "Sorun yok" dedi ve son dumanı yüzüme üfleyerek çekip gitti. O sırada da Cem yanıma gelmiş ve yine kolunu omzuma atmıştı. "Ne oldu?" "Bişey olmadı sadece dün beni hastaneye götürdüğü için teşekkür ettim" "peki prenses. Bu arada bir anlaşma yapalım okulda bana öküzcük gibi şeyler deme lütfen.bir karizmam var onuda sen bozacaksın.tabi o biraz zorda neyse" dedi ve hafif kolunu sıkarak saçımı karıştırdı.

ULAŞ'IN AĞZINDAN

Kimdi şimdi bu çocuk. Nedense hiç haz etmemiştim bu çocuktan. Sima yanıma geldiğinde kafamı yerden kaldırmadım bile. Çünkü kaldırsam ona patlayabilirdim ve ben bunu istemiyodum. Bana teşekkür ettiğinde de çok şaşırdım. Ondan böyle birşeyi beklemiyordum. Son dumanıda çekip onun yüzüne üflediğimde şaşırmıştı.

Sınıfa çıktığımda onları sınıfta duvar kenarındaki en arka sırada yan yana otururken ve gülerek birşeyler konuşurken gördüm. Çocuk da beni fark edince kalktı ve yanıma geldi "Eyvallah bizim prensesi hastaneye sen götürmüşsün" dedi ve elini uzalttı. "Bu arada ben Cem" dedi gülümseyerek. Elini sıkmadan "Ulaş Ulaş SOYKAN dedim ve yerime geçtim. Cem miş miş gerizekalı. Aslında kötü çocuğa benzemiyordu ama ben sinir olmuştum bi kere. Hoca sınıfa geldiğinde benimkiler dışında bir de Cem'in kalkmadığını gördüğümde şaşırmıştın. Ben bu çocuğu süt sanmıştım ama. Hafif tebessüm edip telefonumu kurcalamaya başladım. Şirketle ilgili mesaj geldiğinde okumaya başladım. Okurken bir an şok geçirdim. Bu Cem bizim ortak şirketlerden birinin Rusya'da ki oğlu ve babamında en ama en yakın dostlarından birinin. Peki ya Simayla nerden tanışıyorlardı bunlar? Sanırım öğrenmem gereken başka bir konu daha vardı.

Cem'e baktığımda telefonla ilgileniyodu ve sonrada bana baktı sanırım aynı mesaj ona da gelmişti.

KALP SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin