Okul bahçesine girmek üzereyken birden çalan motor kornasıyla yerimde sıçramıştım. İnsan düzgün çalardı dimi ama! Kenara çekildim ve hiçbirşey yapmadan yürümeye devam ettim.
Bende çok iyi motor kullanırdım. Yarışlara da katılırdım fakat uzun süredir katılmıyordum. En iyisi eve gidince motoruma atlamak ve özlem gidermek olacak.
Sınıfa girdiğimde Ulaş telefonuyla ilgileniyordu. Bananeyse ondan. Sırama geçip oturdum. Kulaklıkları takıp cem adrian dinlemeye basladim.
Kolumu birinin dürtmesiyle kafamı koyduğum sıradan kaldırdım. Ulaş karşımda kızgın bir şekilde bana bakıyordu. Nolmuştu acaba yine?"1) eteğin nerde? 2)sana benim yanımda oturacaksın demiştim." eteğim mi? Tamam biraz kısaydı peki peki kabul baya kısaydı ama abartılcak kadar da değildi. "Gördüğün gibi üstümde ve ben yerimden memnunum." alaycı bir kahkaha attı. "Ben etek falan göremiyorum!" sonlara doğru sesi baya bi artmıştı. "Sanane ya sanane bana ne hakla karışırsın?!" bu sefer gerçekten sinirlenmiştim ve ona bağırmıştım. Şuan bana beni öldürcekmiş gibi bakıyordu.
Tam kolumdan tutup kendi sırasına götürüyprdu ki birden Ulaş'ın yumruk yemesiyle çığlığı bastım. Arkama baktığımda o motordaki çocuğu gördüm. "Ne hakla kızı böyle sürüklersin!" Ulaş'a bağırmıştı ve beni korumuştu ama bu iyi bişey değildi çünkü Ulaş'ın şuan sinirden deliye döndüğüne eminim.
Çocuk bir yumruk daha atıcaktı ki ulaş çocuğun kolunu tutarak kafayı çocuğun burnuna gömdü ve yere yatırarak yumruklamaya başladı. "Sen ne hakla bana karışırsın! Ne hakla benim olanı korumaya kalkarsın! Sen ne hakla lan ne hakla!" çok fena bağırıyordu. Çocuğun her yeri kan olmuştu. "U-ulaş ne-ne olur.du-dur" çok korkuyordum ve yine kriz geçirme evresine gelmiştim. "Kimsin olum sen! Kim oluyorsun lan!" çocuk hafif bir kahkaha attı "Senin kardeşinim abicim" dedi ve tekrar güldü. Ne diyordu bu ne kardeşliğinden bahsediyordu? Ben neden Ulaş hakkında hiçbirsey bilmiyordum!
Tekrar kolumdan tuttu ve beni sürükleyerek arabaya götürmeye çalıştı. Fakat çalıştı çünkü küçük bebek gibi kapının koluna yapıştım ve gelmicem diye sızlanmaya başladım. Deli gibi bağırıyordum fakat umursamıyordu. En sonunda omzuna attı ve öyle taşımaya başladı. Şuan ise Ulaş'ın poposuyla bakışıyordum. Bunu iyi alışkanlık edinmişti öküz. "Ya bırak bırak diyorum sana!Bıraksana hayvan herif! Ya sen bunu iyi alışkanlık edindin he. Ya indir beni bak altım açılacak indirsene! Kime diyorum ben ya indir beni! Gelen geçen senin yüzünden altıma bakiyo burdanda önüme. U-" lafımı Ulaş'ın beni arabaya atması kesti. Evet atması dedim çünkü resmen beni arabaya atmıştı.
Kapıyı kilitleyip yan tarafa geçtiğinde camı yumruklamaya başladım. "Boşuna uğraşma kırılmaz cam" deyip sırıttığında bu seferde ona yumruk attım. Güldü ve "elin ağırmış sevdim bunu" diyerek dalga geçti ve arabayı çalıştırdı.
Gözlerimi açtığımda siyahlarla döşenmiş bir odada olduğumu fark ettim. Ne zaman gelmiştim ben buraya? Etrafıma baktığımda fazla karanlık değildi. Hava kararmıştı fakat gece lambası odayı aydınlatıyordu. Odanın diğer tarafına baktığımda tekli koltukta uyuya kalmıs bir Ulaş gördüm. Aslına bakarsan onu çok özlemiştim.
Yanına gitmek istedim fakat yapamazdım. O bana neler çektirmişti. Ona acıyamazdım. Onu sevemezdim. Onunla ilgilenemezdim.
Arkamı dönüp yattığımda yatağın diğer tarafında hareketlenme oldu. Fakat arkamı dönüp bakmadım. Daha sonra da belime sarılan ve beni kendine çeken bir çift kol. Ulaş olduğunu biliyordu ve bundan rahatsız olmak istesemde olamamıştım. "Uyumadığını biliyorum.sadece beni dinle olur mu?" Cevap vermemi beklemeden konuşmaya devam etti."o benim kardeşim değil. Evet aslında kardeşim ama babamın 4.eşinden olan kardeşim. Uzun zamandır ortalarda yoktu. Ondann nefret ediyorum ve orda bana karışınca kendimi tutamadım. Seni korkuttum biliyorum. Nolur beni affet. Senin üzülmene dayanamam. Benden asla korkma, benden asla çekinme. Sana bisey olmasına izin vermem. Sen benimsin ve öylede kalacaksın. He bu arada." konusmasını yarım kesti yerinde doğruldu ve konuşmaya decam devam etti. "Bu eteğin altına çorap giyilmez mi lan! Niye bu kadar kısa bu! O formanın önü niye o kadar açık!" diye bağırmasıyla yerimden sıçramam bir oldu. "Ulaş gerçekten derdin ne?" bıkmıştım bana karışmasından kimse bana karışamazdı. Yataktan kalktı ve sinirden köpürür bir halde konuşmaya başladı. "Kızım sen benimsin. Bunu ister kabullen ister kabullenme! Sana bakanların gözlerini oyarım. Fakat senin bu durumda bana,yok bana değil o piçlere yardımcı olman gerekirden şuan onların kuyusunu kazıyorsun. Bak bi eteğine şuan nerende!?" eteğim katlanmıştı ve iç çamaşırım meydana çıkmıştı. "Benim yanımda istiyosan soyunuk gez umrumda değil ama bir daha bu kadar kısa şeyler giyilmeyecek!" tamam anlamında kafamı salladım. Onunla inatlaşamazdım çünkü çok kızgındı. Yanıma gelip belime sarıldı kafasını git gide dahada çok yakınlaştırıyordu. Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde kalbimin yerinden çıkacağını fark ettim. Beceriksizce ona karşılık vermeye çalıştığımda beni kendine daha çok çekti. Ellerini kalçalarıma indirdi. "Sima seni istiyorum. Herşeyinle benim ol.benim hayatım ol. Ben hayellerimde bile seni kurguluyorum. Kendini artık bana bırak." dedi ve daha sert öpmeye başladı canımı yakmamaya çalıştığı kendini tuttuğu belliydi. Ama yapamazdım,erkeklere güven olmazdı.
Onu ittirdim. Ben artık eve gitmek istiyorum. "Hayır bundan sonra burda benimle yaşayacaksın." ne dediğini sanıyordu bu çocuk. Onunla yaşamakda neydi?! "Hayır beni evime götür." "evindesin prenses. Olman gereken yerde." şu an sırıtıyordu ve ben uyuz olmuştum. "Burda seninle kalamam.ailem izin vermez" sesim yok denicek kadar az çıkıyordu. "Aileni ben hallettim bundan sonra yeni evin burası. Tüm giysilerin dolapta. Şortlarını ve eteklerini atmış olabilirim ama merak etme onlar yerine pantolonlar aldım" bunu gülerek söylemişti. "Tamam ya sorun yok" bi an bana sen ciddi misin der gibi baktı. Ne vardı ki bunda şort ve eteklerimi atmıştı. Bir dakika ya o benim şortlarımı mı atmıştı?! "Naptım dedin sen!" avazım çıktığı kadar bağırmıştım. "Şortlarını ve eteklerini attım. Bir kaç tane şort bıraktım onlarıda gece yatarken giyersin." "sen mal mısın? Nasıl atarsın onları! Onlar benimdi benim!" beni umursamadı ve oda dan çıktı. Bide gülüyordu öküz megolaman hayvanat.
Üstüme rahat bişeyler giydim ve aşağıya indim. Ulaş ise üstünde hiçbirşey olmadan sadece kısa bir şortla evin içinde dolanıyordu. Birden kapı çaldığında ayaklandı. "Nereye gidiyorsun sen?" "kapı çaldı duymuyor musun?" "sen her kapıyı bu tiple mi açıyorsun!?" "hayır normalde baksırla açıyordum ama şimdi sen varsın ayıp olur" dedikten sonra kahkaha atmıştı. "Sen otur ben bakarım" dediğimde eliyle giydiğim şortu gösterdi. "Ben sen değilim beni dinle ve otur şuraya" cevap vermesini beklemeden kapıyı açtım. Tabiki açmadan önce kimo demiştim. Kız sesi geldiğinde Ulaş'a yukarı çıkamsını işaret ettim. Tabi beyfendi anlar mı anlamaz. "Çabuk çık ve üstünü değiştir.!" yine güldü ve yanıma gelip burnumu sıkarak yukarı çıkmaya başladı.
Kapıyı açtığımda karşımda hiç tanımadığım bir kız duruyordu. Orospu olduğu tipinden belliydi zaten. Kumral bir şeydi ve baya bi güzeldi. "Sende kimsin ben sevgilimi görmeye geldim" ne sevgilisi mi?!
Yeni bölümlerin geç geldiğinin farkındayım fakat okuyucu falan artmazsa yazmayı düşünmüyorum. İyi okumalar.
