BÖLÜM 5

97 21 2
                                    

Mutlide SİMA

CEM'İN AĞZINDAN

Şirketten gelen mesajı okumaya başlamıştım. Okurken ortak şirket ve babamın benimle küçükken telefonda konuşturduğu en yakın arkadaşının oğlunun Ulaş olduğunu öğrendim. Ulaşa baktığımda o da bana bakiyodu aynı mesaj onada mı aynı mesajdan gelmisti acaba? Ama gelmesi normal çünkü bize gelen dosyalar onlarada geliyodu.

Zil çaldığında Ulaşın yanıma gelmesiyle kafamı koyduğum sıradan kaldırdım ve ona baktım. Biraz soğuk bi sesle "kalk" dedi "bana emir verme" diye tısladım. O arada da sima bizi izliyor ve tedirgin gözlerle bana bakiyodu. Bunu fark edince Sima'ya döndüm anlını öptüm ve " bak prenses bizim bir konuşma yapmamız gerek ve hemen yapıp gelicez, kendini üzme" dedim ve sarılıp sıkıca koklayıp geri çekildim."Yürü Ulaş" dedim ve onu kolundan tutup onu sürüklemeye başladım. Sınıftan çıkınca aniden kolunu çekti ve "bir daha asla bana dokunma" deyip önden yürümeye başladı.

Arka bahçeye geldiğimizde direk o dosya konusunu açtı. "Bak babamın ortağının hatta en yakın arkadaşının oğlusun ama seni hiç sevmedim" "emin ol bende" dedim ve arkamı dönüp elimi havaya kaldırdım ve eyvallah hareketi yapıp yürümeye başladım. Gerizekalı çocuk benimle derdi her ne olursa olsun onunla uğraşmicam çünkü uğraşmam gereken daha önemli kişiler var.

ULAŞ'IN AĞZINDAN

Şerefsiz herif resmen bana posta koymaya çalışıyor. Mert'in lafıyla ona baktım "Cem koydu ve goool" merte kapa çeneni bakışlarımı atıp hızlı adımlarla spor salonuna inip basketbol oynamaya başladım. Her attığım topta ayrı küfür ediyor,her girmeyen topta onu daha çok dövme isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Bide gelmiş Sima'ya prensesim diyor sarılıyo öpüyo orospu çocuğu. Banane ki onlardan ne halleri varsa görsünler. Sahi ben niye bu kızı bu kadar düşünür oldum? Niye hatırlamıyorum bu kızı? Beni bu kıza çeken ne var?

SİMA'NIN AĞZINDAN

Cem sınıfa geldiğinde çok kızgındı. Ne olduğu sormaya kalktığımdaysa bana bişey sorma prenses deyip susturmuştu. Ne oldu acaba?

Eve geldiğimde çok yorgundum çünkü. Okul çıkışı Cem'le boks yapmaya gittik. Onu en son gördüğümde değişik bir yerde birileriyle boks yapiyordu. Ama sanırım artık bırakmıştı o işleri. Umarım bırakmıstır çünkü hiç sevmemiştim o işi. En iyisi yarın kendisine bunu soriyim. Eğerki devam ediyosada bıraktırırım artık.

Direk duşa girdim. Soğuk suyla duş almak insanı rahatlatıyordu. Duştayken yine aklıma Cem'in morelinin bozukluğu geldi. Of anam of nolmuştu bu çocuğa ya.

Duştan çıktıktan sonra ödevlerimi de yaptım ve biraz kitap okuyup kendimi yatağa attım.

Tam uykuya dalmak üzereyken cama atılan taş parçalarıyla gözlerimi açtım. Cama yaklaşıp camı açtığım da Cem'in ağlamaklı yüzünü gördüm. Bunu fark etmek zor değildi çünkü onun o gökyüzü mavisi gözlerinde boncuk gibi parlıyodu o kıyamadığım gözyaşları. Cem balkon demirlerindej tırmandı ve çok sıkı bir şekilde bana sarıldı. "Ama ben senin gözyaşlarına kıyamam ki" dedim ve onu boynunda öptüm. Boynundan öpülmesini çok sevdiğini bildiğim için hep bunu yapardım. Beni kendinden ayırdı ve "Lütfen bişey sorma hadi gel uyuyalım çok uykum var" dediği gibi yatağın sağ tarafına yattı. Bende soluna geçtim ve ona sıkıca sarılarak uykuya daldım.

Uyandığım da Cem yanımda yoktu. Anlaşılan çok erken bir saatte kalkıp gitti. Hemen yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Okul formamı da giydikten sonra mutfağa geçip kendime atıştırmalık birşeyler hazırladım. Tam bir ısırık alıcakken telefonuma gelen mesajla telefonumu elime aldım. "Hazır mısın? prenses 5 dakikaya evinin önündeyim" gelen mesaj Cem'dendi. Hemen yaptığım çikolatalı ekmeğimi yedim ve çantamı da elimi alıp kapının önüne çıktım. Ben çıktıktan iki dakika sonrada o gelmişti. Hemen arabaya atladım ve yanağına sulu bir öpücük kondurarak geri çekildim ve gülümsedim. Yüzü yine solgundu. Acaba aklına annesi mi gelmişti? Hiç konuşmadan yola devam ettik.

Okul bahçesinden içeri girdiğimizde gözüm Ulaş'ı aradı ama yoktu. Hızlı adımlarla sınıfa gittim ve sınıfta da yoktu. Sanırım bugün gelmicekti. Hoca derse girdiğinde dersi dinelemeye başladım.

ULAŞ'IN AĞZINDAN

Sabah Ufuk'un aramasıyla uyandım. "Abi dediğin gibi Sima'yı araştırdım ve önemli bir bilgi buldum. Sana geliyorum" dedi "tamam koçum çabuk ol" dedim ve telefonu kapattım acaba ne bulmuştu.

Ufuk eve gelmiş dosyaları bana vermiş ve çok önemli bir işinin olduğunu söyleyip gitmişti. Dosyanın başlarında ilgi çeken bir şey göremedim ama ortalarına doğru Sima'nın bir yıl önce tecavüze uğradığı yazıyordu. Ama bu durum hakkında hiçbir bilgi yoktu. Hemen Ufuk'u aradım "Ufuk tecavüz hakkında ki bilgiler nerde!" diye gürledim. "Abi onu çok aradım ama yoktu" hiç bişey demeden telefonu kapattım. Sinirden kuduruyordum şuan. Salonu yerle bir ettim ama yinede sakinleşemeyince bodruma gidip ordaki kum torbasını yumruklamaya başladım. Ah geçmiyodu amına kodumun siniri!

Okula gitmemiştin zaten önemsediğim de yoktu ama sırf Sima'yı merak ettiğimden arabay atlayıp okula gittim. Okula geldiğimde Sima sırada uyuyodu Allah'tan tenefüstü yoksa bide hocanın dırdırını dinlicektim. Sima'nın yanına oturdum ve saçıyla oynamaya başladım. Mışıl mışıl uyuyodu. Çok saf ve çok masum.

SİMA'NIN AĞZINDAN

Ulaşla sahil kenarına gelmiş ve çimenlere oturmuştuk. Bir süre sonra oturmaktan sıkılmış ve yatmıştık. Keşke akşam olsaydı o zaman aynı yıldızlara bakarız diye geçirmiştim içimden. Ulaşla bakışırken birden bire ulaş korkuyo ve alel acele yerinden kalktı. "Noldu" diye sorduğumdaysa ufacık bir böceği göstermişti. Ben.kahkahalarla gülerken o bana "gülme Sima,komik değil Sima,Sima şimdi öpücem" gibi laflar ediyodu. Tabi takar mıyım? Tabikide hayır ve göbeğim çatlıyacakmış gibi hissede kadar güldüm.

Uyandığımda Ulaş yanımda ve saçımla oynuyordu ama moreli bozuk ve kızgın gibiydi dünden kalma mıydı acaba? "Na-napiyosun" dedim kekeliyerek. "Hiiiiç" dedi ve güldü. Gördüğüm rüya aklıma gelince hafiften bende güldüm. "Ne oldu niye güldün" diye sorduğunda bende onun taklidini yaparak "hiiiiç" dedim. O kahkahalarla gülerken ben ona noldu der gibisinden bakiyordum. Bir anda ciddileşti elimden tuttu ve "Sima korkma sana bişey yapmayacağım. Sadece yanlız konuşabilceğimiz biyere gitmemiz gerekiyor." dedi ve beni kaldırdı. "Be-ben seninle ya-yan-yanlız ka-kalamam" korkmaya başlamıştım. Neden yanlız kalalım demişti ki şimdi? "Sima korkma bak sadece konuşacağız anladın mı? Sana hiç bişey yapmicam." dedi ve beni arka bahçeye doğru çekmeye başladı. "U-ulaş ba-bak ben ya-yapamam"elinden kurtulmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Arka bahçeye geldiğimizde beni duvara yasladı "Sima sana sorular soracağım ve bana doğruyu söyleyeceksin" dedi ve bi yandan da konuşurken aradaki mesafeyi en aza indiriyordu. Benim kalp atışlarım git gide hızlanırken o konuşmaya başladı. "Sima sana kim tecavüz etti?"



KALP SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin