Mutlide ULAŞ
Duvar kenarına çöktüm ve dizlerimi kendime çekip ağlamaya başladım. Kapının tekmelenme sesini duyunca daha da korkmaya başladım. Napacaktı bana? İşkence mi edecekti yoksa tecavüz edip bırakacak mıydı?
Ağlamaktan ve kendimi sıkmaktan yüzümün morardığına eminim. Kapı kırıldığın da pozisyonumu bozmadan olduğum yerde öne arkaya sallanmaya devam ettim. Saçımdan kaldırıp duvara fırlatmasıyla gözlerimde ki uyuma isteği kendini iyice bastırdı. Ama uyumayacaktı. Bu sefer sağlam duracaktım karşısında. Tekrar saçlarıma yapışmasıyla kedimi yine duvarda buldum sırtım çok fena acımaya başlamıştı kafamsa kanıyodu.
Bu seferse yanıma geldi ve saçlarımdan çekip "Bir. Birdaha bana asla ama asla vurmaya kalkma! İki.sen benimsin ve sana ne istersem yaparım bunu da unutma." ilk önce biraz yüzümü inceledi daha sonra ise dudaklarımdan öpmeye başladı. Ben karşılık vermedikçe daha çok sinirleniyo ve dudaklarımı daha sert öpüyordu. Ama vermicem asla ona karşılık vermicem. Boynuma indiğinde ise elleriylede vucudumu ezberlemeye başlamıştı. Ben ise bu şokun etkisinde sayıklamaya başlamıştım. Neler sayıkladığımı bilmiyodum ama bana tokat atıp bağırmasıyla kendime gelmeye başlamıştım "ben sana tecavüz etmem.onu bidaha yapmam. Kimsede yapamaz. Benim olana kimse dokunamaz. Sakın birdaha sana tecavüz ediceğimi düşünme. Herşeyi yaparım sana ama onu yapmam.!" daha sonra oturduğu yerden kalktı ve sinirli bir şekilde gitti. Benim aklımdaysa ONU BİRDAHA YAPMAM cümlesi takılı kalmıştı. O birine tecavüz mü etmişti?
ULAŞ'IN AĞZINDAN
O son cümlesinden sonra kafayı yemiştim. Tamam neden onu öptüğümü neden ona dokunduğumu bilmiyordum ama tecavüz etmezdim. Evimdeki kütüphaneye gidip içki içmeye başladım. Şuan sadece ona ihtiyacım vardı.
Sima şuan napiyordur acaba. Ona vurmak duvara fırlatmak istememiştim, sinirlerime hakim olamamıştım sadece. Bu iki olmuştu bana tokat atalı iki. Polisler her yerde Sima'yı arıyorlardı. Fakat kesmişlerdi. Çünkü babasına onun telefonundan kafamı dinlemek için Yunanistan da ki arkadaşının yanına gideceğine dair mesaj atmıştım. Bunu nerden bildiğimi sorarsanız Ufuk'un araştırdığı dosyaların birinde orda yaşadığı yazıyordu.
İki şişe bitirmiştim fakat hâla sarhoş olmamıştım. Sima'ya bakmaya gitsem iyi olacaktı. Napıyordu acaba şimdi. Kesin ağlıyordur yine sulu göz.
Yanına gittiğimde her yerin saç ve kan olduğunu gördüm üstüne üstlük uyuyor gibi gözüküyordu. Napmıştı bu aptal kendine? Hemen kucağıma aldım ve odamdaki banyoya götürdüm. Hafif homurtular çıkartmaya başlamıştı. "Ba-başım çok acıyor. Sırtım da öyle" çok yavaş ve çok halsiz konuşmuştu. Ben duvara fırlatınca mı olmuştu bunlar?
Hemen suyu açtım ve onu yıkamaya başladım. Banyodan çıkarttığım da üstünü değiştirmem gerektiğini biliyordum. Bunu yaparsam.çok kızabilirdi ama öteki türlüde hasta olacaktı. En iyisi ben değiştireyim bide hasta bi Sima'yla uğraşmak çok zor olur.
Üstünü değiştirirken vucudunu incelemeye başladım. Dolgun dudakları, hafif dolgun göğüsleri,ince beli, kusursuz yüzü... Benim james yine mi onu arzulamıştı. Evet benimkine isim taktım. Komik bulduğunuzu düşünüyorum ama hiçte öyle değil.
Onu giydirdikten sonra yanına yattım ve kendime çekerek o narin kokusunu içime çekerek uyudum.
SİMA'NIN AĞZINDAN
Uyandığımda başım deli gibi ağrıyordu. Belimde bir ağırlık hissettiğimde belime baktım. Bu kolun burda ne işi vardı? Ve bir dakika ya ben buraya nasıl geldim? Arkamı dönmeye çalıştığımda kolun beni daha sıkı bir şekilde sardığını fark ettim.
Arkamı döndüğümde Ulaş bana sıkıca sarılmış derin bir uykudaydı. Elini yüzüne koyduğumda çıkmış olan sakalları elime batıyordu ama o bu haliyle bile çok yakışıklıydı. Gözlerim dudaklarına kaydığında istemeden parmaklarımda dudağında gezmeye başladı. Neden içimde onu öpme isteği oluşmuştu?
Hemen kollarından çıkarak yataktan kalkdım. Bi an kendimi boşlukta hissetmiş gibi olsam da bunun bir önemi yoktu benim için dimi ama. Odadaki banyoya girerek rutin işlerimi halletmeye başladım.
Mutfağa indiğimde dolabı karıştırmaya başladım. Yine hiçbirşey yoktu. En iyisi yukarı çıkıp Ulaş'ı uyamdırmaktı. Aklıma gelen fikirle buzdolabı açtım ve içinden buz aldım.
Odaya girdiğimde Ulaş hâla uyuyordu ama huzursuz gibiydi. Banane diyerek yanına gittim ve yatağa oturdum. Sırt üstü yattığı için göğsündan aşağı bütün buzları boşalttım. Yerinden küfür ederek doğrulmasına şaşırmamak lazım. Ben karnım çatlayacak gibi gülerken o bana sinirli hemde munzurca bir sırıtış atıp beni izlemeye başladı. Benim gülmem yavaş yavaş dururken o yanıma geldi ve belime sarılarak "bunları sevişirken yapmanı isterdim güzelim" deyip kahkaha attı. Onu kolay kolay kahkaha atarken görmedim. Hatta hiç görmedim. Çok tatlıydı be.Hemen kollarının arasından çıktım "be-benim karnım acıkmıştı" dedim hemen kekeleyerek suratı değişti ve "birdaha benimle asla kekeleyerek konuşma"durdu ve Kollarını belime sarıp beni yine kendine çekti "ve beni asla itekleme"diyerek yanağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. "Bana birdaha dokunma" dedim ve yanından ayrılarak aşağıya indim. Bir süre onun gelmesini bekledim fakat gelmedi. Bende televizyonu açtım ve izlemeye başladım. Müzik kanalı bulunca durdum ve dinlemeye başladım. Duman-öyle dertli çıkınca hafif gözlerimi kapatarak oturduğum koltukta yayıldım.
Bir süre sonra ayak sesleri duydum daha sonrada dış kapının açılıp kapanma sesini. Sanırım çıkıp gitmişti.
Bütül gece onu bekledim fakat gelmedi. Saat üçü geçmişti ki dış kapının açılma sesini duydum. Kalkıp baktığım da Ulaş'ın bir kızla öpüşerek yukarı çıktığını gördüm. Ne zannediyodum ki zaten onun beni seviceğini mi? Benim gibi tecavüze uğramış ve onlar kadar seksi olmayan birini. Gözlerime hücum eden gözyaşlarımı geri itmeye çalışarak onlarında odaya girdiğinden emin olarak kendi odama gittim ve yorganı başıma kadar çekerek uyumaya çalıştım. Fakat çalıştım çünkü uyuyamıyordum.
Ulaş'ın odasında ki sesler inlemeye döndüğünde kulaklarımı kapattım ve ağlayarak kendimi uykunun kollarına atmak oldu.
ULAŞ'IN AĞZINDAN
O kızla bilerek yapmıştım. Çok zor olmuştu kendimi çok zorlamıştım ama bu sefer olmuştu. Sima'nın bizi gördüğünü biliyordum ve bunu umursamamaya çalışıyordum. Beni sevmiyordu bile buna asla kırılmazdı.
Uyandığımda Sima'nın odasına gittim. Yorganın altına saklamış kendini. Yorganı kaldırdığımda gözleri mosmor olmuş bir haldeydi. Ağlamış mıydı bu kız?
Mutfağa giderek bişeyler hazırlamaya başladım. Sima'nın dün bisküvi yediğini gördüm. Ona çok kızgındım ne demek bana dokunma lan ne demek! Yine sinirlenmiştim işte. Sakin ol Ulaş sakin ol.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra Sima'yı uyandırmaya gittim. Yanına gittiğimde kabuş gördüğünü fark ettim. "Sima hadi kalk" diyerek dürtüklüyordum ama o kalkmıyordu. Tekrar dürteklediğimde "yapma nolur yapma o kıza dokunma" demeye başlamıştı. Ne sayıklıyordu ki bu kız? Ne görüyordu rüyasında? "Sima kalk. sima kabus görüyorsun. Hadi güzelim uyan artık hadi." diyerek omuzlarından sarsmaya başladım. Yerinden sıçrayarak kalktığında ilk önce beni görünce şaşırdı. Sonra ise ağlayarak boynuma sarıldı. Bende ona sarıldığımda "geçti güzelim kabustu geçti ağlama" diyordum ama beni bir an iteklemesiyle ne olduğunu şaşırdım. Şimdi beni niye iteklediki bu? "Sen git o dün gece beraber olduğun kıza sarıl. Bana o kızlara dokunduğun ellerinle dokunma"diyerek vurmaya başladı. Noluyordu bu kıza. Ben umursamaz derken umursamış mıydı bu beni?
Ufak çaplı bir kriz geçirmeye başladığını anladığımda. Dudaklarından öpmeye başladım. İlk başlarda itekliyordu ama sonra karşılık verdiğinde baya şaşırmıştım. Kendinden iteklediğinde yine sinirlenmiştim. "O kızı öptüğün dudaklarında bidaha sakın beni öpme şerefsiz herif" diyerek yataktan kalktı ve odadan çıktı. O beni kıskanmış mıydı yoksa? İşte bu iyi haberdi ama onun gönlünü almam gerekti sanırım.