5.Bölüm - Üçlü Randevu -

3.9K 289 50
                                    

Yorum yapmayı unutmayın +.+


~Park Chanyeol~

Zamanın doğru olduğundan emin olmak için taktığım deri saati kontrol ettim. Bugün pazar. Hava güzel, kendimi şanslı biraz da endişeli hissediyorum. Ellerim belimdeyken merdivenlere baktım. Yanaklarımdaki havayı dışarıya üflediğimde Jessica'nın kanepede Chan Hyun'la kıkırdadığını duydum.

Evet. Eminimki Baekhyun'un üvey kardeşini hatırlamışsınızdır. Jessica Jung? İyi bir geçmişimiz olmadığını biliyorum ama hepimiz şuan gerçekten iyi geçiniyoruz.

Onlara baktım. Büyük bir lego yapıyorlardı ve duyamadığım bir şeye gülüyorlardı. Jessica bana baktığında, göz göze geldik ve kaşımı kaldırdım.

"Chanyeol, gecikmiyor musunuz?" Chan Hyun'a geri dönerken sordu, oğlumun alnındaki teri siliyordu. Baek'le randevuya çıkmaya karar verdiğimizden, bugün Chan Hyun'a bakmasını istedik. Krystal'i getiremeyeceğini çünkü ikizinin işiyle meşgul olduğunu söyledi.

Omuz silktim. "Sanırım hayır." yanıtladım. " Hatta erken bile." tekrar merdivenlere baktım ve Baek'in hala hazırlanamadığını farkedince somurttum. Cidden. Bazen gerçekten 'kız' olabileceğini düşünüyorum. 

Jessica sırıttı. "Evden çıkmak için sabırsızlanıyor musun?"  alay etti. Bana baktığında sadece gözlerimi devirdim.

Chan Hyun ayağa kalktı ve gömleğimin kenarını çekiştirdi. Dizlerimin üzerine eğildim ve ona baktım, suratındaki ifadeyi çözmeye çalıştım. Oğlumuzun şaka yaparken yada ciddi olmayan bir şey söylerken bile surat ifadesini değiştirmeme gibi bir yeteneği vardı.

"Noldu, Chan Hyun?" saçını karıştırmadan önce sordum.

Chan Hyun direk olarak gözlerime bakıyordu. "Baba, randevunuzdan hatıra bir eşya bekliyorum." konuştuğunda güldüm. Kafamı sallayıp ona gülerek baktım.

"Chanyeol! Hadi gidelim!"

Arkaya baktığımda Baekhyun merdivenlerden ikişer ikişer iniyor, kahverengi saçı zıplıyordu.Gömleğinin altına bacaklarını saran siyah bir pantolon giymişti. Ayakkabıları, ona hediye ettiğimdendi.

Sade görünüyordu. Yinede hala... çekici.

Baekhyun yanımda durduğunda ayağa kalktım, gülümsemesi geniş ve heyecanlıydı. "Hadi!" kolumu kavrarken konuştu. Kımıldamadığımda kaşlarını çattı ve burnumu sıktı, duyularımı geri getirdi. "Hey! Garip görünüyorsun." kaşları çatıkken işaret etti.

Kafamı salladım ve gülümsedim. "Üzgünüm. Sadece nefesimi kestin." ona sırıttım. Baekhyun bana baktı ve yavaşça omzuma vurdu. Jessica'nın arkamdan kıkırdadığını duyduğumda en geniş gülümsememi kocama sunuyordum.

"Sadece gidin, tamam mı?" Jessica arkamdan seslendi. "Chan Hyun benimle güvende. Bunun dışında, çok tatlısınız ve yakında gökkuşağı kusacağım." gülerek ekledi.

Baekhyun gözlerini devirip Chan Hyun'a gitti, belinden kaldırdı ve yanağını öptü. "Uslu çocuk ol, bebeğim, tamam mı?" konuştu. "Jessica Teyzeni kızdıracak bir şey yapma. Olabildiğince erken geleceğiz."

Chan Hyun kafa salladı. "Tamam, Appa."

* * *

Bu randevuyu her ay yapıyoruz.İkimizin de meşgul olduğunu biliyorum, ben ofiste ve Baek restoranda, ama her ay birbirimize bir günümüzü ayırmaya dikkat ediyoruz. Evliliği güçlü tutmanın bir yolu da denebilir. Ve ben Baekhyun'la zaman geçirmeyi seviyorum. Kim sevmez ki? 

Bir ChanBaek Masalı 2 - Evli HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin