Sonunda aksiyon dolu bir bölüm! *-*
~Park Chanyeol~
Ofisimin kapısında kafif bir tıklama duyuldu ve baktığımda kapının tıklanmaya devam etmesiyle rahatsız oldum. Maillerimi kontrol ediyor, iş arkadaşlarımdan gelen dosyaları indiriyordum ve sekreterime bugün ziyaretçi kabul etmeyeceğimi söylemiştim. Ama tabiki, Baekhyun haricinde.
Elimi yanağıma dayadım. "İçeri gel." Seslendiğimde kapı açıldı. Mae, sekreterim, rahatsız bir surat ifadesiyle içeriye girdi.
Kaşlarımı kaldırdım.
"Müdürüm, rahatsızlık verdiğim için üzgünüm. Ama--"
Cümlesini bile bitiremeden Michaela onu ittirip içeriye girdi, omzunu kapıya çarpmasına neden olmuştu. Şokla gözlerim açıldı. Tavrı beni hasta ediyor.
"Michaela!" Kontrol dışı bağırdım. Sekreterime bunu yapamaz. Ayrıca eski zamanlar gibi olgunlaşmamış davranışlar sergiliyor.
Sırıttı ve Mae'ye baktı.
"Oops." Bana bakmadan önce kıkırdadı. Kısa kırmızı bir elbise giyiyordu ve vücudunu fazla sarıyordu. Bence şimdiden nefes alamaması gerekirdi. Masamın önüne yürüdü, manikürlü elini beline dayadı.
Mae'ye bizi yalnız bırakmasını işaret ettim ve bunu yaptı. Sandalyede sinirle arkama yaslandım ve ellerimi çaprazladım.Boğazımı temizledim. "Ne istiyorsun?" Sorarken sinirli sesimi saklamadım. Onu sevmediğimi biliyor. Yıllarca onun inatçılığını çektim ve şuan onu düşünemeyecek kadar işim var.
Michaela iç çekti. "Yalnızsın." Bağırdı. "O lanet olası kocan nerde?" Gözleri kırmızıya dönebilecek kadar sinirliydi.
Dosyamı kapattım ve ona baktım. "Baekhyun'la bu şekilde konuşmaya nasıl cürret edersin." Dişlerimin arasından konuştum. Çok düşük bir sesti ve beni duymadığını düşündüm. Ama sesimi kontrol etmezsem ona hırlayacağımdan eminim. (ÇN\: ırırong ırırong)
Gözlerini yuvarladı ve eğildi, iki elini de masaya koydu , göğüs dekoltesini gösteriyordu. Daha da eğildi. Parfümü burnumu rahatsız ediyordu.
"Umrumda değil, Chanyeol." Bağırdı. "Nerede o? Onu görmek istiyorum, ve bu çöpte ne bulduğunu görmek! Onda ne buldun, hm?! Ben erkeklerin istediği her şeye sahibim, Yeol! Siktiğimin gözlerini aç, lanet!" Elini masaya vurduğunda kaşlarımı çattım.
Gözlerimi kapatıp şakaklarıma masaj yaptım. "Seni sevmiyorum, Michaela." Sakin bir şekilde konuştum. "Daha önce de söyledim, değil mi? Biz kuzeniz. Ne zaman peşimden koşmayı bırakacaksın?"
"HAYIR!" bağırdı ve eliyle masaya vurdu. "BAEKHYUN SENİ BENDEN ÇALDI CHANYEOL! TÜM İSTEDİĞİMİN SEN OLDUĞUNU BİLİYORDU VE BİRDEN GELİP SENİ ÇALDI!"
Ve işte. Kalktım ve ona tepeden baktım. Sabit kaldı ve bakışlarıma karşılık verdi. Daha güçlü bakabilmek için tüm hislerini yendi ama ne kadar korktuğunu görebiliyordum.
"Baekhyun senden hiçbir şey çalmadı." Düşük sesle konuştum. " Şuan sahip olduğu her şeyi hakediyor. Beni hakediyor, Chan Hyun'u ve bebeğimizi."
Michaela yutkundu ve şokla ağzını kapattı. " N-ne... b-bebek?"
İç çektim. " İkinci bir çocuğumuz olacak."
Michaela'nın altdudağı titredi ve öldürmeye hazırmış gibi baktı. Etrafa baktı ve masamın üstündeki kalemi kaptı. "HAYIR!!" Odada rastgele bir yere fırlatırken bağırdı. Kırılma sesini duyduğumda sinirle iç çektim. Kalemim... "NE HAKLA, CHANYEOL!!!" Tekrar bağırdığında ağlamaya başlamıştı ve koltuğu yumruklarken eline geçen her şeyi fırlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ChanBaek Masalı 2 - Evli Hayatı
Fanfiction#HayranKurgu içinde 180. Bu 2. Kitap ^-^ Prens Chanyeol tek gerçek aşkını buldu. Baekhyun sonunda Prensine kavuştu. Ancak perde sıkıştı, kitap kapanmadı, hikaye bitmedi. Yeni bir dalga geliyor, Baekhyun ve Chanyeol bunlarla yüzleşebilecekler mi? ...