- Park Baekhyun -
"Bomba fazla basitti." Jongin arabamızın arka koltuğundan Chanyeol'a baktı. "Daha çok el yapımı gibiydi." Ardından telefonuyla mesaj yazmaya başladı, kaşları çatılmıştı.
Chanyeol kaşlarını çatmış bir şekilde direksiyonu sertçe tutuyordu. Şu anda eve gidiyorduk ve Jongin olası bir duruma karşı bizimle gelmek istemişti. Kyungsoo da eve kendisinin sürebileceğini söylemişti.
"Kim bizi öldürmeye çalışır ki?" Chanyeol bağırdı, kafasını inanamıyomuş gibi sallıyordu. " Şirkette bir yarış var ama beni ve ailemi öldürmek? Bu kadar düşeceklerini düşünmüyorum, Jongin."
Jongin koltuğunda arkasına yaslandı ve bana hızlıca baktı "Belkide senden her şeyden fazla nefret eden birisi?" fısıldadığında benden nefret eden birini kastettiğini biliyordum.
Chanyeol ofladı, iğrenmişti. "Michaela gitti." sessiz bir şekilde konuştu. " Geri dönmeyecek."
"Gerçekten buna inanıyor musun, Chanyeol?" Jongin geri sordu. " Gerçekten o psikopatın senden vazgeçeceğine mi inanıyorsun?"
Kucağımda uyuyan Chan Hyun'a baktım. Arabanın arka koltuğundaydık ve başımı cama yaslamış, korkunç hissediyordum. Elimi beline götürdüm. Bebeğimiz bir süredir sessizdi ve onun için endişelenmekten kendimi alıkoyamıyordum.
Gözlerimi kapattım, tanıdık bir his beynime çarptı. Elimi alnımda gezdirdim, Chanyeol'un farkedeceğini biliyordum ve onu da endişelendirmek istemiyordum. Chan Hyun'un eliyle oynamaya başladığımda iç çekti ve baş parmağını emmeye başladı.
"Bir saniye." Jongin konuştu ve telefonu kulağına götürdü. "Merhaba. Ben General Kim. Lütfen *** mağazasına göz atın. Tüm CCTV kopyalarına ihtiyacım var, özellikle de otoparktaki. Hepsini Park Şirketi'ne en yakın zamanda gönderin. Başkan'ın ofisine gönderin. Anladınız mı? Güzel. Görüşürüz." Ardından kapattı ve kafasını salladı, Chanyeol'a baktı. "Ofisindeki görüntülere bakacak ve villaya geri döneceğiz."
Chanyeol kafasını kaşımadan önce salladı ve bana endişeli bir bakış attı. "Baek, iyi misin?" sorduğunda 'hayır' demek isterdim. Ama iyi değildim ve titriyordum, hamile olduğum ve sakin kalmam gerektiğim gerçeği de vardı tabii.
"Evet." mırıldandım. "İyiyim, Yeol. Merak etme."
"Lütfen yarın evde kal." Chanyeol nazikçe önerdi. "Olabildiğince erken eve döneceğim, söz veriyorum."
Kafa sallayıp başımı eğdim. "Sadece, dikkatli ol. Tamam mı? Kendine dikkat et."
Chanyeol arabayı yavaşlattı ve dikiz aynasından bana baktı. Çenesi gergindi ve elleri sıkıca direksiyonu tutuyordu. Kollarımı ona sarmak istedim ama yapamadım, sadece küçük bir gülümseme verdim.
"Dikkat edeceğim, bebeğim." Chanyeol mırıldandı. "Sende, tamam mı?"
Kafa salladım. "Tabii ki."
~Park Chanyeol~
Saat 6 ve gitmeye hazırım. Kim Jongin'in ve diğerlerinin beni beklediğini biliyordum. Muhtemelen CCTV'leri izlemek için ofisi hazırlamışlardır bile.
Yavaşça yatağın yanında diz çöktüm. Kocam hala uyuyorken kahküllerini alnından uzaklaştırdım "Seni seviyorum." fısıldayarak saçını öptüm. "Lütfen güvende kal." Kalkacakken Baekhyun öyle daha rahat hissediyormuş gibi elimi bırakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ChanBaek Masalı 2 - Evli Hayatı
Fanfiction#HayranKurgu içinde 180. Bu 2. Kitap ^-^ Prens Chanyeol tek gerçek aşkını buldu. Baekhyun sonunda Prensine kavuştu. Ancak perde sıkıştı, kitap kapanmadı, hikaye bitmedi. Yeni bir dalga geliyor, Baekhyun ve Chanyeol bunlarla yüzleşebilecekler mi? ...