~Park Chanyeol~
Saat sabahın 2'si.( 02:00)
Gözlerimi açtığımda duvardaki saatin söylediği şey bu. Uyandım çünkü oğlumuz , Chan Hyun, ayaklarıyla beni boğuyordu. Ayaklarını boğazıma sarıyordu , yavaşça sıyrıldım.Parmağını emerken Baek'e--
Baekhyun'un orda olmadığını farkettiğimde kalktım. Yatağının kendi kısmında Chan Hyun'un güvenliği için bırakılmış yastıklar vardı. Kapı hafif aralıktı ve koridordaki ışık yanıyordu.
Elimi saçımdan geçirdim, kendime gelmeye çalışıyordum. Ben de yastık alıp Chan Hyun'un kenarına koydum çünkü yere düşebilir. Tabiiki böyle olmasını istemem.Tekrar kapıya baktım ve elimle gözlerimi ovuşturdum.
Saat daha sabahın 2'si.
Kapıya ulaştığımda, mutfaktan gelen sesleri duymaya başlamıştım bile , birisi odun kesiyormuş ya da bir şeyler çalar gibi çekmeceleri açıp kapatıyormuş gibiydi. Silah ya da beyzbol sopasını almayı düşündüm ( Chan Hyun nasıl beyzbol oynanılacağını öğrenmek istiyordu). Ama sonra, hayır. Onu hissedebiliyorum.
Mutfağa giden kapıya dayanıp Baekhyun'un tahta spatulayla paslanmış çelikten yapılma kaseye vurmasını izledim. Saçı karışıktı ve un bulaşmıştı ama bence hala çekici.
Boğazımı temizledim.
"Oh elf!" beni görünce bağırdı "Channie? Burda napıyorsun?"
"Bebeğim." kollarımı çaprazladım "Asıl sen burda ne yapıyorsun? Saat sabahın 2'si."
Baekhyun yandaki saate baktı. Ardından omuz silkti " Birden acıktım." Bana dönerken mırıldandı. "Sen.. kızgın mısın?"
Kaşlarımı kaldırdım. Bu saçma soru da nerden çıktı?
Baekhyun'a doğru yürürken bana masum gözlerle bakıyordu. Arkasına geçip sarıldım, dudakları hafifçe yukarı sıyrıldı. Yüzümü omzunda dinlendirdim.
"Seni yerinde bulamadığımda şaşırdım." konuştum . "Biraz sinirlendim. Sadece azıcık."
"Üzgünüm." fısıldadı "Chan Hyun'un saçları yüzümü kaşındırdığında uyandım ve aç olduğumu hissettim."
Kafa salladım. "Kızmadım,bebeğim."
Baekhyun kafasını yana yatırdığında yanağını öptüm. Ardından çekilip izlemek için sandalyeye oturdum. Baekhyun hala kaseye vuruyordu.
"Ne yapıyorsun?" sordum. Uykum vardı ama Baekhyun'u burda yalnız bırakamazdım. Gerçekten kararsız gibi görünüyordu, hala ne yiyeceğine karar verememiş olsa gerek.
Baekhyun bana baktı "Çikolatalı kek yapmayı düşünüyorum." konuştu. Kaşlarını çattı , sonra sırıtarak kafa salladı. " Evet. Çikolatalı kek." Ve başka bir şey söylemeden gerekli olan her şeyi kaseye koydu.
Kafamı elimle destekleyerek izlemeye devam ettim. Yada yeni kalkmış saçıyla ne kadar çekici olduğunu düşünmeye. Aptal gibi hissediyordum, Gülümsedim ve bu mükemmelliyetle zaman geçirdiğim için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Her akşam. Her gün.
Baekhyun kaseyi karnına getirdi ve karıştırmaya devam etti. Sanırım evde karıştırıcımız yok. Sonuncusu Yılbaşında kırılmıştı ve yenisini hala almadık.
"Çikolatalı keki severim," bana baktığında esnedi. "Dolapta bir tane var. Ama tadı güzel değil." Garip bir biçimde dolaba baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ChanBaek Masalı 2 - Evli Hayatı
Fanfiction#HayranKurgu içinde 180. Bu 2. Kitap ^-^ Prens Chanyeol tek gerçek aşkını buldu. Baekhyun sonunda Prensine kavuştu. Ancak perde sıkıştı, kitap kapanmadı, hikaye bitmedi. Yeni bir dalga geliyor, Baekhyun ve Chanyeol bunlarla yüzleşebilecekler mi? ...