Hikayeyi tamamen unuttuğunuzun farkındayım ve çok uzun süredir yeni bölüm yüklemediğim için özür dilerim. Yaklaşık bir hafta sonra ( Tatile girdiğimde) aktif olacağımdan emin olabilirsiniz.
Önceki bölümü kısaca özet geçmek gerekirse ; Michaela önce Chanyeol'un ofisine gidiyor bağırıyor çağırıyordu. "Baekhyun seni benden çaldı!" diyordu ve Baekhyun'un tekrar hamile olduğunu öğrendi. Ardından Baekhyun'a bir paket geldi. Kanlı bir pasta ve üzerinde de "Geriye kalan günlerinin tadını çıkar Byun Baekhyun. Ardından geber." yazıyordu.
~Park Baekhyun~
"Sizi hiçbir şey yapmayasınız diye işe almadım!Niçin kutuyu onaylıyorsun?!Neden gönderen kişinin yüzünü bile hatırlamıyorum?! Ya birileri Baek'e bomba veya ona zarar verebilecek bir şey gönderirse?!Ya da oğluma?! Ya onlara bir şey olursa?! Ya Baekhyun o lanet kekler yüzünden bayılır ya da hastalanırsa?! Bana cevap ver!Şimdi, bana cevap ver!"
Chanyeol'ün sesi oturma odasında gürledi ve Chan Hyun'un odasının kapısını kapattıp içeri girdim. Onu yatağa yerleştirirken, zorla gülümseyerek yanına oturdum.
"Biraz kitap okumak ister misin?"Bana geniş gözlerle baktı. Büyük kitaplığa baktım ama Chan Hyun dönmedi bile.
"Babam..." fısıltıdan daha kısık sesiyle konuşmaya başladı. "Neden.. Neden babam kızgın?"
Ona baktım ve saçlarını karıştırdım. "Sadece bir şeyler oldu, bebeğim." cevapladım. "Kızgın çünkü bizim için endişelendi."
Chan Hyun dudağını ısırdı ve bana yaklaştı, küçük kollarını boynuma sardı. Gülümsedim ve kucağımda oturmasına izin verdim. Bana sarılmaya devam ederken, hızlı kalp atışlarını göğsümde hissedebiliyordum. Elimi sırtında gezdirerek onu rahatlatmaya çalıştım.
"Korktun mu?" Nefesimin arasından mırıldandım.
Chan Hyun kafa salladı. "Evet, appa." cevapladı. " Babam gerçekten kızgın görünüyor. Normalde hiç bağırmazdı."
"Biliyorum." İç çektim. " Ama her şey iyi olacak, tatlım. Söz veriyorum, tamam mı?" yüzüne bakabilmek için nazikçe geriye çektim. Chan Hyun bana dikkatle bakıyordu, gözlerinde Chanyeol'u görebiliyordum. Bakışlarını, Chanyeol'dan almış olmalıydı.
Oğlumuz yavaşça kafa sallarken sırtını yasladı. Ardından geri sürünerek yatağının kenarlarına dayandı. Yatağına yatışını izledim ve bu akşam onunla birlikte uyumam gerektiğini düşündüm. Oğlumu gözümün önünden ayırmamalıyım.
"Geri döneceğim." ayağa kalkarken konuştum. "Burada kal, bebeğim."
Chan Hyun'un odasından dışarıya yürüdüğümde, Hala Chanyeol'un sesini duyabiliyordum. Ancak öncesi kadar kızgın değildi. Belki de kızgın değildi. Güvenlikçilerden biriyle konuşuyordu ve sanırım bir şeyi bulmaya çalışıyorlardı.
Merdivenlerde durarak , evin ilk katına baktım. Aşağıda konsantre olmuş suratıyla Chanyeol duruyordu.
"Suratını görmeliydin." mırıldandı. " İsmini sormadın mı?"
Güvenlikçi dudağını ısırdı. "Kutu zararlı görünmüyordu, efendim, çok üzgünüm."
Chanyeol yere baktı, derince düşünüyordu. " Yani bir erkekti ve şapka takıyordu. CCTV'de suratını görebileceğimizi sanmıyorum. " Daha çok kendiyle konuştu. "Dünya'da kim Baek'e böyle bir pasta gönderir ki.."
Tabiki kendi cevabım vardı. Ama bunu kanıtlayabilecek yeterince bilgim yok.
"Efendim..." Güvenlikten biri Chanyeol'a bakarak konuşmaya başladı. "Gerçekten üzgünüz. Biz.. biz böyle olmasını istemezdik. " sesinde bile suçluluk vardı ve eminim ki bunu Chanyeol da farketmişti.
Chanyeol dudağını ısırdı. "Ben.. Ben sadece ona bir şey olsaydı napardım bilmiyorum." Sonunda konuştu ve kaşlarını çattı. Endişeyle iç çekti ve şakaklarını ovdu. "Lütfen sadece işinizi yapın. Lütfen aileme dikkat edin, özellikle Baekhyun'a zarar vermek isteyen birisi varken. Onların güvende olmalarını istiyorum. Gerçekten güvende."
Korumalar kafa salladılar. "Tamam, efendim."
Bununla birlikte, Chanyeol gözlerini pastaya çevirdi. Hizmetçilerden birine bunu atmasını söylemeden önce biraz baktı. Salonda tamamen yalnız kaldığında, telefonunu aldı, belki de Kim Jongin'e neler olduğunu anlatıyordu. Jongin şuan orduda olduğu için bize yardım edebileceğini biliyorum.
Ağzımdan bir hıçkırık çıktığında şaşırdım. Yüzümü avuçlarımın arasına aldım, ağladığımı bile farketmemiştim. Gözşaylarım sildim.
"Baek?" Chanyeol aniden seslendi.
Beni görmemesi için geri çekildim ama aniden merdivenlere doğru yürüdü, endişeliydi. Beni gördüğünde, gözleri yumuşadı ve ben daha sesli hıçkırdım. Dudağımı ısırdım ve ona koşarak beni kollarının arasına almasına izin verdim. Chanyeol saçımı öptü ve elini sırtımda dolaştırdı.
"Bebeğim.. Her şey iyi olacak, tamam mı?" fısıldadı. "Ben buradayım. Seni asla bırakmayacağım. Lütfen bunu unutma."
Kafa salladım , ama yüzümü göğsüne gömdüm. "C-chanyeol..." hıçkırdım. " A-artık kendimi güvende hissetmiyorum. K-korkuyorum. Bebek ... bebek b-belki..."
Chanyeol beni geri çekti ve yüzüme dokundu. "Hey." gözyaşlarımı sildi. "Bana bak , Baek."
Ona baktım ve bakışlarını yakalamaya çalıştım.
" Kimsenin sana zarar vermesine izin vermem. Her şeyi yaparım.. seni korumak için her türlü şeyi yaparım. Seni koruyacağım, tamam mı? Ben buradayken, kimse sana zarar veremez. Seni çok seviyorum, Baekhyun. Ve seni korumak için gerekirse ölürüm." konuşmasını bitirdikten sonra alnımdan öptü. Kafa salladım ve kollarımı ona doladım.
"Gitme, C-chanyeol." hıçkırdım." Tekrar gitme, tamam mı? S-sadece burada kal. Sana kahvaltı , öğle yemeği ve akşam yemeği yapacağım. Ve onun dışındaki her şeyi de. Sadece gitme." Onu asla bırakmak istemezcesine daha da sıkı sardım.
Chanyeol saçımı öptü ve bundan emin olabileceğimle ilgili şeyler fısıldadı.
Çevirmen : gozdexo
* * *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ChanBaek Masalı 2 - Evli Hayatı
Fanfiction#HayranKurgu içinde 180. Bu 2. Kitap ^-^ Prens Chanyeol tek gerçek aşkını buldu. Baekhyun sonunda Prensine kavuştu. Ancak perde sıkıştı, kitap kapanmadı, hikaye bitmedi. Yeni bir dalga geliyor, Baekhyun ve Chanyeol bunlarla yüzleşebilecekler mi? ...