~Park Chanyeol~
7 yıl sonra...
Kurutulmuş çiçekleri çıkardım ve kenara nazikçe yerleştirdim. Mezarlık bugün sessizdi, ağır havaya karışan nefeslerimizden başka bir şey yoktu.
Üzerinden yedi yıl geçmişti.
Yedi yıl, ama acı hala dünmüşcesine aynıydı.
"Seni seviyorum." Beyaz gülleri köşeye yerleştirirken mırıldandım. "Ve seni çok özledik."
Arkamdan yaklaşan ayak seslerini duyunca minikce gülümsedim. Büyük beyaz bir ayıcığı kucaklamış ve boynuna kırmızı kurdele dolamış Chan Hyun'u görmek için arkama baktım. Yanımda durmadan önce utangaçca gülümsedi.
Chan Hyun çoktan 6.sınıfa geçmişti ve benle Baek gibi, GVA'da okuyordu.Ayıcığını çiçeklerimin yanına koydu. Hiçbir şey söylemedi. Sadece altın işlenmiş isme baktı. Ne kadar sessiz kalsa da, derinlerde, inkar edilemez bir üzüntü gizlediğini biliyordum.
O günden beri.
Kafasını pat patladım ve üzgünce gülümsedim.
O zaman çok gençti. Verdiğim kararı anlayamayacak kadar genç.
Acıyı anlayamayacak kadar genç.
Cebimden anahtarları çıkardım. " Gitmeliyiz, Chan." konuştum. " Kardeşin bizi bekliyor."
Chan Hyun iç çekti ve ayağa kalktı. " Kardeşim başımın etini yiyor, baba. Onu durdurmak için ne yapmalıyım?"
Omuz silkerek kıkırdadım. " Oyuncak vermeye ne dersin? Ya da ilgi?"
Chan Hyun dudağını ısırdı ve kafasını salladı. " Belki bu işe yarayabilir?" düşünceli bir şekilde konuştu.
İçeri girdiğimizde ev sessizdi. Ve Baek Min, halıda oturmuş oyuncak bebekleriyle oynuyordu. Ona Baekkie olarak sesleniyoruz, çünkü...
" Merhaba prenses " seslendiğimde hemen kafasını kaldırdı. Genişce gülümsedi ve bana doğru koştu.
" Baba!!!"
Gülümsedim ve onu kucaklamayla karşıladım, kollarımı etrafına sararak yanağından öptüm. " Yeni oyuncaklar?" sordum ve oyuncaklarına baktım.
Hızlıca kafa salladı ve boynuma kollarını sardı " Bunları Mamita bana bu sabah verdi!" böbürlendi. " Peki ya sen, abi?" ardından gülümsedi. Tamamen Baekhyun'un kopyası.
Evet. Baekhyun.
Chan ofladı. " Bunlar için fazla büyüğüm, Baekkie. Artık oyuncaklarla oynamıyorum." Ardından kollarını çaprazlayarak sırıttı.
Gözlerimi yuvarladım ve omzunu pat patladım. " Bu kadar böbürlenme yeter." konuştum. " Chan Hyun sen de kıyafetlerini değiştirsen iyi edersin, böylece yemeğe geçebiliriz."
Chan gülümsedi ve bize el salladı ama önce Baekkie'ye sırıttı. Kızım sadece gözlerini yuvarladı. Tamamen Baekhyun.
Aniden, tanıdık bir koku odayı doldurdu. Ardından suratıma geniş bir gülümseme yayıldı.
"Bebeğim, önce sen oynayabilirsin." Baekkie'yi yere geri yerleştirdim. " Gidip pastayı kontrol edeceğim."
"Tamam baba." ardından oyuncaklarına geri koştu.
Ayaklarımı mutfağa yönlendirdiğimde koku yoğunlaştı.
Tatlıydı, aynı... Baekhyun gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ChanBaek Masalı 2 - Evli Hayatı
Fanfiction#HayranKurgu içinde 180. Bu 2. Kitap ^-^ Prens Chanyeol tek gerçek aşkını buldu. Baekhyun sonunda Prensine kavuştu. Ancak perde sıkıştı, kitap kapanmadı, hikaye bitmedi. Yeni bir dalga geliyor, Baekhyun ve Chanyeol bunlarla yüzleşebilecekler mi? ...