5

25.9K 382 37
                                    

Telefonun çalmasıyla beraber Bay Irwin üzerimden bir küfür savurarak kalktı.

"A-anne?"

"Tatlım geç kalınca aramak istedim, ne zaman geleceksiniz?"

"Şimdi geliyoruz anne, görüşürüz." diyerek telefonu kapattığımda Bay Irwin ellerini saçlarından sinirli bir şekilde geçirdi.

"Eşyalarını al, ben arabada olacağım."

Başımı sallayarak misafir odasındaki eşyalarımı topladım ve arabaya bindim.

"Öne gel Lizzy."

Yine aynı şekilde başımı salladım, şuan onu kızdırmak fazla aptalca bir hareket olurdu.

Oturduğumda onunla göz göze gelmemek için başımı cama yaslayıp yolu izledim.

"Lizzy, bu burada bitmedi. Aslında annesi isteyince Mike'ı vermeyecektim 8 aydır benimleydi Mike ama şimdi onu bir süreliğine annesine vereceğim."

Başımı salladım.

"Yani bu benim de işimin bittiği anlamına geliyor, Mike'a alışmıştım. Onun gibi bir çocuğa bakıcılık yapmak çok keyifliydi."

"Hayır, hayır sen evde kalıyorsun."

"Ama-"

"Bak Lizzy ben her şeyi düşündüm. Mike olsa da olmasa da bende kalıyorsun."

"Bu imkansız! Anneme ne diyeceğim?"

"Bir şey söylemeyeceksin hâlâ Mike'a baktığını düşünecek."

"Eninde sonunda anlayacaktır Bay Irwin. Anneme yalan söyleyemem." dediğimde arabayı karanlık yolda, kenara çekti.

Sonra birden dudağıma yapıştı o an gerçekten neler olduğunu anlamadım. Ona uyum sağlamaya çalıştım ama sert dudak hareketlerine uyum sağlamak mümkün değildi. Bu tarz öpüşmeleri sadece televizyonda izlerdim ve bu anların abartıldığını düşünürdüm. Lakin o an Bay Irwin beni o şekilde öpünce yönetmenlerin az bile yaptığını düşündüm, bunun tarifi yoktu.
Şuana kadar yaşadığım hiçbir şeye benzemiyordu.

Dudaklarını benden çektiğinde nefesi kesik kesik geliyordu.

"Bunun için de mi? Bunun için de mi annene yalan söyleyemezsin."

Bakışlarını benden çekip arabayı çalıştırdı ve gözlerini yola kilitlerken pek de masum olmayan bir ses tonuyla fısıldadı.

"Bence bir daha düşün Lizzy."

⏩⏩

Pijamalarımı giyer giymez kendimi yatağıma fırlattım.

Başımı döndürüyordu, sersemletiyordu; anlam veremiyordum, yaşattığı duyguları hiçbir şeye benzetemiyordum. Doğaüstü gibi geliyordu.

Düşüncelerimden sıyrıldığımda bastıran uyku beni rahatlattı ve gözlerimi kapattım.

⏩⏩

"Günaydın tatlım."

"Günaydın anne."

"Nasıl gidiyor?"

"İyi."

"Hadi tatlım kahvaltını Bay Irwin gelmedem bitir."

"Anne?"

"Evet?"

"Herneyse."

"Lizzy seninle bir şey konuşmamız lazım."

"Para durumumuz iyi değil babanın verdiği paralar yeterli değil ve biliyorsun ki pahalı bir evde oturuyoruz. Diyorum ki biz buradan taşınalım daha uygun bir ev bulalım."

Little Babysitter [a.i fanfic.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin