"Sanırım derste can sıkıntısından ölecektim." dedi Carly.
Kafamla onu onayladım."O kadının sesi götüne kaçmış gibi çıkıyor."
Gülüp yemek sırasında biraz daha ilerledi.
Bende onunla birlikte ilerleyip şortumu biraz aşağı çekiştirdim.
Yemeklerimizi alıp arka masalardan birine ilerledik.
Carson karşıdan bakıp bana gülünce kaşlarımı çattım.
Neye gülüyordu bu.
Tepsiyi masaya bırakıp sandalyeye oturunca neye güldüğünü anlamam gecikmedi.
Sandalyeye bir şey dökmüştü.
Sandalyeden geri kalkınca Carly tuhaf tuhaf bana baktı.
Sanırım vişne suyu dökmüştü.
"Sürtük sandalyeye vişne suyu dökmüş." dedim. "Şurası kalabalıklaşmadan gidip bir yerde oturacağım."
"Aç değil misin ?"
"Hallederim." dedim ve yemekhaneden hızlı adamlarla çıktım.
Alt kattaki yeni yapılan basketbol sahasına girdim.
Girmek yasaktı ama en azından kimse beni görmezdi.
Umarım.
Tribünlerdeki koltukların üzeri pis olduğu için yere oturdum ve telefonumu çıkarıp oynamaya başladım.
Sınav varmış - Carly
Hemen gelmen gerek
Yani yarım saat sonra falan
Gözlerimi devirip beklemeye devam ettim.
Böyle sınıfa gidersem Carson dalga geçerdi.
Sınava girmezsem annem öldürürdü.
Kapı açılınca kafamı oraya çevirdim.
"Hey burada ne yapıyorsun ?" dedi Justin basket topun sektirmeye başlayıp .
"Vişne suyunun üzerine oturdum." dedim.
"Ne ?" topu ileriye atıp yanıma oturdu.
"Carson oturacağım sandalyeye vişne suyu dökmüş.Bende oturdum kurusa bile bu halde dışarı çıkamam." dedim. "Ama sınava girmem gerek."
Gülüp bana baktı. "Sana gömleğimi verebilirim beline bağlarsın."
Şaşkınca ona baktım."Teşekkürler burada ölmeyi bekleyeceğim."
Tekrar gülümsedi.
Bilerek yapıyor.
Üzerindeki gömleği çıkarıp bana uzattı.
"Cidden gerek yok." dedim.
"Of al işte." dedi gözlerini devirip.
Gömleği alıp ayağa kalktım ve belime bağladım.
"Sana geri getiririm." dedim gülüp.
Bana neden iyi davrandığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Ama hoşuma gidiyordu.Bana iyi davranmasını seviyordum.
Ayağa kalktı. "Gerek yok sende kalabilir.Gece sarılıp yatarsın."
Gözlerimi devirip kafamı başka yöne çevirdim.
Bir kaç adım yanıma geldiğini fark ettiğimde kafamı ona çevirdim.
Keşke çevirmeseydim.
Elini çeneme getirdi ve bana bakmaya devam etti. "Çok hoşuma gidiyorsun." dedi.
Yapacağı şeyi anlayınca derin nefesler almaya başladım.
Telefonuma veya telefonuna gelen mesaj yüzünden durmak yerine daha hızlı davranıp beni öptü.