"Mike." dedim yanına koşarken.
Gülümseyip bana doğru döndü ve dolabını kapatıp beklemeye başladı.
Yanına gittiğimde yanağımdan makas alıp konuşmaya başladı.
"Neden bu kadar neşelisin." dedi gülüp. "Justin'i mi gördün?"
"Hayır." dedim kafamı sağa sola sallayıp.
"Okulda." dedi. "Hatta en son müdürün-"
Lafını bitirmeden hızlı adımlarla yanından ayrılıp üst kata müdürün odasının önüne geldim.
Kapı açıldığında ilk çıkan kişinin boynuna atladım ve bunun müdür olduğunu görünce kendimi hemen geri çektim.
"Afedersiniz." dedim.
Kızaran yanaklarımı saklamak için saçlarımı yüzüme getirdim.
Bana tuhaf tuhaf baktı ve bir şey söylenmeden yanımdan geçip gitti.
"Bebeğim cidden müdürle mi çıkmaya başladın ?"
Justin'in sesini duyunca kafamı sağ tarafıma çevirdim.
Bir el beni omzumdan tutup arkaya çevirdi.
Justin'i görünce küçük bir çığlık atıp hemen ona sarıldım.
Küçük kahkahası kulaklarımı doldurunca bende gülümsedim.
"Tanrım seni çok özledim." dedim geri çekilip.
"Bende." dedi dudaklarını ıslatıp.
Kafasını eğince kendimi geri çektim.
"Justin okuldayız."
Omzunu silkti."Ben artık burada okumuyorum."
"Ama ben okuyorum." dedim.
"O zaman kimsenin olmadığı bir yere gidelim."
Elimi tuttuğunda içim kıpır kıpır etti.Sıcak avuç içi benimkiyle temas edince yürümeye başladık.
"Justin."
Gabel'ın cırtlak sesini duyunca gözlerimi devirdim.
Justin'in boyuna yetişebilmek için zıpladı.
Justin elimi bırakıp ellerini Gabel'ın beline yerleştirdi.
"Ne zaman geldin okula.Dün birlikteydik ama sabah yoktun?"
Yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra konuştu.
Justin'in kısılan gözlerine bakıp iç çektim.Kaşlarım istemsizce çatıldı.
