"Beğendin mi ?" dedi gülümseyip.
Kafamı aşağı yukarı sallayıp elimdeki içecekten bir yudum daha aldım ve masaya bıraktım.
İkimizde konuşmak yerine etrafa bakınıp duruyorduk.
Bulunduğumuz kafede bir tane çocuğun doğum gününü kutluyorlardı.
Bir tane meyve suyu için uzun süre beklemiştik.
"Keşke bugün gelmeyseydik.Çok ses var." dedi gözlerini o tarafa çevirip.
Bende gözlerimi onun yüzüne çevirdim.
"Bence güzel." dedim. "Bir gün bir daha geliriz belki."
"Geliriz." dedi gülümseyip.
Telefonum çalmaya başlayınca masanın üzerinde duran telefonumu alıp açtım.
Annemin uyarı dolu konuşması bitince bakışlarımı Justin'e çevirdim.
"Eve gitmem gerek." dedim ayağımla tutmuş olduğum ritmi bozup.
"Peki." dedi ve eliyle garsona hareketler yapmaya başladı.
Garson gelmeyince bana döndü."Sanırım bugün burada kalacağız." dedi gözlerini devirip.
Güldüm ve tekrar sandalyeye oturdum."Parayı bırakıp gidelim." dedim ve cebimdeki parayı çıkarıp ortaya koydum.
Arka cebinden çıkardığı cüzdanından büyük miktar bir para çıkarıp bardağın altına sıkıştırdı ve koyduğum parayı alıp bana verdi.
"Sana ben ısmarlayacaktım." dedi cüzdanını tekrar cebine koyup.
"Sadece meyve suyu dedin." elimle pastayı gösterip tekrar konuştum."Bu hesapta yoktu."
Gözlerini devirip elimi tuttu ve beni kafeden çıkardı.
Arabanın önüne gelince elimi bırakıp arabaya bindi.
Elimi tuttu.
Az önce elimi tuttu.
"Bebeğim binecek misin ?"
Açılan ağzımı kapatmaya çalışıp arabaya bindim ve önüme döndüm.
Gülme sesini duyunca kafamı çevirmedim çünkü neye güldüğünü biliyordum.
