"Nerelerdeydin ?" dedi Carly yanıma koşup. "İki saattir seni arıyorum."
"On dakika bile olmadı." dedim onu omuzlarından tutup sahaya yönlendirirken. "Başladılar mı ?"
"Galiba evet." dedi az önce oturduğumuz yere oturup.
"Şey öne otursak ?" dedim gülümseyip.
"Bunu sen mi söylüyorsun ?" dedi şaşkın bir şekilde.
Onu garipsemiyordum çünkü hep en arkalara oturmak istediğimi ikimizde biliyorduk.
"Carly." dedim gözlerimi devirip.
"Tamam geliyorum." dedi çantasını alıp.
Birlikte en öne yürürken Justin'e en yakın yeri tespit etmeye çalıştım.
Beni hala fark etmemesi cidden sinirlerimi bozuyordu.Hala kafasını çevirip yan tarafa bakmamıştı aptal.
Bakışlarımı ondan Gabel'a çevirdim.Yapacakları saçma figürleri tekrar tekrar yapıyorlardı.
"Gelecek sene amigo kız olmak istiyorum." dedi hayranlıkla onlara bakıp. "Ne kadar havalı göründüklerine bak."
"Havalı görünmüyorlar."
"Evet görünüyorlar." dedi.
Gözlerimi ona çevirip saçmalama bakışı attım.
Kıkırdayıp tekrar konuştu. "Belki birlikte seçmelere gireriz."
"Şunların boyuna ve vücuduna bak.Ben yer elması gibiyim ve sende." bir süre düşünüp tekrar konuştum. "Seni alırlar."
Gülüp çantasındaki telefonunu çıkarıp kamerayı açtı. "Telefonumu soyunma odasına bırakacağım."
"Bu iğrenç." dedim yüzümü buruşturup.
"Başlıyorlar." dedi. "Belkide gidip Justin'e şans öpücüğü vermelisin."
Zorlama bir şekilde gülmeye çalışıp ona baktım.
"Ufaklık topu atsana." Kafamı sesin geldiği yere çevirip sonrada ayak ucumdaki topa baktım.
Herkesin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
Sanki topa dokunsam bile rezil olacakmışım gibi geliyordu.
"Küçük kız sana diyorum."
Yerdeki topu alıp 'bilmeyerek' kasıklarına isabet ettirdim.
Elini oraya götürüp benim üzerimdeki bakışların ona kaymasına sebep olacak şekilde inledi.
Kafamı Justin'e çevirdiğimde bana baktığını gördüm.
Carly. "Ne yaptın sen ?" diye cırlayana kadar bakıştık.
Bakışlarımı ona çevirip omzumu silktim. "Bana ufaklık demeseydi."
"Justin buraya geliyor." dedi. "Kapat şu konuyu."
Sanki bilmiyordu.
"Melenie." dedi. "Konuşabilir miyiz ?"
"Konuşalım." dedim bacak bacak üstüne atıp.
Bacaklarıma bakıp dudaklarını yaladı ve bakışlarını tekrar yüzüme çevirdi.
"Özel." dedi Carly'ye bakıp.
"Justin." dedi Gabel yanımıza koşup. "Başlıyorlar."
"Tamam geliyorum." dedi ve bana bir kez daha bakıp arkasını dönüp gitti.
"Neyi var bunun ?" dedi Carly.
"Justin işte." dedim omzumu silkip.
Takımlara ayrılıp küçük maçlar yapmaya başladılar.
Oyunları bitince hepsi içeri girdi. "Telefonumu oraya bırakmalıydım." dedi Carly.
"Gidelim artık." dedim ona dönüp.
"Saçları ıslakken fazla seksi oluyorlar.Bunu kaçıramam."
Yanaklarımı şisirip kafamı önüme çevirdim.
"Pekala ben gidiyorum."
Bir şey demesine fırsat vermeden oturduğumuz yerden kalkıp büyük kapıya ilerledim.
Karşımda Justin'i ve iki arkadaşını görünce görmemiş gibi yapıp ilerledim.
Kasıklarına top attığım çocukta oradaydı.
"Hey."
Dudağımı ısırıp duymamış gibi yaptım ve yürümeye devam ettim.
"Sana diyorum."
"Ben mi ?" dedim etrafa bakınıp.
"Etrafa senden başka birini göremiyorum." dedi yanıma gelip.
"Topu neden orama attın bücürük ?"
Ukala bir şekilde sırıtırken gözlerimi devirdim. "Ufaklık deyince aklıma oran geldi.Üzgünüm."
Gözlerimi kırpıştırıp yapmacık bir şekilde güldüm.
Justin gülüp göz kırpınca gözlerimi devirip arkamı döndüm ve hızlı adımlarla merdivenleri indim.
çok kötü oldu
