"Melenie uyan artık." dedi annem üzerimdeki pikeyi çekiştirip.
"Aman tanrım ne oldu sana ?" dedi.
Sanırım göz makyajımdan bahsediyordu.
"Ne olmuş ?" dedim salağa yatıp.
"Gözlerine bak.Git yüzünü yıka." dedi ."Hadi hadi hadi."
Oflayıp yataktan kalktım ve yüzümü yıkamak yerine ağlamaya başladım.
Annem anlamasın diye elimi ağzıma getirdim ve kendimi banyoya attım.
"Anne duş alacağım." dedim sesimi düzeltmeye çalışıp.
"Tamam." dedi kapının yanına gelip. "Havlu var değil mi ?"
"Evet." dedim ve üzerimdekileri çıkarıp kısa bir duştan sonra dışarı çıkıp odama girdim.
Üzerimi değiştirip telefonumu elime aldım ve şifremi girdim ve kapattığım gözlerimi korkuyla açtım.
Justin'den gelen mesajları görünce gülümsedim.
Kapıyı açar mısın ?
ne yine mi geldin
Evet bebeğim
Ve şu lanet kapıyı açmazsan
Kapıyı çalacağım
Şey bebeğim demem rahatsız ediyor mu ?
Son mesajı önemsemeyip aşağı indim ve mutfaktaki anneme baktım.
Yavaş adımlarla kapıyı açtım ve telefonuna bakan Justin'in yanına gittim.
"Kapıyı açık bırakacağım.Sen direk odama çık tamam mı ?"
"Odana." dedi sırıtıp.
Gözlerimi devirdim. "İstersen mutfağa gidip annemle birlikte babama akşam yemeği hazırlayın." dedim arkamı dönmeden önce.
Bileğimi tutup beni durdurdu."Tamam tamam.Odan nerede."
"Of bilmiyorum bak hepsine." dedim ve içeri girip kapıyı da açık bıraktım.
Annemin yanına gidip mutfaktaki sandalyeye oturdum.
"Anne elma suyu var mı ?"
"Dolaba baksana Melenie."
"Benim için baksan." dedim gülümseyip.
Arkasını dönünce kafamı arkaya çevirdim ve merdivenleri çıkan Justin'e baktım.
"Anne bardak verir misin ?"
"Of Melenie.Kalkıp kendin alsan."
"Bileğim acıyor." dedim.
Önüme bardak koyup meyve suyunu içine boşalttı.
Şirin şirin gülümsedim ve masadaki meyve suyunu alıp odama çıktım.
Justin'i yatağımda telefonumla oynarken görünce kaşlarımı çattım.
"Ah,geldin mi ?" dedi ayağa kalkıp yanıma gelirken.
Elimdeki meyve suyunu alıp masaya bıraktı.
"Sessiz konuşur musun ?" dedim.
"Konuşmayacağım." ded beni duvara ittirip. "Öpüşürken ses çıkacağını da zannetmiyorum."
Dudaklarını benimkilere uzattı ve yavaş bir şekilde öpmeye başladı.
Dilini benimkine deydirince kalbim daha hızlı atmaya başladı.
Nefessiz kalınca kendimi geri çekmeye çalıştım ama izin vermedi.
Biraz daha öpüp geri çekildi. "Gerçekten özür dilerim Melenie."
Elini belime koydu ve beni sanki mümkünmüş gibi kendine daha çok çekti.
"Öyle demek istemediğimi biliyorsun değil mi ?"
"Hayır bilmiyorsun." dedi gülüp.
"Sadece çok sinirlendim." dedi beni tekrar öptükten sonra.
Gülümseyip kafamı salladım.
Dudaklarını yalayıp vakit kaybetmden benimkilere bastırdı.
iğrenç oldu valla pardon
