9. BÖLÜM

935 82 13
                                    

Okuyan varsa kendini belli edebilir mi ? Ona göre devam edeceğiz
Multimedya : NAZLI ve odası

-Beste'den

Akşam yemeği olaysız sessiz bir şekilde geçmişti. Hepimiz odalara çekildiğimizde ben telefonuma bir göz attım. Annem 17374929 kere, babam 3 kere, ablam 12 kere aramıştı. Ne de olsa kaç günden beri hiçbiriyle konuşmamıştık. Ablam Amerika'da okuyor kaç aydır da Türkiye'ye hiç gelmedi. Bu değişim ona da süpriz olacak diye düşünürken aklıma gelen fikirle olduğum yerde doğruldum ve Masal'a kafamı çevirdim.

Bana baktı ve piç smayl yaptı. İşte aradığım best ya. Hiçbirşey demeden anlaşıyoruz.

"Benim düşündüğümü mü düşünüyorsun"

dedim.

"Eğer seninde canın çikolata çektiyse ve mutfaktaki çikolataları düşünüyorsan. Evet"

demesiyle gözümü devirdim.

"Hayır şapşik Kağanların odasına bakacaktık."

dedim.

"Ha? Haaaaa anladıımmm. Sen şey diyosuuun. Haaaa tamam tamam hadi."

diyince ikimiz de kalktık. Ve usulca kapıya yöneldik. Bizim bulunduğumuz katta değildi odaları. Bu nedenle biraz yorulduk. -aman ne yorulma-. Koridorda 4 kapı vardı. Birisi muhtemelen banyoydu . "Ay bu aile ne çok önem veriyor temizliğe ya"

diye söylenirken Masal'ın kıkırdamalarını duydum.
Neyse ki kazasız belasız banyoyu atlattıktan sonra iki odaya geçtik. Hangisi hangisinin bilmediğimiz için rastgele birisine girdik. Odada lacivert ve beyaz tonları ağırlıklıydı. Kimin odası diye merak ediyordum. Taa ki bir dirsek böğrüme sokulup

" Burası Kağan'ın. Ben diğerine gidiyorum"

diyene dek. Nasıl anladı acaba diye düşünürken duvarda asılı olan basket potası dikkatimi çekti ve anladım ki burası Kağan'ındı. Masal diğer odaya gitmişti. Kerem'in odasına. Muhtemelen Kerem'in odasında da kum torbası vardır. Ne de olsa dövüşle ilgileniyor.

İkizleri ayırt etmenin yolunu buldum ben sanırım. Kerem vücut yapısı olarak daha kaslıydı. Kağan'ın ise kol ve bacak kası çoğunluktaydı. Neyse ben zaten çok kaslı erkeklerden hoşlanmam ki.
İşte ben yine bunları "sesli" düşünürken kapıya arkamı döndüğüm için arkada beni kimin dinlediğini görmemiştim. Taa ki arkaran bir öksürük sesi duyana dek. Arkamı döndügümde Kağanı gördüm. Bana yaklaşmaya başladı.

Evet yaklaşmaya başladı. Yani bayağı bayağı yaklaşmıştı. Dibimdeydi şuan. Burnumuz birbirine değiyordu. Sanırım öpüşecektik. Tam gözlerimi kapatmış onu bekliyorken

"Senin duygularını bilmiyorum ama ben senden hoşlanıyorum"

diyiverdi. Duyduklarımla şok oldum tam bayılacaktım ki elektirik kesildi. Bende direk fobim olduğu için Kağan'a sarıldım. Ya bir gün ancak bu kadar kötü olabilirdi. Daha ne kadar kötü olabilirdi diye düşünürken korkudan dengemi kaybedip düştüm. İşin kötüsü Kağan'ı da üstüme düşürdüm.

Hayır gerçekten daha kötü olamazdı. Derkeeeen elektirik geldi. Benim gözlerim kapalı tabi. Fobim var oğlum napiyim.
Gözümü açtığımda Kağan üstümdeydi ama ağırlığını bana vermemişti. Bildiğin üstümde şınav çekiyordu.

Kalkıp elini uzattı ve kalkmamı sağladı.

"Ne. yapıyordun burda"

dedi. 'Burda ne işin var'ın insancası bu sanırım.

İKİ GENÇ KIZIN İNTİKAMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin