on birinci sayfa

1.4K 126 43
                                    

KAYRAN:

Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Dün Newt'in yanında uyuyakalmıştım, büyük ihtimalle beni odama o getirmişti.

Yatağımda doğruldum. Dolaba ilerledim ve kapağını açıp içinde bulunan giysilere baktım. iki pantolon, üç tişört. Tişörtlerin iki tanesi Newt'e aitti.

Beyaz tişörtü ve siyah pantolonumu aldım. Dolabın bir üst rafında duran iç çamaşırlarımı ve iç çamaşırlarımın hemen yanında duran havluyu aldım.

Odamdan çıkıp duşlara ilerledim. İçeride kimse yoktu. Buraya geldiğimden beri yalnızca dört kere duş almıştım. Saçlarım yağlanmıyordu ama yine de pis hissediyordum. İçeride 2 kabin vardı. Duvar dibindekine girdim ve giysilerimi çıkardım.
Uzun bir duşun ardından havluma sarıldım. Tanrı'ya şükür kabinler büyüktü. Giysilerim ıslanmamıştı. Kurulandıktan sonra hızla iç çamaşırlarımı giydim. Pantolon ve tişörtümü de giydikten sonra saçlarımı havluyla kuruladım.

O sırada nereden geldiğini bilmediğim bir yumurta hemen yan tarafımda parçalandı.

Dışarıdan gelen kahkaha sesleri ile öfkeyle kirli giysilerimi alıp oradaki çamaşır kutusuna koydum. Havlumu elime alıp hızla dışarı çıktım.
Yumurtanın geldiği noktaya gittiğimde ise neredeyse Kayran'ın yarısını gördüm. Herkes kahkahalar ile gülüyordu.

Benim geldiğimi görünce sustular.
"Hepiniz lülekafasınız. Salak çıkıntılar! Lüle dolu çukura düşersiniz umarım!" dedim sinirle.
Herkes ilk birbirine baktı ve bir anda gülmeye başladılar.

Adımlarımı çiftlik evine yönelttim.
Neredeyse tüm arkadaşlarım gülüyordu.

Hainler!

Minho, Chuck, Zart, Alby, Ben, Winston, Jack, Mike, Clint, Jeff, Micheal, Leo, Justin, Will ve Newt.
Hatta Tava bile oradaydı. Senden beklemezdim Tava. Yemeklerine tüküreceğim.

Odama çıktım ve yatağıma oturdum. Odadaki pencereye ilerledim. Camı açtım ve sandalyeye oturdum. Masam pencerenin hemen önündeydi. Geçtiğimiz gün Gally'den bir defter ve kalem istemiştim, o da vermişti.

Defteri açtım ve kalemi elime alarak bembeyaz sayfaya bir şeyler karalamaya başladım. Kafamda belirli bir şey yoktu. Gözlerimi kağıda dikmiştim. Aradan dakikalar geçti. Bir insan çiziyordum. Yüzü yoktu ama bedeninin duruşuna ve zarafetine bakılırsa, güzel bir kadındı.

Sandalyeden kalktım ve yatağıma uzandım. Yatağım fazla sertti ama yastığım için aynı şeyi söyleyemeyemezdim. Yumuşaktı. Gözlerim yavaştan kapanmaya başlamıştı bile.
Kısa bir uyku iyi gelebilirdi belki de.

-

GÖZETİM NOKTASI:

"Buna izin vereceğimi düşünmüyorsun herhalde?" dedi hayretle Lydia.

"Sana fikrini sormuyor. Ava Paige İSYAN'ın başı. Bunu biliyorsun." dedi Damon.

"Ama neden? Ne kanıtlamaya çalışıyor ki?" dedi titrek bir şekilde.

"Lydia. Sen istesen de istemesen de Venüs oraya gidecek."

Bayan Vivian hızla odadan çıktı. Kendi odasına ilerlemeye başladı. Kapıdaki sekreterine, "İçeri kimseyi alma."dedi.

Odasına girdi ve beyaz dolaba ilerledi.
Kapağını açtı ve yere eğildi. En alt raftaki kutuyu çıkardı ve ayağa kalkarak masasına ilerledi. Kutuyu masaya koydu ve içindeki herşeyi çıkarmaya başladı. En son bir fotoğraf kaldı. Kutunun en altına koyduğu fotoğrafı eline aldı ve sandalyesine oturdu.

Kameraya gülerek bakan Venüs'ü görünce güldü.

Hiçbir zaman mükemmel anne olamamıştı. Ancak kızını her şeyden çok seviyordu. Onu Labirent'e kendi isteğiyle yollamamıştı zaten. İSYAN Bağışıklık testi yaparken kızına da yapmışlardı.

Venüs'ün bağışık olduğunu bilmiyordu.

Sırf bu yüzden İSYAN'da işe girmişti, kızını koruyup kollamak için... Fotoğrafı kutuya geri koydu. İçinden çıkardığı her şeyi önceki şekilde yerleştirdi ve kutuyu da alarak dolaba ilerledi. En alt rafa koydu ve açık olan kapağı kapattı.

-

Kalktığımda hava çoktan kararmış, kapılar kapanmıştı. Odamdan çıkıp çiftlik evindeki revire gittim. İçeride yalnızca Clint vardı.

Benim geldiğini görünce kıkırdadı. Gözlerimi kısarak ona baktım. "Hain."

Bir anda kahkaha atmaya başlayınca güldüm. Clint benim güldüğümü görünce daha çok güldü. Gözlerimden yaşlar gelene kadar güldüm. En sonunda sakinleştiğimde Clint yanıma gelip kolunu omzuma attı. "Hadi yemeğe gidelim." dedi. Kafamı salladım.

Çiftlik evinden çıkıp yemekhaneye ilerledik. Beni görünce çoğu kişi gülüyordu. Onlara göz deviriyordum. Clint yeniden güldüğünde dirseğimle karnına vurdum. Anında suspus oldu. Yemeklerimizi aldık. Her zaman ki masaya oturduk. Karşımda Minho gülmemeli için kendini sıkıyordu.
Gözlerimi devirdim. "Tamam tamam. Gülün hadi." diye bağırdım.

Anında herkes kahkaha atmaya başladı. Yalnızca bir yumurtanın bizi getirdiği hale bakınca bende gülmeye başladım.

Tam on sorada dışarıdan bir ses duyuldu.

Siren sesi gibi.

"Erzak kutusu geldi!" dedi birisi.
Herkes hızla ayağa kalkıp kutuya ilerledi. Bende onlara ayak uydurdum. Sesler sonunda kesilince Gally ve Zart kutunun dışındaki demirleri açtılar. Gally içeri atladı. İçerisi zor görünüyordu ama varilleri görebiliyordum.
Her şeyi dışarı çıkardılar. Gally en son elinde bir kağıt parçasıysa çıktı.

"O ne Gally?" dedi Alby.

Gally kağıdı elinde bir tur döndürdü.
"Bilmiyorum ama üzerinde Venüs'e yazıyor."

v for venus | themazerunner.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin