- 6 -

552 13 0
                                    

Mültimedyada Güneş'in hastanede giydikleri var var. İyi okumalar

**********************

Ayaz 'dan Devam...

İki gün...
48 saat...
Güneş'im hala uyuyor ve ben onun aksine gözümü bile kırpmadım. İki gündür bu odada adının Ceylin olduğunu öğrendiğim cimcime ile kalıyoruz. Çok uslu ve küçük bir bebek. Tombik kolları ve bacakları var. Oldukça da şirin ve tatlı aynı teyzesi gibi. Dolunay... O Güneş'in en yakın arkadaşıymış bunu iki gün önce hastanede öğrendim. Annesinin aradığını ,okula gitmesi gerektiğini falan zırvaladı bende onu başından sağmak için gönderdim ve Ceylin'e bakabileceğimi söyledim. Fakat bu cimcimeye bakmak o kadar da kolay değil. Hele Güneş'e bakıp bakıp içini çeke çeke anne diye ağlaması yokmu. Benim gibi biri yani dışardan buz kütlesi gibi görünen biri bile Ceylin' i böyle görse erimiş çikolataya döner. Ceylin'i sakinleştirmesi , mamasını hazırlayıp, bezini değiştirilmesi için bir bakıcı tuttum. Doktor Güneş 'in yarın veya bu gün uyanacağını söyledi. Zaten uyandığında onu ve cimcimeyi tatile götürmeyi planlıyorum. Biraz dinlenip rahatlaması için. Hem böyle bir tatile benimde ihtiyacım var. Kucağımda hafifi kıpırdanıp uyanan Ceylin 'e baktım. Gözlerini açmış Güneş'in uyuduğu yatağa baktı ve eliyle işaret etti. Ağzındaki emziği atıp o komik bebek konuşması ile " anne." diyince gülümsedim. " Evet anne çok yorulmuş uyuyor." o şen kahkahalarından biri attığında ona büyülenmiş gibi baktım. Yanağına kocaman bir öpücük kondurdum . Şu iki günde her zaman olduğu gibi Güneş ' in sırtındaki sargı bezlerini yenilemek için odaya gelen hemşire ve doktor ile odadan çıktık. Duvar kenarındaki hastane oturaklarına oturduğumda Ceylin huysuzlandı ve ağlamaya başladı. Onu koltuk altlarından kaldırdım ve yüzünü yüzümle hizaya getirip konuşmaya başladım. " Bak cimcime böyle sürekli ağlayarak olmaz. Sen kimde öğrendin böyle cadılıkları hani Güneş böyle olsa tamam da... yok yok kimden öğrendin söyle bakalım?" dediğinde ağlamayı kesmiş yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Bir süre öyle boş boş baktı. Ellerini kaldırıp yüzüme vurmaya başladı sonra ardı arkası kesilmeyen kahkahaları ... Bende onla birlikte gülmeye başladım. Yanaklarına ,boyuna, saçlarına kısacası öpebileceğim her yerine kocaman öpücükler kondurduğumda . Bebek kahkahaları daha da arttı. Odadan çıkan doktor ile bakışlarımı kapıya çevirdim. Ayağa kalktım. Yine bir endişe kaplamıştı içimi her konmuşmamızda olduğu gibi. " Nasıl? İyi mi? Uyandı mı? Cevap versenize !?" dediğimde doktor derin ve sıkıntılı bir nefes verip gülümsedi . Zaten adam erkek olduğundan ve Güneş 'in sırtına bakmasından kıllansamda umursamamaya çalıştım. " Güneş Hanım uyandı durumu oldukça iyi geçmiş-" doktorun cümlesini bitirmesini beklemeden sözünü kestim ve sesime yansıyan mutluluğu gizleyemeden konuştum. " Sağolun doktor bey." dedim ve hızla içeri girip iki gün boyunca özlediğim maviliklere kavuşmanın verdiği huzur ile derin bir nefes aldım. Uyanmıştı , bana bakıyordu ve yüzünde sadece buruk ama beni kendine hayran eden bir gülümseme vardı. Aşk, sevgi, bağımlılık veya hoşlantı herneyse işte içinde bıraktıkları ve bana kattıkları herşeye değerdi.

Kurtarıcı PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin