-1-

947 21 0
                                    

Yağan yağmur yüzünden beyaz ayakkabılarım siyah ,hıçkırıklarım ise duyulmaz olmuştu. Sırılsıklam olmuştum ama hala hızla koşmaya devam ediyordum. Nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyorum. Saklanmasına izin veriyordum durmaksızın yağan yağmurun, göz yaşlarımı. Nefes nefese kaldığımda durdum. Çevreme bakındım neresiydi burası? Hiçbir fikrim yoktu. Ne yapıcaktım? İşten tabiri caise kovulmuştum. Beş parasız ortada kalmıştım. Evet ;on yaşından beri biriktirdiğim paralar ve babamın benim için bankaya yaptığı yatırımlar sayesinde Ceylin'im ve kendim için bir ev satın almıştım. Dayayıp döşemiştim fakat para olmazsa,kalıcı bir işim olmazsa bu ev ne işe yarar ki. Adımlarımı yavaşlattım ve şu son bir kaç ayda yaşadıklarımı gözden geçirdim.
Ailem, onları altı ay önce pislik bi sarhoş yüzünden kaybettim.
Ceylin'imi kurtarmak için bir yastığa sığındım.
Üvey anneannem ve yatalak dedemin yanına taşınmıştık.
Hem okuyup hem çalışıp hemde Ceylin ile ilgilenmiştim.
Üvey anneannem, piç dayımlar ve sürtük teyzemden eziyet görmüş oda yetmezmiş gibi nerdeyse üvey dayım olacak pislik Vedat bana tacize kalkışmıştı.
İşten bana çarpan bir kadın yüzünden kovulmuştum.
Ben okulda ve işteyken Ceylin'e iş yerindeki Nevin teyzenin kızı Duru bakıyordu. Ceylin'i o pislik aileye emanet edemezdim ya.
Şimdi ise kayboldum hem düşüncelerimin içinde hemde gerçek anlamda kaybolmuştum.
Yürümeye başladım yolumu bulma umudu ile. Saat 21.30 olmuştu Celin'i Nevin teyzeye bırakıp yanlız kalmak istediğimi söylemiştim. Yürümeye devam ettim aralık ayındaydık ve hava oldukça soğuktu. Ben ise bunu daha yeni fark ediyordum. Montuma biraz daha sarıldım ve yürümeye devam ettim. Biraz ilerden hızla gelen araba yolun kenarındaki su birikintilerini bana sıçratınca ağzıma kaçan suyu püskürttüm. Durulmaya başlayan göz yaşlarımı sildim ve hızla yerden bir taş alıp beni ıslatan arabaya fırlattım. Taş arabaya isabet etti ve aman Allahım arabanın camı kırıldı. Araba geri geri benim olduğum yere gelmeye başladığında bedenimi bir korku sarmıştı. Araba tam benim önümde durdu. Arabanın içinden oldukça yakışıklı ve genç bir adam çıktı. Kahverengi gözleri ve kahverengi tonlarında saçları ile oldukça yakışıklıydı. " Ne yaptığını sanıyorsun sen ?Arabamın camını kırdın. " diyip yüzümü incelediğinde sinirli ve bir o kadarda öfkeli bakışları yumuşamıştı. " Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Beni ıslattın." dediğimde beni süzdü. Yağan yağmur durulmuş yerini sert esen bir rüzgâra devretmişti. Ensesini kaşıyıp bakışlarını yere sabitleyip bir süre oylandıktan sonra tekrar gözlerini gözlerime dikti." Sen zaten ıslaksın. Hem gece gece nereye böyle. Gel seni evine bırakayım." tam hayır demek için ağzımı açmıştım ki çakan şimşek yeni bir yağmurun geleceğini belirtince. Usulca kafamı salladım. Ardından bakışlarımı karşımdaki adama çevirdim " Zahmet olmazsa. " dedim kısık bir sesle. " Olmaz maviş hadi atla. " kafamı salladım ve arabasına bindim. Emniyet kemerimi bağlarken konuştum " Yanlız maviş değil. Güneş." adam bakışlarını bana çevirdi. " Anlamadım? " gülümsedim " Adım diyorum beyfendi Güneş. " dediğimde gülümsedi " Yanlız beyfendi değil Ayaz." kaşlarımı çattım ve adama anlamaz bakışlar attım " Anlamadım? " adam güldü " Adım diyorum Ayaz. " diyince daha demin dediklerim aklıma geldi ve sesli bir şekilde gülmeye başladım. Ayaz'da benle birlikte sesli bir şekilde gülmeye başlayıp arabayı çalıştırdı. Ona Nevin teyzelerin ev adresini verdim
" Evin burasımı?" emniyet kemerimi çözerken cevap verdim " Hayr sadece kızımı bakıcısından alıcam. Buraya kadar getirdiğin için teşekkürler. " dediğimde adamın yüzündeki şaşkınlık elle tutulur cinstendi. " E-evlimisin?" kafamı iki yana salladım. " Daha yeni tanıdığım birine hayatımı anlatamayacağım kadar karışık bir hayatım var. " diyip arabadan ineceğim sırada kolumdan tuttu. " Hava soğuk sizi evinize ben bırakırım." mahçup bir şekilde gülümsedim " Gerek y-" sözümü kesti. " Hayır gerek var bekliyorum." kafamı tamam anlamında aşağı yukarı salladım ve arabadan indim. Nevin teyzemin ziline basıp bir kaç saniye bekledikten sonra kapıyı Duru açtı. " Hoş geldin Güneş geç içeri. " gülümsedim " Yok ben Ceylin'i alıp gitsem daha iyi olur." dediğimde içeri gitti ve bir kaç dakika sonra kucağında uyuyan meleğim ile geri geldi. Usulca Ceylin'i kucağıma aldım ardından eşyaları olan çantayı da aldım ve arabaya doğru ilerlemeye başladım. Arabaya bindiğimde Ayaz'ın bakışları ilgilendiği telefonda bana ve Ceylin'e kaydı. Sinirli ve gergin görünüyordu. Ceylin hareketlenmenin etkisi ile mızmızlanıp mavi gözlerini açtı. Beni görünce ağzındaki pembe emziği attı ve gülmeye başladı. Ellerini ağzına götürüp oyunlar yapınca gülüp öptüm. " Annesinin kuzusu yerim ben seni." diyip doyamadığım kokusunu içime çektim ve tekrar öptüm. Emziğini ağzına verip piş pişlediğimde mavi gözlerini kapadı. Ayaz'da o sıra arabayı çalıştırmıştı. Ona evin yolunu tariş etmeye başladım. Evin önüne geldiğimizde Ayaz'a döndüm " Teşekkürler Ayaz" dediğimde bana bakıp kafa salladı. Gergin ve sinirli olan yüzüne bakıp konuştum. " Sorun ney Ayaz? Gergin gibisin. " dediğimde bana baktı ve derin bir nefes verip kafasını arabanın arkasına yasladı. Bir süre sonra bakışlarını bana çevirip konuştu. " Asistanım işi bırakmış ve ortağım Sinan bir hafta kadar yeni bir asistan bulamayacağını şöyledi." dediğinde ona baktım ve utana sıkıla konuşmaya başladım. " Aslında bende bu gün işten çıkarıldım ve gerçekten bir işe ihtiyacım var." dediğimde bir süre anlam veremediğim bir ifade ile yüzüme baktı ve gülümseyip elini uzattı " İşe alındın. Telefon numaranı ver.Yapman gerekenleri sana mesaj atarım." dediğinde içtenlikle gülümseyip bana uzattığı elini sıktım. Telefonumu ona verdim. "Numaranı kaydet." dediğimde kafasını sallayıp telefonunu bana verdi. Bende telefon numaramı kaydedip ona verdim. Yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim. Oysa şimdi sevinç dansı yapmamak için kendini zor tutuyordu. Arabadan inip eve o pislik insanların olduğu yere yürümeye başladım. Bana verdikleri anahtar ile kapıyı açtım. Eve girdiğimde hiç ses yoktu açıkçası bu iyiye işarettir çünkü şimdi hiç biriyle uğraşacak durumda değildim. Bana ve Ceylin'e verdikleri odaya girip kapımı kilitledim. Ceylin'i yatağa yatırıp üzerini değiştirdim. Ardından da kendi üstümü değiştirdim. Yatağa girdim. Yarın kaçıcaktım. İşimi bulmuştum, evim vardı, kavulduğum işten maaşımı da alırsam çalıştığım işin maaş gününe kadar idare ederdik. Mucize ve ya şans kim ne derse desin. Ben buna mucize diyorum. O kaza da sadece Ceylin'in ve benim kurtulmamız, bu yaşadıklarım. Hepsi hayatın zorlu sınavlarıydı ve ben bu sınavlardan yavaş yavaş geçip yıkılmadan ayakta durmayı başarabilmiştim. Güneş'tim ben Cenker Soylunun kızı Güneş. Pes edemezdim etmemeliydim. Gözlerim kapanmak üzereyken telefonuma gelen masaj sesi ile yere attığım bantolanumun içinden telefonumu aldım. Mesaj kısmına girip masajı okumaya başladım.

Gönderen: Yakışıklı Patronum
Çalışma saatlerin 13.30'dan 17.30'a kadar. Telefonlarıma bakıcak, otel,uçak bileti vb şeyleri ayarlıcak, toplantılarımı düzene sokup haberdar ediceksin. 1500 TL aylık maaşın. TUNA Holding'in adresi **********************. Yarın dinlen ondan sonraki gün iş başı yaparsın MAVİŞ.

Kurtarıcı PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin