-12-

371 11 2
                                    

Mültimedyada Melek ve Arzu var. İyi okumalar

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Bir hafta sonra artık Melek' ler de kalmayı bırakmış ve evimize dönmüştük. Ayaz'la hiçbir şekilde karşılaşmamış ama her dakika her saniye onun eksikliğini hissetmiştim. Neden özlüyordum onu?

Sevgilisi her aklıma geldiğin de neden üzülüyordum? İşte yine aynısı olmuştu. Sanki böyle biri boğazımı sıkıyordu veya kalbimi bin bir parçaya bölmüşlerdi. Canım çok yanıyordu. Resmen Ayaz'ın kokusunu özlemiştim. Sesini özlemiştim. Ben Ayaz'ı hala salak gibi özlüyordum.

O sevgilisi ile gününü gün ederken ben burda salak gibi onu düşünüyordum. " Kabul et gerizekalı ona aşık oldun! " diyip bana acıyan gözlerle bakan iç sesim hiçte mantıklı konuşmuyordu!

Bir kere aşık olsam onu çok özlerdim.

Onu her düşündüğümde heycanlanırdım.

Kalbim onu gördüğümde hızlı atardı.

Hadi bunları geç ben sevgili olan birine aşık olcak kadar düşmemiştim!

" Ya kadın yalan söylediyse. Ayaz sana aşıktı sonuçta. Sende ona aşıksın. İnkar etme artık. Hem o saydıklarının hepsi zaten Ayaz'ı görünce veya düşününce olmuyor mu!? " iç sesim haklı olsada umursamadım. Sevgilisi değilse Ayaz'ın evinin anahtarının o kadında ne işi vardı?

Hem artık Ayaz defteri kapanmıştı. Onu unutmam gerekiyordu. Bizim aşkımız başlamadan bitmişti. Derin bir kaç nefes alıp düşüncelerden kurtulmak için sirkelendim. Önümdeki test kitabından son soruyu da çözüp ayağa kalktığım sıra çalan kapı ile kapıya doğru ilerleme başladım. Dolunay gelmiş olmalı idi.

" Hoş geldin Dolunay. Aaa şey sizde kimsiniz?" gözlüklü ve oldukça katı görünümlü bir kadın ve yanında iki goril karşımda idi. Gerçekten kimdi bunlar? " Biz gelen şikayet üzerine buradayız. Lütfen elinizde olan bebeği bize verin.". Neyden bahsediyordu bu kadın!

" A- anlamadım n- neyden bahsediyorsunuz?" kadın yanında duran iki adama baş işareti verip içeri girdi. Kadını engellemek için öne atıldığımda adamların kolumu tutması ile çırpınmaya başladım. " Bırakın beni! Kızımı alamazsınız bırakın lütfen!" göz yaşlarımı beni hızla terk ederken çırpınışlarımı sürdürmeye devam ettim.

Kadın Ceylin'i kucağına almış götürüyordu. Bebeğim gidiyordu. " Bırakın beni! O bensiz yapamaz. Bırakın lütfen bırakın. " hıçkırıklarım apartmanı doldururken daha iki üç gün önce tanıştığım karşı komşum Hatice teyze kapıya çıkmıştı.

" Bizim yanımızda daha güzel bir hayatı olacak hanfendi lütfen zorluk çıkarmayın! " Ceylin'de benim gibi hıçkıra hıçkıra ağlarken bende takat kalmamıştı. Harekete bile edemiyordum. Onlar Ceylin'i almış götürürken kapıya yaşlanmış ağlayışlarımı sürdürüyorum.

Hatice teyze yanıma gelip beni eve soktu. " Ağlama benim kuzum ağlama. Ne oluyor anlat bakayım?" ağlayışlarımı durdurmaya çalışırken sertçe burnumu içime çektim. " Biri şikayet etmiş ( hıçkırık) bizi. Ceylin'imi ( hıçkırık) alıp götürdüler Hatice teyze. Ben ( hıçkırık) onsuz ne yaparım?"

Hatice teyze de benle birlikte ağladı. Ben ağladım o ağladı. Belki de saatler sonra beni dize yatırıp saçlarımı okşamaya başladı. İç çekişlerim odayı doldururken tek düşündüğüm bunu kimin yaptığı idi.

Kurtarıcı PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin