-14

437 14 0
                                    

Medyada Ceylin var. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar : )

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

" O ne biçim bir etek Güneş çıkar çabuk!" sinirle inledim. Tam beş dakikadır aynı konu üzerinde tartışıyorduk. Etek boyu! " Ayaz eteğin boyu bu! Neyin tartışmasını yapıyorsun!?" küçük bir çocuk gibi omuz silkti. " Banane." yanında ki görevli kadına döndü. "o eteğin daha uzunu yokmu hanfendi?"

Görevli kadında aynı benim gibi bıkmış bir surat ifadesi ile cevap verdi. " Maalesef Ayaz bey yok." Ayaz bir bana birde dizlerimden bir karış yukarda olan eteğe baktı. " cık olmaz çıkar o eteği Güneş. "

" Aaa ama yeter artık Ayaz. Nerdeyse bir saattir burdayız. Bu eteği alıcaz biz hanfendi aynı bedenini paketleyin lütfen. " kadın kafasını sallayıp yanımızda uzaklaşırken bende soyunma kabinine geri girdim.

Altımdaki eteği çıkartıp pantolonumu giydim ve kabinden çıktım. İki gece önce Ayaz'la okul konusunu konuşmuş ve ortak bir karara varmıştık. Beni yazdırdığı özel okula gidicektim. Tamam kabul özel okul işi beni rahatsız etsede , hiç yoktan iyidir.

Dolunay ve diğerli ile hiç konuşamamış haberleşememiştik. Eminim Dolunay kafayı yemiştir. Canım arkadaşım benim kim bilir nasıl üzülmüş, kızmıştır bana. Öyle ya aynı şeyi Dolunay bana yapsa bırak kafayı yemeyi, onu yapacak düşünceyi bile bulamazdım kendim de .

O benim ailem olmuştu. Zor günlerimde yanımda olan, arka çıkan, destekleyen, koruyan kollayan. Sıkıntılı bir nefes verip Ayaz'ın eteği istemeye istemeye satın almasını izledim. Öyle komik duruyordu ki! İstemeden de olsa yüzümde bir gülümseme oluştu. Beni tekbir sözü ve hareketi ile dünyanın en mutlu insanı yapabiliyordu.

Bırak sözü , hareketi varlığı bile beni mutlu ediyordu. " Neye sırıtıyorsun öyle? " elini omzuma atıp beni çıkışa yönlendirdi. " Hiiç öylesine işte. Nereye gidicez şimdi?" saçımın üstünü öptü. Poşeti bagaja koyarken de cevap verdi. " Eve gitmeyelim. Biraz çocuksuz baş başa gezelim. Zaten Meryem sultan çocuklara gözü gibi bakar."

Evet Meryem teyze çocuklara iyi bakardı tabii. Okula gitme kararı alınca Ayaz güvenip değer verdiği , ona bakıp büyüten Meryem sultan'ı çağırmıştı. Kendisi ile tanışmış kaynaşmıştık. İyi temiz kalpli biri idi.

Uzaktan kumanda ile arabanın kapılarını açınca arabaya bindim. Oda az sonra sürücü koltuğuna oturdu. " Eminim bakar, Meryem teyzeyi bende çok sevdim. Gezelim madem... Nereye gidiyoruz? " bana kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. " Gidince görürsün." godonco goroson vivivivivi neden söylemiyorsa!?

İki veya üç saat sonra şehirden uzak sessiz sakin bir dükkânın önünde durmuştuk. Harika bir görüntüsü vardı. Ağaçlar, kuşların sesi, gürül gürül akan şelale. Birkaç dakikadır gözlerim kapalı, bu harika doğallığın keyfini sürüyordum. " Güneş, gözlerin neden kapalı. Uykun falan mı geldin veya beğendin mi burayı gidelim mi hemen? "

Kafamı iki yana sallayıp, gözlerimi açtım ve Ayaz'ın harika bir renge sahip olan gözlerine baktım. Sadece kahverengi nasıl bu kadar güzel ve yoğun olabilirdi? Mavi veya yeşil gibi değil ama sade normal bir kahverengi de değil anlatılmaz işte anlatamıyorum bende.

Kurtarıcı PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin