-24-

214 8 2
                                    

Merhaba! Biliyorum bölüm günü değil ve bu yazar diye bölüm attı diye düşünüyorsunuz, aslında düşünmüyor da olabilirsiniz... Herneyse! Multimedya Ayaz' ın abisi ve yengesi Herşeyi bir sonraki bölümde açıklicam.
Beni desteklemeyi unutmayın.

- Herkese iyi okumalar!

6 sene önce...

Derin bir kaç nefes aldım. İçimde nefretin getirileri vardı. Onca hakaret ve nefret sözcüklerinden sonra bu adamın evinin önünde arabamı park etmiş bekliyordum. Neyi mi? İçeriye girebilme miğdesizliğinin geçmesini. Kendimi iğrenç hissediyordum. Bu adamın evine girip gülüp, kızına aşkla bakabilecek miydim?

Kendime gaz verip ' Yaparsın oğlum sen Ayaz'sın!' gibi şeyleri tekrarlarken telefonumun çalması ile elimi arabanın kolundan çekip telefonu açtım.

" Abi! Yapamıyorum o eve girebilecek kadar miğdesiz olamıyorum."

" Abim... Bak Ayaz halamı ve amcamı öldürdü o şerefsiz. O eve gir ve o özürün tadını çıkar. Sen miğdesiz değilsin asla olmadın. Şimdi kaldır o totonu ve o eve gir. Şunu da sakın unutma her zaman senin yanındayız."

Kafamı ağır ağır salladım. Abim haklıydı.

" Kapatıyorum."

Telefonu kapatıp yan koltuktan aldığım tatlıyı kapıp arabadan çıktım. Eve hızlı ve bir o kadarda emin adımlarla ilerleyip zili çaldım. Öykü üzerimdeki toz pembe elbisesi ve parıl parıl gözleri ile bana bakarken ona gülümseyip içeriye geçtim. Elimdkei tatlıyı evde çalıştığını düşündüğüm kadına verip paltomu çıkardım. Bir başka kadın paltomu alırken Haşmet piçi yüzündeki o nursuz ifade ile yanımıza gelip elini bana uzattı.

" Hoşgeldin delikanlı." yüzümde zevkle bir gülümseme oluşurken sinirlendiğini boynunda atan damardan ve yüzünün kızarmasından anlamak zor değildi. Hep beraber salona doğru ilerleyip koltuklara otruduk. Evde çıktı çıkmazken salonun diğer tarafında bulunan masada sanırsam son dokunuşlar yapılıyordu.

Az sonra sofraya geçip yemek yemeye başladık. Yine sesiz bir yemekten sonra tekrar salona geçtik. Haşmet piçi çalan telefonun yüzünden izin isteyip odadan çıkarken yanımda oturan Öykü' ye dönüp fısıldadım. " Çok güzel ve ateşli gözüküyorsun. Gözlerimi üstünden çekemiyorum ." yanakları hafiften kızarırken benim ona yaklaştığım gibi oda bana yaklaştı. " Seni seviyorum." kafamı salladım. " Bende." kıkırdayıp ellerini yanaklarıma koydu.

" Sende ne? " gözlerimi devirmemek için zor dururken " Bende seni seviyorum." diyip öptüm onu. Anında bana karşılık verirken, eğer bu gün çarpılmazsam bir daha asla çarpılmam diye aklımda geçirmeyide ihmal etmedim. Öpüşmemiz farklı bir boyut alırken birden bir kükreme ve Öykü' nün dudaklarından sertçe çekilmem ile daha ne olduğunu anlamadan yüzüme yediğim yumruk ile planımın oldukça iyi gittiğini anladım.

" Lan şerefsiz sen benim evimde benim kızımı hiç utanmadan nasıl öpersin lan!" sonra yüzüme bir yumruk yedim. Gülmemek için zor dururken Öykü' nün çığlığı kulağımı doldurdu. Haşmet bana yumruk atmak için elini kaldırmışken Öykü' nün dedikleri yüzünden eli havada kaldı. " Baba! Sakın ona vurma sakın! Ona bir kez daha vurursan beni unutmuş olursun." Haşmet piçi beni iteklerken kızına döndü.

Kurtarıcı PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin