-18-

382 12 1
                                    

Pazartesi ve bölüm günü. Küçük bir uyarı. Azcık ayıplı bir bölüm oldu. Rahatsız olanlar en son kısmı okumasın. Şu √√√ şekilde işaret koydum zaten. Desteklerinizi bekliyorum. Herkese iyi okumalar. Hı... Birde yazım yanlışları varsa şimdiden özür dilerim.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Yatakta kıpırdanıp beni sımsıkı saran kollardan kurtulmaya çalıştım. Dün gece Ayaz'a " Evlilik teklifi etmezsen daha ileriye gidemezsin!" mesajı verdikten sonra bir küfür savurup odadan çıkmıştı.

Şimdi ise odada, odamız da bana sarılıyordu. Bana sımsıkı sarılı kollarından kurtulup yatakta doğruldum. Çıplak ayaklarım soğuk parkeyle buluştuğu an bedenimi bir ürperti esir aldı. Umursamadım ve yataktan kalktım.

Odadaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Benim giysilerimin olduğu dolabı açıp, kot pantolan ve uzun kollu kazak çıkartıp onları üstüme geçirdim. Odadan çıkıp mutfağa doğru yürümeye başladım.

Hazır kahvaltılıkları çıkartıp masaya koydum. Patatesleri soyup küp küp doğradım. Dolaptan çıkardığım kaşarı rendeledim ve kızan yağa patatesleri attım. Bir kaç saniye sonra rendelediğim kaşarları da üzerine attım. Anne küçükken bize bundan çok yapardı.

Patatesin üzerinde kaşar! Patatesli kaşar... Adı ne bilmiyorum ama patatesli kaşarda biraaz tuhaf geliyordu. Birde mıhlama yapardı annem. Onu yapmayı bir türlü becerememiştim ama Dolunay çok güzel yapıyordu. Ben kıvamını tutturamıyordum bir türlü!

Patatesli kaşarları tabakalara koydum. Kilerden portakal çıkartıp meyva sıkacağı ile portakalları sıktım. Bardaklara eşit şekilde doldurup, bardaklarıda masaya koydum. Etrafı toparlarken, belime sarılan güçlü kollar ve Ayaz' ın kendine özel kokusu ile gülümsedim. Yeni yıkanmış olmalı idi. Saçları nemli kalmıştı. " Günaydın! Ne zaman uyandın? "

Dudaklarını boynuma değdirdi. " Günaydın bebeğim! Ben, sen yataktan kalktığın zaman uyandım." kafamı sallayıp hiç istemesemde kollarının arasında çıktım. Az sonra Sinan ve Dolunay'da aşağıya inmişti. Ilgın hala uyuyor olmalı idi. Omuz silktim hep beraber sofraya oturup Kahvaltımızı etmeye başladık.

Sinan boğazını temizleyip hepimizin dikkatini kendine çekti. " Kardeşim, Dün halamlar gelince biz evden çıkmıştık ya. İşte Dolunay' ın annesi ile konuşmaya gittik. Bir hafta sonra evleniyoruz! Nikah tarihi aldık!" gözlerim kocaman açıldı. Ayaz bir küfür savurup pis pis sırıtan Sinan'a kötü bir bakış attı. " Annen yani Tülin teyze ne dedi? Ne tepki verdi ?" Dolunay dudak büzüp gülümsedi.

" Çok kızdı ilk önce... Hele hamile olduğumu söyleyince, nerdeyse evlatlıktan reddediyordu beni. Yalvardım yakardım, ağladım sızlandım. Evleneceğiz falan dedim anca ikna oldu. " yani! Bende olsam bende çok kızardım. Derin bir nefes alıp gülümsedim. " Çok sevindim canım! Hayırlısı olsun." kahvaltının geri kalanında sessiz sakin geçmişti.

Çocuklar hala uyuyordu. Rahat bir kahvaltı yapmıştım. Ne yediğimi anlamıştım en azından. Dolunay ile masayı toplayıp bulaşıkları bulaşık makinasına dizdik. " Sen hamilesin ne kadar yapma otur desemde " beni dinlememiş bitmek bilmeyen ısrarları ile bana yardım etmişti.

Kurtarıcı PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin