green eyes

2.5K 96 4
                                    

"Hadi Nita çık şu odadan"

Aynada kendime bir daha baktım. "Çıkamam. Bana elbise ayarla derken böyle bir şey ayarlayacağını düşünmemiştim" dedim. Giydiğim altın rengi elbise çok gösterişliydi. Üstünde parlak detaylar ve derin bir göğüs dekoltesi vardı. Zaten bacaklarımın oldugu kısım yeterince transparandı. Bunlar yetmemiş gibi birde bunlara geniş bir sırt dekoltesi eklenmişti. Yani kısacası bir tek alnıma 'ben bekarım' yazmam eksikti. ''Hadi ama , hem nasıl göründüğünü merak ediyorum.'' Kıyafeti çıkarmaya karar vermiştim ama gözüm aynaya takıldı. Ağır adımlarla aynaya doğru yaklaştım. Aslında kötü görünmüyordum. Elbise tam bedenime göreydi. Ne bol nede dar. Benim için yapılmış gibi. Bian için gerçektende hoş göründüğümü ve bunu giymemin herhangi bir sakıncası olmayacağını düşündüm. Hem alnımda 'ben bekarım' yazıyormuş gibi olmasının ne zararı vardı ? Yalanda değildi. Neymar'la yaşadığım karmaşık durumdan sonra sevgilimde olmamıştı. Ne istiyorsam onu yapabilirdim. Şuan'dada bu son derece pahalı elbisenin keyfini çıkarmak istiyordum.

Bunu düşündüğüme kendim bile inanamadım. Gülerek kapıyı açtım. Jason kısa bir süre beni süzdü. ''Gerçekten harika bir zevkim var'' dedi. Zaten ondan farklı bir şey demesini bekleyemezdim.Koridoru beraber yürüyüp prova odasına döndük. Evleri bizim evimizden çok daha büyüktü. Tamam , benimde giysi odam vardı ama prova odam yoktu. Gerçi pek Jason'nında olduğu söylenemez. O bu işlerde çok yeni. Daha önce hiç bu kadar iş edip hazırlandığını görmemiştim. Manşetlerinde ki düğmeleri iliklerlen onu süzdüm. Çok normal bir takım elbise giymişti. Siyah takım , beyaz gömlek ve yine siyah bir kravat....Böyle sradan bir takım onun üstünde çok anormal duruyordu. Çünkü J çok marjinel bir insandı. Dövmeler , piercingleri vardı. Hatta bazen siyah oje bile sürdüğü oluyordu. Onu böyle seviyordum hoşuma gitmeyen tek şey şu yüzünde ki örümcek dövmesiydi. Bunun için onunla bir kaç gün konuşmamıştım. Çünkü feci şekilde örümceklerden korkardım. Ve bilirsiniz hergün görüştüğünüz arkadaşınızın yüzünde devasa bir böcek görmek istemezsiniz.

''Nası görünüyorum ?'' Elimi çeneme koyup gülümsedim. Cidden gergin görünüyordu. ''Müslüman mahallesinde ki salyangoz satıcısı gibi'' ben kahkaha atarken o bana anlamayarak baktı. ''Ya da zenci mahallesinde ki solaryumcu gibi de olur'' Evet kesinlikle bir takım elbise adamı değildi. Eğer babası şirketi ona devrederse neler olacağını düşünmek istemiyorum. ''Tamam tamam iyi görünüyorsun. hiç değilse saçın tekrar sarı , pembe değil'' bide saçı bi aralar pembe olduğu halleri vardi. ewww. Ceketinin giyerken bana hak verir şekilde başını salladı. ''Bende böyle giyinmek istemiyorum ama bu önemli. Babamın yanında iyi görünmem gerek'' Kolunda girip ona gülümsedim. Şimdi gerçekten ona hak veriyordum. ''İyi Çocuk''

Sonunda şu gelmem için beni zorlandığı mekana geldiğimizde ona bir daha hak verdim. Çünkü hiç Jason'a göre bir yer değildi. Davet verilen yer adeta bir saraydı. -Haliyle burda bulunmak istememişti- Ve tabiki böyle olunca kapının altın varaklı olmasına da şaşırmadım. Büyük merdivenleri hiç gergin değilmişiz hep böyle davetlere katılırmışız gibi çıkarken bir kaç kızın hiçte bakışlarını kaçırmadan Jason'a baktığını gördüm. Hafifçe yaklaşıp fısıldadım "burdan yalnız ayrılmayabilirsin , yani demek istediğimi anlıyorsun" karşıya bakmaya devam ederek gülümsedi.
İçeri doğru geçtiğimizde bizi kırmızı bir halı karşıladı. Gerçekten neredeyiz biz VMA'da mı ? dememek için kendimi tuttum. Demek ki biraz ailemle takılsam böyle yerlere gelmem gerekecekti. Belki bazen egomu tatmin etmek için bu geceleri kullanabilirdim. Yürürken bi anda düşecek gibi olmam bütün moodumu düşürdü. Birileri fark etti mi diye etrafa bakınırken bir kişi dışında kimsenin fark etmediğini gördüm. Çok karşılaşmamış olsakta Jason'nın babası olduğunu biliyordum. Takım elbisesiyle beraber çok uyumlu görünüyordu. Buralara ayit gibiydi. Ve benim endişemin aksine tökezlediğimi fark etmemiş görünüyordu. Tam aksine ikimize de içten bir şekilde gülümsüyordu. Gurur duyduğunu anlayabiliyordum. Jason'ın istediğide tam buydu.

Mr. Brooke'un nazik davranışlarında sonra utanarak ve gülümseyerek başımı yan tarafa çevirmiştim. İyi bir insandı. Her ne kadar baba oğul pek anlaşamadıklarını bilsemde şuan en güzel anlarını yaşıyor olmalıydılar. Tekrar bakışlarımı çevirdiğimde Mr Brooke Jason'a bir masayı işaret ediyordu. Ordaki kişilerle de görüşmesi gerektiğini söylediğini duydum. Jason o tarafa yönelirken yapmam gerektiğini yapıp yanında gittim. Ona doğru yürüdüğümüz yuvarlak masanın etrafında ikisi kadın 4 kişi duruyordu. 3 kişinin uzaktanda olsa yüzlerini görebiliyordum. 4. Kişi tam karşımızda durduğundan yüzü görünmüyordu. Sadece arka kısmı tıraşlanmış saçı ve hafifçe başını önüne eğmesiyle görünen dövmes- bir dakika bu olamaz. Hayır. Bu fazlaca tanıdığım bir dövme ve ardında ki kişi burdada kesinlikle olmaması gereken biri. Anice Jasonun kolunu çekiştirdim. "Oraya gidemeyiz J !" Şaşkınca bana baktı. Cevap vermesini beklerken onlara yeterince yaklaşmıştık. Geri dönmemize fırsat kalmadan masadakiler bize dönmüşleri bile. Yeşil gözler benimkilerle buluştuğunda yutkundum.

"Nita ?"

Az önce ki telaşlanmamı tamamen bir kenara bırakıp tüm soğukkanlılığımla konuştum.

"Neymar."

NASI OLDU BİLMİYORUM. YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN LÜTFEN. ♥♡♥ UMARIM BEKLEMENIZE DEĞMIŞTIR.

Bu arada Jason pp'meki Jojuk. Arkadaşim olur puhahaha shdhsha
Absjau

Junior Fuckboy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin