BÖLÜM 9 : MİHMAN

198 18 81
                                    

Keyifli okumalar diliyorum.

Gözlerim gördükleri karşısında şaşkınlığa uğramışlığımın göstergesi halinde belerirken, işittiğim sözler beynimin kıvrımlarında kendiliğinden tekrar ediliyor gibiydi. Hoş geldin demek yok mu? Bir hoş geldin. Yusuf. Bir hoş geldin demek yok mu Yusuf?

Başımı sağa sola sallayarak kafamda büyük bir karmaşaya sebep olan, bir cümlede dahi toparlanmakta zorlanan kelimelerden uzaklaşmaya çalıştım. İleriye doğru birkaç adım atıp gözlerimi Kamer'den ayırmayarak konuşmak için çabaladım.

''Ho-hoş geldin Kamer. Ben... Şey...Yani ben seni beklemiyordum. Görünce şaşırdım haliyle.''

''Oğlum içeri davet etsene arkadaşını. Kapıda dikilip kaldınız.''

Selma Teyze'nin söylediklerini fevri bir hareket ile başımla onaylarak Kamer'i kolundan tuttum. Elindeki beyaz bastonunu alıp duvara yaslayarak bir elimle Kamer'in kolunu bir elimle de omzunu kavradım ve oturma odasına doğru yürümeye başladık.

Üçlü koltuğa Kamer'i oturturken rahat bir şekilde Kamer'i görebilmek için koltuğun diğer köşesine oturdum. Erdem çaprazımızdaki tekli koltuğa otururken Selma Teyze ayakta duruyor, bir bana bir Erdem'e bakıyordu. Ardından Kamer'de sabitlenen gözleri şefkatini yansıtırken gülümseyerek gezindi bakışları Kamer'in üzerinde. Kendisini izlediğimi fark etmiş olan Selma Teyze gözlerini Kamer'den çekerek her zamanki heyecanıyla yerinde hareketlenmeye başladı.

''Kızım limonata yaptım daha yeni. Getireyim ister misin? Çok güzel oldu bak ellerimle yaptım mis gibi. Yanına da kek keseyim. Ay aç mısın kızım? Bak görüyor musun hiç sormadım bile. Evladım bak çok güzel yemekler yaptım açsan söyle hemen hazırlayayım bir şeyler.''

Selma Teyze'nin telaş içinde söyledikleri Kamer'in yüzünde genişçe bir gülümsemenin peyda olmasına vesile olmuştu. Mahçupluğu bir yana sevinci yüzünde adeta raks ediyor, gördüğü ilgiden memnun bir halde iken gülümsemesi gamze çukurlarında hayat buluyordu.

''Yok teyzeciğim aç değilim teşekkür ederim, yemiş kadar oldum. Eminim ki hepsi de çok güzeldir. Ama limonataya hayır demem. Bir de kek demiştin değil mi?''

''Evet evet kuzum, siz oturun ben hemen getireyim.''

Odadan koşar adım çıkan Selma Teyze ardında bıraktığı sessizlikle mutfakta uğraşırken gözlerim Kamer'in yüzünde geziniyordu. Gözlerimi Erdem'e doğru çevirdiğimde manalı bakışlarını yakalamam zor olmamıştı. Ne tepki vereceğimi bilemediğimden gülümsemekle yetinerek bakışlarımı tekrardan Kamer'de sabitledim.

Bir şeyler sormak, Kamer'le konuşmak istiyordum. Buraya Erdem sayesinde geldiği belliydi de nasıl olmuştu bu? Neden gelmek istemişti buraya? Pekala, beni görmek istediği belliydi de bu kadar kısa bir süre içinde kazanabilmiş miydim yani Kamer'in dostluğunu sevgisini?

''Hastaymışsın Yusuf, geçmiş olsuna geleyim dedim bende.''

Düşünceler içerisindeyken halıya kayan gözlerim, konuşmaya başladığı anda ani bir hareketle halıdan ayrılıp Kamer'in gözlerine sabitlenirken karşımızda duran duvara çevirdiği donuk gözleri bir hayat belirtisi göstermeksizin söylediklerine ve neşesine tezat bir şekilde varlığını koruyordu.

''Nasıl oldun daha iyi misin?''

Tebessümüm yanaklarıma yayılırken beni bu denli merak eden Kamer'in, söylediği sözler karşısında mutluluğumu görememesi ne kadar da kötüydü.

''İyiyim çok daha iyiyim. Erdem abartıyor işte biraz. Sağlığıma kavuştum çok şükür.''

''Çok sevindim. Sahile gelmediğin için merak ettim bende. Hasta olduğunu öğrenince gelmek istedim. Görmek istedim seni. Yani görmek derken konuşmak istedim seninle.Kötü yapmadım değil mi gelmekle?''

GÖZLERİMİ KAPATSAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin