52. Bölüm

1K 101 8
                                    

"Dinononono!!!" Zil çalar çalmaz Chanyeol'e döndüm.Bana göz kırptı ve gidelim anlamında kafa işareti yapıp aceleyle sıradan kalktı.Benim de elimi tuttu ve koşturarak okul çıkışına götürdü.Dışarıda Yura unni vardı fakat kocaman bir güneş gözlüğü , siyah kilotlu çorap , siyah topuklu ayakkabı , siyah eldiven , uzun kollu ve dizinin birkaç santim üstünde bir elbise giymişti.Bizi görünce yavaşça gözlüğü aşağı indirdi ve kafasını eğerek bize baktı.Chanyeol birden kahkaha attı.

"Kendini role çok kaptırdın galiba?"

"Çok konuşma da yürü." dedi ve limuzine bindik.

"Yura unni!Babanın yanına giderken telefonunda ses kaydı yerini hazır tutmalısın.Yoksa zorlanabilirsin."

"Ben her şeyi hallettim canım merak etme."

"Hey!O benim canım oluyor bir kere!" diye çıkıştı Chanyeol.

"Chan!Sen şuan beni ablana mı kıskanıyorsun?" dememle Chanyeol elini boynuna koydu ve kaşıdı.

"Sanırım öyle."

"Aigoo!" dedim ve pencereden bakmaya devam ettim.

:.:.:.:

Vardığımızda Yura unni arkasını döndü ve gözlüğünü aşağı indirip bize baktı.

"Ben girdikten birkaç saniye sonra gelin.Yani burda biraz bekleyin." dedi ve şirkete girdi.Şirketin uzunluğu bayağı büyüktü.Gökdelen gibi bir şeydi.

"Hey!On saat neye bakıyorsun?Hadi tak şunları da çıkalım." dedi Chanyeol ve kucağıma maske ile şapka fırlattı.

"Bunları neden takıyoruz?"

"Tanınmamamız lazım safcağızım."

"Heoll!" Maske ve şapkayı taktıktan sonra şirkete girdik ve asansöre bindik.

"Kaçıncı kat?"

"12. kat."

"Woww!Çok yüksek."

"O da yüksek mi?"

"Heoll!Zengin bebe!"

"Hey!Ben zengin bebe değilim."

"Zengin bebesin."

:.:.:.:

"Hala asansördeyiz.Sıkıldım artık."

"12. kata gidiyoruz farkındaysan.Tabi uzun sürecek." demesiyle 12. kata varmıştık.Birden asansörden hızlıca çıktım.Chanyeol kolumu tuttu.

"Napıyorsun sen?Sessizce gideceğiz."

"Ah, pardon!"

Yura unni'nin içeri girerken bıraktığı kapı aralığından içerdekileri dinliyor ve izliyorduk.

"Seninle bir şey konuşmam lazım baba."

"Çabuk söyle.İşlerim var."

Yura unni gözlüğünü çıkardı ve bunu yaparken çaktırmadan elini çantasına götürüp telefonunda bir şeylere tıkladı.Sanırım ses kaydını açmıştı.

"Suzy denen kız hakkında..."

"Bunu konuşmak istemiyorum.İşlerim var."

"Senin işin , Suzy'nin anne ve babasından daha mı önemli?Onları neden öldürdün baba?"

"Yura!Konuşmak istemiyorum dedim.Bildiğin halde soruyorsun."

"Bildiğim halde mi?" dedi ve güldü.Tekrar ciddi oldu ve konuşmaya başladı.

"Bir: Suzy'nin anne ve babasını öldürdün.İki: Oğlunu , Suzy'e zorbalık yapması için zorladın.Üç: Taeyeon ile arkadaş olması için onu zorladın ve dövdün.Dört: Bunu öğrenen oğlunu ve kızını dövdün..."

"Yura!" diye uyardı babası.Fakat Yura sözüne devam etti.

"Bak baba!Gözümdeki morluklar hala var.Neden gözlük takıyorum sanıyorsun bu havada?Senin yüzünden neler çektiğimizi..."

"Ehh!Yeter be!" dedi ve Yura'ya tokat attı.Yura eliyle vurulan yanağını tuttu ve başını yavaşça kaldırarak babasına baktı.

"Her zaman böylesin işte." dedi ve topuklu ayakkabılarıyla ses çıkararak odadan çıktı.Onun bu tarafa geldiğini gören biz ise hemen asansöre bindik ve aşağı indik.

:.:.:.:

"Çok iyi iş çıkardın unni!"

"Evet!Hadi dinleyelim." dedi ve telefonunu açtı.Endişeli bakışlarıyla telaşlandım.

"Ne oldu?"

"Ses kaydını kapatmayı unutmuşum ve kendi kendine iptal olmuş."

"Ne?"

   YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİNİZ ^^

ZORBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin