Multi:Güneş Tekin
Bölüm şarkısı:Esin İris Kötü kötü şeyler
Arkadaşlar benim için voteden çok yorum önemli çünkü ben hikayeyi sizin yorum ve isteklerinize göre yönlendiriyorum
Rüzgar'dan
"Ya yavaş olsana azıcık"
"Mızmız çocuklar gibisin Rüzgar." Bir yandan söylenip bir yandan da abime olan hırsını benden çıkarmaya çalışan hırçın prensesime gülümseyerek baktım.
Birisi gelip uzaktan uzağa hayaliyle yaşadığım kızın bir gün bana yemek yedireceğini söylese hayatta inanmazdım fakat oluyordu işte.Zaten hayat bize imkansızları yaşatmak için yok muydu?
"Ne biçim çorba bu ya" Aslında tadı gayet yerinde olan çorbaya burun kıvırarak Güneş'in burnuma sokmaya çalıştığı kaşığı elimin tersiyle ittirdim.
"Şimdi vurucam ağzına ama ya yeter vallahi yeter.Gençliğimi çürüttün be iki dakika da" Onun bu sinirli hallerine her ne kadar kahkahalarla gülmek istesem de bu sinirli hali hoşuma gittiği için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Ben hasta bir insanım biraz nazik olur musunuz lütfen doktor hanım?"
Sabır diler gibi yukarı bakarak derin bir nefes aldı."Lan sayın hastacım iç şu çorbayı beni delirtme"
"Ya benim yaram acıyor sen ona mı baksan acaba bir?" dedim, artık şu çorba mevzusunu kapatabilnek için.Aslında çorbanın tadı o kadar da kötü değildi fakat Güneş yokken odaya gizli gizli getirttiğim pizzalar sayesinde bir lokma daha yersem kusacak haldeydim.
"Dur onun pansumanını yenileyeyim ben.Mikrop kapacak." Dahiyene fikrim işe yarayıp Güneş çorbayı komodinin üzerine bıraktığında rahatlamışçasına derin bir nefes aldım.
"Benim ameliyatıma sen mi girdin?"
"Hıhı, hatta girmişken seni bir kaç fazlalıktan da kurtardım." Alay dolu sesiyle sırıttım.
"Senin fazlalık dediğin şey benim ekmek teknem güzelim" dediğim şeye yüzünü buruşturup pansuman malzemelerini hazırlamak için arkasını döndü.
Güneş'i neredeyse 3 yıldır tanıyor, 2 yıldır gözlerinde kayboluyor, her gülümsemesiyle yeniden hayat buluyordum.
Güneş, çok farklı bir kızdı. Ne o hikayelerdeki masum kızlardandı ne de kötü kız. O her şeyin ortasıydı.Her şeyden biraz biraz vardı onda. Masumiyet, samimiyet, direnç. Sanırım ortasını tutturamadığı tek şey güzellikti.Çok güzeldi.Bir kere baktığınızda bir daha etkisinden kurtulayamacağınız sonsuzluğu ifade eden deniz mavisi gözler, hafif dolgun ve genellikle birazcık kırmızı tonlarıyla süslenmiş harika dudaklar, beline kadar uzanan hafif dalgalı tam okşamalık saçlar...
Ay ne kadar eksenindeyse Dünya'nın bende o kadar eksenindeydim Güneş'in.Ayrılamazdım ondan.Uydusu olmuştum sonsuz maviliklerinin.
Güneş'in ellerini omuzunda hissetmemle irkildim.Kahretsin, pansumanımı Güneş yapamazdı.Pansumanı yapması demek omuzumu açması demek, Omuzumu açması demek de her şeyi öğrenmesi demekti ve ben bunu göze alamazdım.
Omuzumda orta büyüklükte Güneş dövmesi vardı.Güneş'in ortasında ise benim Güneş'im vardı.
"Sen yapamazsın pansumanı" diye ani bir şekilde çıkıştığımda önce kaşlarını çatsa da daha sonra gözlerindeki alay kendini gösterdi.
"Merak etme, ırzına geçmem"
"Çok ko-" Cümlemi tamamlayamadan kapı açılınca derin bir nefes aldım.Abim yine kurtarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEPYA
Humor"Beni neden seviyorsun?" diye fısıldadım gecenin karanlığına bakarken. "Aslında hiçbir sorumun cevabı değilsin ama seviyorum işte.Olmasan olur diyemiyorum,seviyorum.Mesela seninle yürümeyi seviyorum.Yürüyüşünü seviyorum.Her fırsatta dolan gözlerini...