Bu bölüm geciş bölümü olduğu için baya kısa oldu ama anlamlı olduğuna inanıyorum. Diğer bölüm en kısa zamanda gelecek.İyi okumalar.
Bölüm Şarkısı;
Badem: Sen ağlama
Ölünce Sevemezsem seni ( Bu şarkıyla okumanızı tavsiye ederim.Multi de var. Kimin söylediğini bilmiyorum ama kim söylüyorsa çok güzel söylüyor!)
Multi; Temsili
Rüzgar'dan
Dünya'nın en zor yüküdür; aklı sende olmayanı yüreğinde taşımak. Canını yakar insanın, kalbini yerinden söker, o kalp yerinden çıkar ama kalbe yazılan isim silinmez.
Benimki de öyle saçma bir hikayeydi belki de. Sadece gördüğü yerde başıyla selam veren birine kalbini vermek. Kulağa ve akla saçma geliyor olabilir ama kalbime çok yakışıyordu be.
Bazı şeyler var acı çeke çeke yutkunduğum, olup bitmeyen geçip gitmeyen..
Bu da öyle bir şey işte. Sesini nabzım, gülüşünü nefesim yaptığım kadın bir cam kadar uzağımda.Bir yoğun bakım camı kadar uzağımda hareketsiz yatıyordu. Hem de benim yüzümden.
Onun iki kere kalbinin durmasını sağlayan kazayı ben sadece küçük yaralar atlatmıştım.Böyle adaletin amına koyayım.
Dışarıdan yaram bir iki ufak çizik gibi gözüküyordu halbuki hiçbir çizik yetmezdi ki benim içimdeki acıyı dindirmeye. O orda mücadele ederken benim yaptığım tek şey millete bağırıp küfrederek ağlamaktı iki gündür.
Sikeyim, hiç bir şey yapamıyordum ki. Ne verdiği nefesi alabiliyordum aramızda kapı varken ne de atan kalbini duyabiliyordum. Hala atıyor mu bilmiyorum.Hala o küçük bedeni savaşıyor muydu,bilmiyordum.Tek bildiğim benim savaşamadığımdı.Açıkcası duvarın dibinde çaresizce ağlarken pek de savaşıyor gibi gözükmediğime eminim.
"Kasma bu kadar toparla kendini"
"Olur" Alay dolu sesim ve sırıtışımla birlikte Mira'ya dönerken kısa bir süre içerisinde yüzümdeki sırıtış yerini burukça bir gülümsemeye bırakmıştı.
Akli dengemi yitirmek üzereydim sanırım.
Biraz önce hıçkırırak ağlarken şu anda kahkahalarla gülesim vardı. Cidden iyi değilim.
"İki gündür uyumuyorsun, git yat lan artık" Abim benim gibi camın karşısındaki duvarın dibine çökünce göz devirdim.
"Ya bi siktirip gitsenize siz" Gece yarısı olduğu için boş olan koridorda seslerimiz yankılanırken abim de benim sık sık yaptığım gib göz devirdi.
O da üzülüyordu, onun da canı yanıyordu biliyordum ama yapacak bir şey yoktu.
"Rüzgar tek üzülen, tek canı yanan senmişsin gibi davranmaya kes" Abim sert sesiyle kaşlarım çatılırken ellerimle duvardan destek alırken zar zor ayağa kalktım.
"Evet, tek üzülen ben değilim belki ama eğer Güneş uyanmazsa hepinizin tutunacak bir dalı var. Hepiniz bir kaç gün ağlar sonra kaldığınız yerden devam edersiniz. Tamam, kabul ediyorum eğer O uyanmazsa bir şeyler kaybedecek olan tek ben değilim ama herşeyini kaybedecek olan benim. Ya anlamıyor musun? Ona bir şey olursa ben yaşamam lan, yaşamam!" Kükremem üzerine bir kaç hemşire ve doktorun yüzü bize dönerken abim hızlıca ayağa kalkıp ben daha ne olduğunu anlamdan tek koluyla beni kendine çekti.
Küçüklüğümden beri en küçük şeye bile bu omuzda ağlardım ben. Oyuncak arabamı kaybettiğim için de bu omuzda ağlamıştım, babamı kaybettiğim içinde. Hep güven vermişti bana abimin omuzu. Peki, şimdi neye ağlıyordum?
Sevdiğim kadının benim dikkatsizliğim yüzünden yoğun bakımda olmasına mı? Yoksa hayattaki değer verdiğim her şeyin elimden kayıp gidişine mi?
××××××××××××××
"Özür dilerim" diye fısıldadım soğuk elini ardı arkası kesilmeyen gözyaşlarımla ıslatırken.
"Benim yüzümden oldu, özür dilerim. Allah belamı versin ki özür dilerim"
İki buçuk gündür ilk defa yanına giriyordum ve açıkcası ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum.
Kasılmış olan vücudu hareketsizce karşımdayken tek yapabildiğim hıçkıra hıçkıra ağlamaktı.
"Kelimelerle aram pek iyi değildir. Fatmagülü 'Hiç değilse beş kişi değillerdi' diyerek teselli edecek kadar rahat bir yapıya sahibim. Ama bazı şeyleri söyleyebilecekken ibneliğin lüzumu yok" dedikten sonra bir elimi yastıkta dağılmış olan saçlarına getirdim.
" Hayatım boyunca hep nötr yaşadım. Bir hayatım vardı ama yaşanmışlığım yoktu. Sadece bir kaç küçük anıya sahiptim. Annemin küçükken üzerimi örttüğü, abimin beni koruduğu, Mira'yı dövdüğüm ve babamın bizi terkettiği bir kaç ufak anı." dedim kızarık gözlerime rağmen burukça gülümserken
" Sonra bir gün sahilde bir kız elinde birası, kızarık gözleri ve soğuktan kızarmış burnuyla saati sordu bana. İlgimi çekmişti ilginç bir şekilde. Saati söylediğim de ise hiç teşekkür etme zehametine bile girmedi ve bankta yanıma oturup saatlerce birasını yudumlayarak denizi izledi. Şans bu ya sonra o kızı kafayı yememek için başladığım spor salonunda görmeye başladım her gün. Hiç kimseyle samimi değildi. Diğer kızlar gibi plates de yapmıyordu aksine sabahtan akşama kadar söylenerek kum torbası yumrukluyordu. Her yumrukta bir şeylere veya birilerine küfrediyordu. Deniz mavisi gözleri vardı, insanın içini ısıtan. Baktıkça bakasım geliyordu. Sonra bir gün o kızı sevdikçe sevesim geldi. Masumluğuyla ruhumu arındırmaya ihtiyacım vardı. Sonra o kızın 1 sene kadar sonra abimin stajeri olduğunu öğrendim. Ne ironi ama. Hayır, zaten gözlerimi her kapattığımda onun yüzünü görüyorum birde bu şekilde işim daha da zorlaştı. Baktım inkar edemiyorum kabul ettim bende. Bir bakmışım sesi nabzım gülüşü nefesim olmuş. Herkesin kalbimde bir yeri varken o ülke kurmuş kendine. Saçmaydı belki de, sadece gördüğü yerde baş selamı veren birine kalbine vermek. Ama elimde olan bir şey degil ki. Ben seni tanımadan sevdim. Mesela seninle hiç yağmurda yürümedik, ıslanınca neye benziyorsun göremedim. Hiç rakıda içmedik seninle, açık saçık küfürler edermişsin sarhoşken, duymadım. Ben seninle hiç trene de binmedim. Pencere kenarı mı seversin koridor tarafını mı, bilmedim. Ben senin ellerini de tutamadım hiç. Soğuk mudur? Sıcak mıdır hayal ettim sadece, değemedim. Hiç tanımaz tenim ellerini, bilmez yüreğim yüreğini." Gözyaşlarım tekrar gözlerime hücum ederken Güneş'in alnına ufak bir öpücük kondurup çıkışa doğru ilerledim.
"Özür dilerim ama seni seviyorum" Sol yanağımı tekrar ıslanmaya başladığında kapı kulpunu elimle kavramıştım ki duyduğum ses olduğum yere çivilenmeme yetti.
"Sevme!"
BÖLÜM SONU
Biliyorum kısa oldu ama bu bölüm geciş bölümü o yüzden böyle olmalıydı bana göre. Diğer bölüm biraz daha eğlenceli olacak. Ayrıca Güneş'in her şeyi öğrenmesi illa kötü sonuçlara yol açacak değil be olacağı belli değil. Her neyse fazla saçmaladım. Diğer bölüm en kısa zamanda gelecek.
SİZİ SEVİYORUM.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEPYA
Humor"Beni neden seviyorsun?" diye fısıldadım gecenin karanlığına bakarken. "Aslında hiçbir sorumun cevabı değilsin ama seviyorum işte.Olmasan olur diyemiyorum,seviyorum.Mesela seninle yürümeyi seviyorum.Yürüyüşünü seviyorum.Her fırsatta dolan gözlerini...