10. │Kal.│
KESİNLİKLE OKUYUN!
İlk olarak şunu okuyun da, sonra bana bunun hakkında sorular sormayın arkadaşlar :') *"Şunu çok iyi bilmek gerekir. Hekimlikte ilk prensip hastaya zarar vermemektir. Hekim elektroşok kararını kolayca vermez. İyice düşünür, muhakeme eder, kar zarar hesabı yapar, hastaya uygun olup olmadığına kanat getirir ve ondan sonra karar verir. "
Ardından gelelim asıl meseleye. Bunu okumanız önemli!
Şöyle ki, bana gelip de çok "Gaziantep'te böyle şeyler artık olmuyor, şehrimizi yanlış tanıtıyorsun." diyen oldu. Arkadaşlar bilmem farkında mısınız ama burada ben size gidip orada yaşananları günü gününe yazmıyorum. Öyle olsaydı eğer bir günce okuyor olurdunuz. Lâkin sizler burada bir roman türü okuyorsunuz. Bakın hikâye değil, hikâyeler 50-60 sayfa olur. Ben bu bölümle beraber kitap standartında 100 sayfayı tamamlamış durumdayım. Romanlar size birebir gerçeği yansıtmaz. Bilincinde misiniz değil misiniz bilmiyorum ama burada KURGUSAL bir şeyler okuyorsunuz. Adı üstünde KURGUSAL!
Şöyle düşünebilirsiniz; Ben zamanında yaşanan olayları şimdiki zamana uyarlayarak yazıyorum ve sizlere sunuyorum. Üzgünüm ama sizleri memnun etme, mutlu etme gibi bir derdim yok. Bu portalda yazan hiç kimsenin yok. Sonuçta buraya kendi hayal gücümüzü yazıyoruz. Beğenip beğenmemek sizin takdiriniz, sadece bu. Beğenmiyorsan okumazsın, bu kadar. Biz neler gördük arkadaşlar. Neler yaşadık burada. Az değil, 2.5 senedir buradayım ben. Bir yerlere bileğimin, kalemimin hakkıyla geldim. Okuduğunuz hikayede bir emek olduğunun bilincinde olun önce. Sizler okursunuz, bizim halimizden en iyi sizler anlamalısınız. Lâkin bazılarınız o kadar bencil, o kadar saygısız ki haddini bilmeden klavye şövalyeliği yapıyor. Hakaret etmek, yazarın kişilik haklarını ihlal edecek yorumlar yazmaya hakkınız yok. Eleştirebileceğiniz yalnızca eser. O da saygı çerçevesi içinde olmalı. Kendinize gelin arkadaşlar, yazarlarınıza sahip çıkın. Bu yüzden ne güzel insanlar burayı terk ediyor. Evet, bir yandan çok Türk'ün olması çok iyi bir şey ama bir yandan da artık kalite bitti yani. Kaliteli hikayeyi geçtim, kaliteli okur bile çok az. Lütfen, çok rica ediyorum bu dediklerimi dikkate alın. Bir daha uyarı yapmak istemiyorum!
Gelelim bölüme. Ne yazdım, nasıl yazdım inanın bilmiyorum. Düzeltmeden atıyorum, yanlışlarım affola. Nasıl olduğunu size bırakıyorum. Geçen bölüm gelen 100 küsür yorum için çok çok çok teşekkür ederim. İstikrarla böyle devam etmemiz dileğiyle ♥
Yeni kapağımız nasıl olmuş? :D
Multimedia'ya bakabilirsiniz :)
Bölüm parçası; İntizar - Su Gibi Gözlerin
▬▬▬▬▬▬▬▬▬
Kuzey Kutbu'nun buzları kadar ağır bir sancı saplandığı an yüreğine, nefes alamadı Viyan. Gözlerini yumup, tam açacağı sırada acıya yenik düşerek bıraktığı kapı kulpuna can havliyle asılırken, düşmemek için elinden gelenin en iyisinin bu olduğunu biliyordu. Gözlerini karartacak kadar kuvvetli sancı yavaş yavaş etkisini yitirirken dahi kendine gelemedi Viyan. Öyle bir sancıyla sancımıştı ki yüreği, biraz zor toparlanırdı da zaten.
Veyahut solukları düzene girdiği vakit yavaşça açtı odanın kapısını. Derin derin soluklar alarak ilerledi merdivenlere. Az önceki sancıyla kulaklarında pompalanan kan ile beraber adeta sağır da olmuştu. Bu daha önce yalnızca bir kere gelmişti başına. Ağabeyi ölmeden önce! Bundan mütevellit bir korku kapladı yüreğini. Aldığı nefesler zehrolup kustuğu irine dönüştüğünde, aklındaki tüm olumsuzlukları tek kalemle silmeyi diledi. Hastalıklı düşüncelerinden bir çırpıda kurtulabilmeyi ve aklına getirdiği bu saçmalıkları unutmayı. Lâkin hayat ona cephe almışçasına duydu bir feryadı. Çığlık çığlığa tüm Gaziantep'i ayağa kaldıracak kadar yüksek bir sesle bağıran kişinin kardeşi Zeynep olduğunu derhal anladı. Tek solukta koştu merdivenlere doğru. Ve merdivenlerin başına geldiği an kanı dondu. Yüzündeki bütün ifadeler suyunu çekerken, az önce zehrolan soluklar artık haram kılınmıştı adeta. Gözleri hayretin etkisiyle büyürken naralar atarak feryada gelen yüreğinin sesine tıkadı kulaklarını. Öfkeyle, korkuyla ve nefretle yitirmeye başladığı mantığını tuttuğu gibi çekip çıkarttı dumanların arasından. Puslanmış ne var ne yoksa silip attı ve tek nefeste vardı Zerya'nın yanına. Anası gibi başına eğilirken sıkışan yüreğinin acısını hissetmedi bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelinim [TAMAMLANDI]
General FictionBen kim miydim? Ben gelip geçtiğim, adımımı değdirip kendimi kazıdığım bu topraklarda bahtsız bir bedeviden fazlası değilim. Yaptığım tek hatanın, doğmak, olduğu karanlık dünyamda, yaşamak için acınası bir halde umut arayanım. Ben, insanlar...