Marlton yada herneyse...

21 2 0
                                    

Marlton kaskini takarken dusunmeye basladi. Boyle bir sey mumkun olabilir miydi? Ticaret adami oldugu icin daha fazla ikileme dusmustu ama baska kimseyi orada gormemisti, oraya girmek olum cezasini beraberinde getirirdi ve adam icindeydi, ayrica canliydi. Icten ice adama inaniyordu, cehenneme gidecegini adi gibi iyi biliyordu.

Simdi hatirladi, o gercek adini asla kullanmazdi. Tipki Marlton ismi gibi.

Durustce calismasi gerekse bile bunu yapamiyordu, bazi insanlarin prensipleri vardi ve onunki de buydu, yalandan vazgecemiyordu. Kendisi gibi cok insan oldugunun farkinda olsa da, insanlarin hayatina fazla etki etmemek icin fazlasiyla caba gosteriyordu. Kendi hayatindan bir haber olan Marlton yada adi her neyse, boyundan buyuk bir sorumlulugun agirligini hissediyordu. oraya tekrar gitmeyebilirdi, parasini almisti. Ama kendisini buraya ait hissetti, cunku orasi yasak bir yerdi. Bir eliyle gaz vermeye devam ederken diger eliyle muzigini dinlemeye devam etmek icin oynat tusuna basti, yeni dogmus bir bebek kadar temiz olan sehrine dogru suruyordu, cetesi de pesindeydi.

Halk ayaktaydi, hukumetin onlardan birseyler sakladigini dusunup duruyordu, hatta bunu tavriyla yansitmak icin sokaga bile dokulmustu. Siyasileri izlerken at yarisi izlermis gibi hissetmek olasi. Once ortaya bir laf atiliyor ve herkes ondan payini alip birbirine laf atiyordu. Herkesin tarzi baska olsa da, dertleri ayniydi. Para.

Sehir merkezinde gezinirken, isiklarda durdugunda ilk duraga karar vermek icin dusunmeye koyuldu ve karar vermesi oldukca kisa surdu, elini saga isaret etti. Bara...

Cok gecmeden vardilar.

-naber javes?

Javes barmendi, guleryuzlu sekilde karsilama yapmis ve her gun oldugu gibi butun ceteyle tokalasmisti. Bu saatlerde bar sakin oldugu icin bara gecip raftan kumandayi aldi ve televizyonu acti. Marlton yada adi herneyse, bari daha cok isgal ediyormus gibi duruyordu. Javes onlardan korkuyor, isini elinden almasindan korkuyordu. Hakkida vardi, Marlton parasi olmamasina ragmen her gun oraya cetesiyle karga surusu gibi cokmus, zaman olduruyordu. Bu sefer farkli bir seyle geldigini ifade etmek icin cuvalini acip tezgaha 3 tomar para birakti ve Javes'e gulup konustu.

-bana besleme gibi bakma artik, musteri gibi bak dostum.

Javes gercek sasirmisti, masada kac para oldugunu o an tahmin etmesi istense, yuzde yuz bunu yapamazdi. Marlton o parayi koymasa da, bir sise viskiyi acip cetesiyle bitirecekti. Bu sefer oldugu icin boyle yapmadi, bencil olmadi. Televizyondaki her kanalda haberler vardi ve sehirdeki ayaklanmalardan, grevlerden gecilmiyordu. Onun aradigi sey bir insaat sektorunde grev yapan mimar, muhendis, insaat isiyle ilgilenen insanlar idi.

Javes ispanyoldu, ingilizcesi cok kuvvetli degildi. Sehire yeni geldigi icin o bolgede her gun tur atan Marlton cetesi, onu hazirliksiz yakalamislardi. Onun patronlari gibi duruyorlardi, durum biraz komik kaciyordu fakat Javes'i yada zavalli barini kimse rahatsiz edemezdi. Komik duran bu goruntunun en buyuk yarari bu idi. Kanallarda gezinirken birden durdu, bi insaat firmasinin butun calisanlari kameralar onune gecmis kendini yirtiyordu. O firmanin yaptigi bes binadan ikisinin depremden yikilma haberi cikmasina alisikti, kafasindan eledi. Bu isin boyle olmayacagina karar verdi ve siseyi kafasina dikti, cete uyelerine keyiflerine bakmalarini soyleyip sehirdeki en kaliteli binalarin adini tasiyan unlu firmaya yol almaya basladi.

Simple Castle.

Kendine hakim olamadan yasadiklarini aklina getirdigi icin kendine kizdi, eskiden evli oldugu kadinin simdi Simple Castle'in CEO'su ile evli olmasi ona hayattaki en komik ironi olarak gorunuyordu. En alttan, en uste. Etrafta vandallik yapan Anarsist bir motorcudan, sehrin en varlikli adamina.

Marshall Charles Kerwin adini aldatildigi gun kendi icinde olu buldu.

Hatta kalın, tanrıya bağlıyorum.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin