Marshall gözlerini devirdi ve oldukça bıkkın bir tonda sordu.
-Ciddi misin sen?
Kahverengi sakallı bu adam şapkasını masanın kan bulaşmamış bir tarafını iyice gözleriyle arayarak buldu ve koydu. Masanın önünden bir sandalye alıp, Marshall ile iletişim kurarken onu ciddiye alabilmesi için iyice yakınına çekip sandalyenin sırtını göğsüne çevirip yaslandı ve kollarını sandalyede kavuşturdu, sanki 40 lı yaşlarında değilde 20 li yaşlarındaymış gibi bir ruha sahip duruyordu.
-Istersen maskeleri çıkartabilirler ama onları hala canlıyken gördüğün için gözlerin kısık ateşte kavrulan tereyağ gibi akacaktır.
-Daha önce kalbimi bir kadın için feda etmiştim, tecrübem var. Görmesem de olur.
Onu uyaran takım elbiseli adam gülümsedi. Ve belirtti.
-Biliyor musun, çoğu insana onlar canlıyken kendim gibi görünmek zorunda değilim.
-Bundan senin ölümden sorumlu olduğunu anladım.
Ortayaşlı ölüm meleği kaşlarını kaldırarak gülümsedi ve cevap vermedi. Marshall cama tekrar baktı.
-Öyleyse bu senin için çok alışıldık bir manzara.
Başını salladı.
Marshall çorabındaki kutuyu çıkardı ve açtı, içinden bir sigara ve kibrit alıp onu ateşe verdi. Gülerek sordu.
-Biri seni patronunun yerini söylemekle tehdit etseydi, öbür türlü ölümle tehdit etseydi ve bir insan olsaydın bunu yapmazdın.
Ölüm meleği ciddi bir ifade takınmıştı, yerini zaten biliyordu ama Marshall onun adına yine doğru bir tespitte bulunmuştu. Sigarasından derin bir duman alan Marshall lafına devam etti.
-Dünyayı değiştirmek üzere olan bir maddeyi yok etmesine rağmen bir adamın cehennemde yanmasına göz yumulursa, böyle olur. Tanrının onu alması gerekirdi.
-Tanrıyı suçluyor musun, yoksa ben mi yanlış anladım?
Marshall yine güldü ve sigarasını derinden çekti.
-Yapma ama... kendisi bile bunun farkında. Onu ciddiye alsaydı, böyle bir şeyin olma ihtimali onun için oldukça düşüktü. Gerçekleşemezdi. Cennet bu kadar dar mıydı, sen söyle.
Aldığı dumani üfleyip tekrar güldü.
-Sonuçta o tanrı, bunu nasıl itiraf edebilir? Biraz düşünceli olmalısın. Bunu itiraf ederse insanların saygısını kaybeder. Senin saygını bile kaybederdi.
Ölüm meleği, Marshall'ın Richard için kurduğu planı ona uygulama kararı aldı. Kan lekesiyle çevreli cama sert bir yumruk vurdu ve yumruk o kadar sertti ki, bütün kat sallandı. Deprem gibiydi. Elini pencere çerçevesinin dibine sokarak temele ait kalın bir demir damarını çıkardı. Marshall'ı saçlarından tutup yere vurdu. Marshall kendinde direnecek gücü arama girişiminde bile bulunmadı. Gerçeği duyurabildikten sonra ölmek onun için ödül gibiydi. Haklı olduğunu kanıtlamış olacaktı. Kaynağı yok edersen, fikirleri kimseye ulaşmaz.
Marshall'ın cebine koyduğu kravatı aldı ve boynuna tekrar geçirip sonuna kadar sıktı. Onu bir çekişte pencereden çıkardı. Kravatın uzun kalan kısmını demir damara düğümledi. Pencereden sarkan Marshall, nefessizlikten ayaklarının istemsiz bir titremeye yakalanmasına şahit oldu. Kafasını hareket ettirirken ağzındaki sigara ıslak dudaklarına yapışıp kaldı.
Hareket etmeyi kesmişti.
Sigarasının dumanı gözünün akından süzülmeye devam etti.Kişisel bir şey olmadığını ima eden bakışlara onu süzen ölüm meleği, sonuna kadar hissizce davranmıştı ve onun için birşey değişmemişti. Marshall'dan düşen çelik kutuyu cebine koyup buz gibi gözüken kanlı pencereden uzaklaştı.
Yağmur başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatta kalın, tanrıya bağlıyorum.
Ficção CientíficaSeytanin bizzat egosunu tatmin edecek rekoru kirabilecegi proje olan "Tütün"ün ilk adimi olan fabrikanin yanmasina sebep olan Köhm Wecthz, sigarasiz bir dünyaya ikram edilen sigarayla baslayan kaos, bagimliligin ne kadar liderlik ozelligine sahip ol...